Metin Tokat

Metin Tokat

mtokat@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

BURSA-ESKİŞEHİR
(Fırat AYDINUS)

Geçen yıl yönettiği kariyerinin en başarısız karşılaşması olan Trabzonspor-Eskişehirspor maçından sonra Eskişehirspor’la buluştuğu ilk maçtı. Rahat değildi. Oyun genelinde az düdük çalarak maça tempo kazandırdı. İlk devreye ilave ettiği süre tamamlanmadan bitiş düdüğü çalması deneyimine yakışmadı. Kart uygulamalarında standart kararlar veremedi. Sercan’ın attığı 2. gol öncesi B.Ertuğrul’un, kirita yaptığı faulde oyunu akışına bırakarak yaptığı uygulama skoru belirleyen golle sonuçlandı.

KAYSERİ-F.BAHÇE
(Kuddusi MÜFTÜOĞLU)

Sakin, kendinden emin rahat tavırları ve otoritesiyle maçı devamlı kontrolünde tuttu. Faul ve kart uygulamalarında iki takım için de tutarlı kararları ile maçın önüne geçmedi. Oyuncuları zamanında uyararak tansiyonun artmasına müsaade etmedi. Furkan’ın attığı gol öncesi Cangele’nin pozisyonu ile vuruş esnasında topun arkasında olduğunu çok iyi yorumlayan yardımcı hakemi İsmail Şencan başarılıydı. Emre’nin sinirlenerek yerde yatan rakibinin üzerine doğru vurduğu top sportmenliğe aykırı bir hareketti. Rakibin sağlığını tehlikeye düşüren ciddi faullü ve şiddetli bir hareket değildi. Sarı kart doğruydu.

MANİSA-ANTALYA
(Süleyman ABAY)

M.Erdoğan’a ceza alanı içinde rakibinin teması olmadan penaltı beklentisi içinde kendini yere bırakması sonrası çıkardığı sarı kartta pozisyonun çok yakınındaydı. Kendine olan güveni arttıkça başarılı grafiği yükseliyor. Skorun sıkıştığı anlarda baskıdan etkilenmeden maçı tartışmasız tamamladı. MHK artık daha zor karşılaşmalarda değerlendirebilir.

KONYA-BUCA
(Serkan ÇINAR)

Çok gergindi. Oyuncuları uyarırken daha sakin olmalı. İyi yer alamadığından faullerde tutarlı değildi. Sarı kartı bulunan E.Toroman’a rakibini formasından çekmesine rağmen 2. sarıdan kırmızı kart gösteremedi. Otoritesini kurmakta zorlandı.

BEŞİKTAŞ-A.GÜCÜ
(M.Kamil ABİTOĞLU)

Maçı oyunun temposu düşürmeden akışına bıraktı. Karşılaşmanın başından sonuna kadar maça hâkimdi. Avantaj uygulaması da maçın hızını artırdı. Pozisyonları yakından izleyince topa ve rakibe yapılan müdahalelerde tutarlı kararlar verdi. Skor rahatlığına rağmen konsantrasyonunu bozmadı. Sarı kartlarında tutarlıydı. Futbolcularla az konuşması da başarısını artıran bir faktördü.

TRABZON-SİVAS
(Bülent YILDIRIM)

Faul ve kart yorumlarındaki tutarsız kararları Sivasspor’lu futbolcuları sinirlendirdi. Benzer hareketlere farklı kararlar verdi. Sarı ve kırmızı kartlarını yerinde doğru kullanamadı. M.Sözgelmez’in ceza alanı içinde arkadan Yattara’yı tutması penaltı ve bariz gol şansını engellemeden kırmızı kart olmalıydı. Sarı kartlı M.Sözgelmez’in, Yattara’ya topsuz yaptığı faulde ikinci sarı kart görmesi gerektiği için avantajı göz ardı etmeliydi. Farklı skora rağmen otoritesini kuramadı.


G.SARAY-GAZİANTEP
(Bünyamin GEZER)

Güvenilir kararlar veremedi. Faul ve kart uygulamalarında iki takım için objektif değildi. El Yasa’nın, Kewell’a arkadan yaptığı kontrolsüz hareketlere zamanında gereken önlemi alamadı. Oyun kurallarını doğru yorumlayamadı. M.Sarp-Emre arasındaki mücadeleye endirekt serbest vuruş vermesi hatalıydı. Önemli ve gollük bir ataktı. Top ortada ve havada M.Sarp topa daha yakın olan oyuncuydu. Penaltı kararı doğruydu. Kartlarını gösterirken daha sakin olmalı. Kendine olan aşırı güveni güzel ama bu maçın önüne çıkmamalı.

G.BİRLİĞİ-İ.B.BELEDİYE
(Özgür YANKAYA)

Rızvan’ın ceza alanı içinde Zec’i arkadan tutmasına verdiği penaltı doğruydu. Sarı kartı atladı. Skoru etkileyecek kararlardan uzak, başarılıydı.

KASIMPAŞA-KARABÜK
(Hüseyin SABANCI)

Süper Lig’deki ilk karşılaşmasıydı. Çok koştu. İkili mücadelelere izin vererek oyuna tempo kazandırdı. İyi yer alamadığından ceza alanı içinde Merthan’ın arkadan iteklendiği pozisyonu göremedi. Penaltı vermeliydi.


Tanjeviç ve Hiddink!
Basketbol Milli Takımımız, Dünya Şampiyonası’ndaki başarısı ile hepimizin gurur kaynağı oldu. Büyük başarı bir anda gelmedi. Uzun süreli birliktelik ve Tanjeviç’in taviz vermeyen kadro seçimi ile rakibe ve o anki skora göre değişebilen oyun anlayışı sonucu geldi. Takımımızın yedekleri ile birlikte tam bir uyum içindeki mücadeleleri müthişti.
Tabii ki, Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel ve Yönetim Kurulu’nun, eleştirilere hiç aldırmadan, teknik direktöre verdikleri desteğin de katkısını unutmayalım.
Futbol Milli Takımımız ise Hiddink ile Avrupa Şampiyonası elemelerinde ikide iki yaptı. Buna rağmen yine de eleştirilerden kurtulamadı. Basketboldaki başarının, futbolda da tekrarlanması için sabırlı olmayı öğrenmeliyiz. Hiddink’in, kariyeri başarıyla dolu bir teknik direktör olduğunu unutmayalım. Ligimizi ve oyuncularımızı daha yakından tanımaya başlayınca oyuncu seçimlerinde daha titiz davranacaktır. Yıllardır bir türlü oluşturulamayan sadece belli oyunculara endeksli kısa süreli başarılı sonuçlar yerine futbol kültürümüzü oluşturacak sistemli bir çalışma, 2012 hedefimize ulaşmamızı sağlayacaktır.
Yapılması gereken sadece sabretmektir.