Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yarım saatten fazla bir süre PAOK bir kişi eksik, ileride kimseyi bırakmadan dolayısıyla Fenerbahçe’yi hiç tehdit etmeden oynadı. 2 stoperi orta yuvarlak çevresinde bırakarak rakibin üzerine gitmenizin mümkün olduğu bir oyundu bu.
Seyirci Fenerbahçeli oyuncuların sakatlanmasına dahi gol atmış kadar seviniyordu. Yani Avrupa’nın en zor seyircilerinden biri de süt dökmüş kediye dönmüştü.
Dermitzakis hücum oyuncularını hem zorunluluktan hem rakibin gücünden çekindiğinden oyundan almıştı.
Yani özetle her bir hal PAOK’un kendisinden endişeli rakibin kapasitesinden çekinceli olduğunu gösteriyordu.
Bu durumda Fenerbahçe temposunu yükseltemedi. Hücum alanını genişletemedi ve PAOK savunmasını dağıtamadı. Emre, Stoch gibi oyuncuların yokluğu Semih’in oyundan alınmış olması bu durumda etkili oldu kuşkusuz. Ancak 2 oyuncu yok diye bir takımın bu kadar istikrarsızlaşması da anlatılabilir bir durum değil. Çok yavaş kaldılar. Oyunun yönünü hızla değiştiremediler. Top yavaş dönüp Fenerbahçe rakip alana enine yayılamayınca iş yürümedi.
İlk yarıdaki defansif oyun Fenerbahçe açısından anlaşılabilirdir. Doğrusu fazla pozisyon vermeden büyük bir beceri golüyle geri düştüler. Bir takımı bu golü yedi diye eleştirmek mantıklı olmaz.
Ancak ilk yarıda takımı ileri taşıyabilen ve bu seviyenin topçusuyum diye bağıran tek adam Gökhan Gönül olunca üretim de 0’a yakın oldu. Caner asla sahada olmasını gerektirecek bir performansta değildi. Selçuk gerekli seri oyunu sergileyemedi. Mehmet Topuz taktik bilgi yetersizliğinin sıkıntısını çekti. Cristian bir ön stoperdi sadece. Semih çok ama, çok sinirliydi. Alex bu tip durumlarda hep olduğu gibi yalnızlaştı, yabancılaştı, sırasını beklemeye başladı. Yani sadece Gökhan Gönül...
Fenerbahçe’yi defansif olarak ya da bu oyun mantalitesi nedeniyle eleştiremeyiz. Ancak Aykut Kocaman’ın ortaya koyduğu iddianın içini dolduramayan bir takım izlediğimizi de rahatlıkla söyleyebiliriz.
Başta anlatmaya çalıştığım son 30 dakika mantığında oynanan bir oyunda Aykut Kocaman’ın kafasındaki oyuna hiç yaklaşamaması can sıkıcı. Çünkü bu seviyede bundan daha uygun bir durum isteseniz bulunmaz.
Fenerbahçe bu yıl bir öyle bir böyle bir takım olmaya, bir zirve bir dip devam etmeye devam edecek gibi.
Aynı son dakika gibi Papazoglu ilk çıkışlarında golü atsa tur tamamen gidecekti. Topuz içeri vurabilse gelecekti.
Bu genel durumda Fenerbahçe’nin şansı %49 diyelim. Ve iyi gününde olmalarını bekleyelim.