28.07.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:
Ve...Tepki yağmaya başlıyor Cemal Bey'e.Kimse çıkıp, kafamdan geçeni sormuyor, sorulacak tek şey o halbuki."Cemal Bey, ya biri nikahlı karısını verirse ne olacak peki, şike yapar mısınız?"Böyle şey olur mu?Olmaz tabi.Ama ağızdan kaçan bir laf başka lafı açıyor, o laf da başka bir lafı...Ve...Cemal Aydın şikeyi namusla eşdeğer gördüğünü söylemek istiyor belliki. Onun bu konulardaki hassasiyetine inanıyorum, samimi olduğuna da.Tarzı hoş değil ama.Ve...Yukarıdaki soruya da cevap vermeli.Benim hassasiyetime ve samimiyetime de o inanmalı.Hani konuyla hiç alakası yok.Baştan söyleyeyim de.Hani annesi kızına "Seni kimler istedi kimler" demiş, "ama hiçbirine vermedim".Kız cevap vermiş...-Merak etme anneciğim ben hepsine ..... Tekrar söylüyorum, konuyla hiç alakası yok.Peki...Hiç mi alakası yok ama? Devam edelim...Nikahlı kadını lugatımıza sokan Cemal Bey.Hani ilk gecesinde çok heyecanlanmış kadın.Kocası sormuş:-İlk defa mı yapıyorsun?-Parasız evet.Yine devam edelim...Adamın biri kraliçesi hakkında devamlı konuşuyormuş, "Ben bu kraliçeyi eninde sonunda becereceğim" diyormuş. Kraliçenin kulağına gitmiş. Çağırmış adamı.-Nasıl yapacaksın bunu?-Ağırlığınız kadar altın veririm.Kraliçe sinirlenmiş.-En az bu saray dolusu altın vermen lazım.-Neyse fiyatı bulduk, sıra altını bulmaya geldi...***Fazla sulandırmayalım.Bu işin tek oluru var...Geçmişe bir çizgi çekip, önümüze bakmak."Bugüne kadar yaptıklarınız yanınızda kar kalsın, bundan sonra yapanı yakarız demek." Bu işe bulaşanların sayısı, bulaşmayanlardan daha fazla.Tek tek eski dosyaları açmak belli ki hiçbir işe yaramayacak.Olan gene bize olacak.Sinirlerimiz biraz daha bozulacak.Ve...Hakemler, başkanlar, yöneticiler, antrenörler, futbolcular, Kulüpler Birliği ve federasyon "Bu işin üstüne gidilsin" diyorlar.Kim gidecek?Kim kaldı ki?Tam Aziz Nesin'lik.Allah rahmet eylesin. "Bana şike teklif edenin nikahlı karısını isterim" diyor Cemal Aydın. Bunlar bugüne kadarki en iyiler olan onlardan sonraki bugüne kadarki en iyiler.Bizim ümitler...Bakmayın ikinci olduklarına.Böyle bir kadroyu şampiyon yapmamayı becerebilmek için coach'unun çok özel yeteneklere sahip olması gerekir.Ve...Çok çabalaması.Nihat İziç İzmir'de imkansızı başardı.Kutlarız.Tam "Sevgili genel menajerimiz Doğan'ın eli, inşallah bari bu çocuklara değmez" diyordum ki...Değdi.Eli.Popolarına.Teselli ediyordu.Evet bunlar, onlardan sonraki en iyiler.Ve...Bunları, onlar gibi erken kaybetmek istemiyoruz.Mis gibi çocuk Cenk, sanki biraz havalandırılmış gibi.Üstelik daha olmadan.Semih sanki Mirsad'laştırılıyor gibi.Mirsad demişken...O, bir basketbol takımının tümünün taşıyabildiği bütün sorunları, tek başına bünyesinde taşıyan biriydi. Ama bir oyuncunun basketbol takımını tek başına yenmesi için gereken bütün özelliklere de sahipti.Evet çok sorunluydu.Evet deliydi meliydi.Ama büyük oyuncuydu. Semih daha ne oynadı ki?Ersan da yeni üvey evlattı sanki.Her oyuncunun, Hedo'nun bile, Memo'nun bile alternatifini bulmaya çalışan bu yönetimin, sevgili genel menajerimizin alternatifini bulmaya hâlâ çalışmaması ne tuhaf değil mi?Altyapıdan herşey fışkırıyor da...Sadece menajer fışkırmıyor.Turgay Demirel belli ki Doğan'dan ayrılmak istemiyor.Onun tercihidir, patron odur.Kader birliği ettiği menajerini, genel koordinatör moordinatör adı altında başka bir göreve getirip onore de edebilir.Ama menajerliği sadece Harun Erdenay'a bırakmalıdır Demirel. Harun ve oyuncular Hakyemez'den ne kadar uzak olurlarsa o kadar rahatlayacaklar, problemler de o derecede azalacaktır.Sahadaki performans da artacaktır. * * * Hedef 2010 deniyor...2006'dayız.Yarının takımlarını kurarken bugünü kaybettik.Dalgalarını geçiyorlar bizle.Bu ekip kalırsa...Yarını da kaybedeceğiz.Bu ekip...Türkiye'de şahane bir emeklilik geçiren A takımı coach'u...Onun altında Nihat İziç.Hepsinin üstünde bütün oyuncularıyla problemli bir menajer.Haydi hayırlısı.İnşallah bu vıdı vıdılarımı 2010'da yedirirler bana.İnşallah.Bunu istiyorum doğrusu. Menajerin eli Şu bizim adalar...İyi ki mesela Roma'nın, mesela Barcelona'nın yakınında değiller.Allah'tan.Oralarda Maradona, Madonna, Bush mush, onun oğlu, bunun kızı, şunun şusu, şunun busu otururdu.Bırakın adalarına ayak basmayı...Bırakın iskelelerine yanaşmayı.Vapurla önlerinden bile geçemezdik.Araya adam madam sokup, birkaç saatliğine çıkanlara da o birkaç saat, birkaç bin avroya patlardı.Ne şanslıyız...Farkında mıyız?İstanbul'a bu kadar yakın bu adalar.İstanbullu'ya da.Gidiş dönüş sadece birkaç avro.Hatta birkaç bile değil.İki tane bir avro.Biri gidiş için ikincisi dönüş.Ve...Bostancı'ya sadece yirmi dakika.* * * Dünyada beni en çok etkileyen koy Napoli'nin P'si.Dünyamda beni en çok etkileyen koy demek daha doğru belki.Yıllardır "P" diyorum ona sağda solda mecbur kalmadıkça.Uyanmasınlar diye.* * * Burgaz'a da "B" diyecektim de...Büyükada da var.Bizim Ender'e (Merter) yıllar sonra bu adayı yine hayatıma soktuğu için teşekkür ediyorum.Burgaz, dünyadaki, İstanbul'a en yakın cennet.Dünyamdaki İstanbul'a en yakın cennet.Herşeyiyle...Anlatacağım merak etmeyin.Acele etmeyin.Sindire sindire...Bugünlük bu kadar. bilgingokberk@mail.com BİLGİN'DEN