Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Galatasaray, Ayhan’dan ilerisi sadece teknik bir takım. Ankaraspor da bir pas takımı.
Bu durumun doğal sonucu, iki takımın da topa hükmedemeyişi, fizik oyunu da beceremedikleri için de birbirlerini zorlayamayışları oldu.
Benim anlayamadığım ise bu çok şiddetli rüzgârı ilk yarıda arkasına alan Galatasaray’ın, ikinci yarıda da Ankara’nın neredeyse hiç uzaktan şut denemeyişi oldu.
Öte yandan rüzgâra karşı ikinci yarı boyunca hep degajman deneyen De Sanctis de anlaşılamayanlar arasındaydı. Bu kafamda Roberto Carlos’a baraj kurdurmamaktan daha büyük bir soru işareti yarattı.
Futboldan çok sörfe uygun hava şartlarında, bu korkunç rüzgârda oynamanın zorluğu ve rüzgârın kullanılamayışı bir yana iki takımdan bahsetmek gerekirse;
Galatasaray yine hemen her deplasmanda yaşadığı sıkıntıları yaşıyor. Rakip dengeli bir savunma hücum stratejisiyle oynadığında, Ali Sami Yen’de yaptıkları gibi savunmalarını rahatlıkla ileri çıkaramıyorlar. Çünkü dönmeleri gerektiğinde Ayhan’dan sonrası geri dönmüyor ve takımın ucuyla arkası arasındaki boşluğu rakibin doldurması kolaylaşıyor. Bu yüzden daha garanti olan yol seçiliyor ve çıkmıyorlar. Dolayısıyla ileri 5’li de arkadan destek alamamış oluyor ve rakip üzerinde baskı kurulamıyor. Galatasaray’ın bu deplasman kaderine karşı koyabildiği yegane maç Benfica oyunuydu ve bunun benzeri o günden önce de sonra da görülemedi. Şu notu da ekleyelim bunun Lincoln’le bir alakası yok. Zira Bursa’da o da vardı.
Ankarasapor ise yine aynı sıkıntılar gömülmüş duruyor. Topa sonuna kadar sahip olsalar da, her oyuncularıyla baskı kursalar da kaleye gitmekte yine kekeme kalıyorlar. Aykut Kocaman bu sıkıntıyı çözdüğünde hedef büyütebirler...