Levent Kalkan

Levent Kalkan

leventk@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gent geçen sezon Lyon-Valencia-Zenit üçlüsüne karşı evinde 7 puan toplayarak, tarihinde ilk kez katıldığı Şampiyonlar Ligi’nde 10 puanla son 16’ya kalmayı başarmış bir takım. Wolfsburg’a iki maçta da yenilip çeyrek final rüyasından uyanmışlardı ama bu sezon Avrupa Ligi’ne Braga deplasmanından çıkardıkları bir puanla başladılar.
Üstelik Portekiz’de şaşırtıcı istatistiklere de imza attılar. Topa sahip olmada yüzde 61’e 39, pas sayısında 443’e 148 gibi ezici bir üstünlük sağladılar rakiplerine... Braga gibi sahasında topla oynamayı seven bir takıma bu şansı vermemiş olmamaları Konyaspor’un işinin de kolay olmadığını gösteriyordu maç öncesinde...
Konya’nın topu rakibe bırakıp kontratak düzeniyle maça başlamasını beklerken yanıldık. Yeşil-beyazlıların, Gent’i şoke edecek bir gol peşinde koştuklarını gördük ilk dakikalarda. Ancak umutla aranan o gol gelmedi, 13’te kırmızı kartlık bir faul yapan Neto sarıyla kurtulunca Gent kontrolü eline geçirdi. Konya defansının zincirleme hatasıyla da Saief’in golü geldi.
Gent maçta yarım saat dolarken Coulibaly ve Asare ile net fırsatlar da kaçırmıştı. Neto’nun farkı ikiye çıkaran golü ise daha devre olmadan maçın fişini çekti.
Aykut Kocaman’ın öğrencileri futbolun savunma sanatı olmadığını 55’ten sonra hatırladı ve nihayet atak yapmaya başladılar. Bana göre Fatih Terim’in bugün açıklayacağı kadroda olması gereken Ömer Ali silik oyuna isyan edercesine rakip kaleye gitmeye çalıştı. Ali Çamdalı ve Meha da ona katıldı ve Konya nihayet kıpırdandı. Ancak bu çaba gol için yeterli olmadı.
Grupta ilk 2 maçı puansız ve golsüz kapatan Konya’nın bu ışıksız performansı gelecek için hiç umut vermiyor. Ve bence Konya’ya devre arasında mutlaka Bajic ve Rangelov’un çok önünde olan bir golcü gerekiyor...