Skorer MİNDERDE fırtınalar kopuyor

MİNDERDE fırtınalar kopuyor

28.09.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

MİNDERDE fırtınalar kopuyor

MİNDERDE fırtınalar kopuyor


Meriç Müldür


       1 - Son Dünya Şampiyonu Nazmi Avluca, 2000 Sidney'den sonra güreşi bırakıyor
       2 - Atina'da havlu atan Hamza Yerlikaya, herkesin kendisiyle uğraştığını söylüyor
       3 - Şeref Eroğlu ile Hakkı Başar, ilgisizlik yüzünden adeta isyanları oynuyor

       "Devlet amatör spora destek vermiyor. 2000 Sidney Olimpiyatı'ndan sonra güreşi bırakacağım"...
       Bu sözler Dünya Şampiyonu Nazmi Avluca'nın...
       "Hakemler benimle uğraşıyor. Herkes arkamdan konuşuyor. Bırakır, çeker giderim. Kimse de bir şey diyemez"...
       Bu sözler de "asrın güreşçisi" Hamza Yerlikaya'nın....
       "Bu kadar ilgisizliğe karşın, bu sporu niye yapalım ? Biz de 2000'den sonra yokuz"...
       Bu sözler ise minderin yıldız isimleri; Hakkı Başar ile Şeref Eroğlu'nun...
       Hepsi umutsuz, hepsi kırgın, hepsi geleceğe endişe ile bakıyor...
       Yani minderde fırtınalar kopuyor...

Güvencemiz yok

       İlk sözü, spor yaşamında "adım adım" başarıya koşan, sabırlı günlerin, gecelerin armağınını, Dünya şampiyonluğu ile gören Nazmi Avluca alıyor... Küçüklüğünden beri, hedeflerinin Avrupa, dünya ve olimpiyat şampiyonluğu olduğunu söyleyen Avluca ekliyor:
       "Tek amacım buydu. İkisi gerçekleşti, biri kaldı. Olimpiyatta da kürsüye çıkarsam, şartlar değişmediği taktirde, güreşi bırakacağım. Devletin desteği iyileşeceği yerde, gün geçtikçe kötüleşiyor. Şampiyonluğun ödülü olan evi bile kaldırdılar. Şampiyonluk sayısı çoğalıyor, ödüller azalıyor. Bu devletin, şampiyonuna verecek parası yok mu ? Hayatımı riske atıyorum. Ağzımın içi yara dolu. Kaşım patladı. Sadece ülkemin bayrağını dalgalandırmak için bu çileyi çekiyorum. Ama karşılığını alamıyorum. Geçen yılın dünya üçüncülüğü ödülünü hala bekliyorum. Bu durumda malesef ticaret yaparak, para kazanmaya çalışıyoruz. Yani hem spor yapmaya, hem de ailemizi geçindirmeye çabalıyoruz. Böyle bir sporcudan ne derece verim alınabilir ki ?

Rahat bırakın

       "Asrın güreşçisi" unvanına rağmen Atina'da daha ikinci turda havlu atan Hamza Yerlikaya'nın derdi de yüzünden okunuyor... "Profesyonel sporcu yenmesini de bilmeli, yenilmesini de" diye söze başlıyor Hamza ve devam ediyor:
       "Dünya minderlerinde 50 hakem varsa, hepsi aleyhimde. Beni yıpratıp, yıkıyorlar. En güzel örnek, şampiyonadaki son maçım. Hakemlere göre kaybettiğim bir müsabakada 4 - 0 galip ilan edildim. Güreş yapmamı istemiyorlar. FILA kuralları ile çok oynuyorlar. Güreş, güreşlikten çıktı"
       Dünya Şampiyonu güreşçimiz, elendikten sonra herkesin arkasından konuştuğunu da belirtiyor ve "Bugün bırakır, giderim, kimse birşey diyemez. Eziyet çekiyor, fedakarlık yapıyoruz. Kendimize ait hayatımız bile yok. Bizimle yaşamıyor, sıkıntılarımızı görmüyorlar. Bizi rahat bıraksınlar. Arsızlık, hırsızlık yapmadık. Bodrum'da bir tartışma yaşandı. Benim hiç bir suçum yokken neler yazıldı. Kariyerini mi, şampiyonluğu mu, hakemleri mi, rakibi mi, basını mı düşüneceksin ? Olimpiyat barajı önemli değil. Bir turnudava birinci olur, giderim. Hatta FILA özel davetle beni götürür. Ama bunu istedikleri için değil, zorunlu oldukları için yaparlar. Ben ve Karalin olmasak kim güreş seyreder ki ?" diyor.

Bırakacağız

       Şeref Eroğlu ile Hakkı Başar da, Nazmi ve Hamza'dan farklı düşünmüyor. 2000 Sidney Olimpiyatı'ndan sonra güreşten kopmayı düşünen iki güreşçi, "Devlet bize ilgi göstermiyor. Ödüller bile azaltılıyor. 2000'de şampiyon olup, ayrılmak en doğrusu. Başka bir ülkenin mayosunu giymek bize yakışmaz. Bu kadar ilgisizliğe bu sporu niye yapalım ?" diye konuşuyor.
       İşte minderin dört yıldızının düşünceleri, daha doğru düşüncesizlikler karşısındaki tepkileri böyle...

Avluca'ya teklif

Atina'daki Dünya Grekoromen Güreş Şampiyonası'nda Alman kulüpleri, şampiyonumuz Nazmi Avluca'ya transfer teklifinde bulundular. Alman yetkililer, "Gel bizde güreş. Alman Milli Takımı'nın da formasını giy. Sana her türlü şartı sağlarız. Şampiyon olduğun zaman da büyük kazanç elde edersin" dediler. Nazmi Avluca ise bu teklife, "Şu anda böyle bir düşüncem yok" yanıtını verdi.

İnce ruhlu Ayı !

Grekoromen güreşin süper ismi Karelin'in gücüyle bastığı yeri titreteceği doğuştan belliydi. Sibirya'nın Novosibirsk kentinde dünyaya gözlerini açtığında tam 7 kiloluk tosundu. 13 yaşına geldiğinde babasının boyunu geçmişti bile. Antrenörü Victor Kusnetzov tarafından yeteneği keşfedilen Karelin'in 15 yaşında katıldığı gençler güreş şampiyonasında bacağı kırıldı. Sakatlığının üzerinden iki yıl geçmemişti ki, Dünya Gençler Şampiyonu oldu ve eski Sovyet takımına seçildi. 1989'da ele geçirdiği Dünya şampiyonluğunu bir daha kaptırmadı. Üst üste 9 kez Dünya, 13 kez Avrupa şampiyonu oldu. 1988 Seul, 1992 Barcelona ve 1996 Atlanta Olimpiyat Oyunları'nda zirveye çıktı. 12 yıldır hiç yenilmeyen ve maç kaybetmeyen "Sibirya Ayısı" unvanlı Karelin, iri cüssesi ve korkunç kuvvetine rağmen çok ince ruhlu bir yapıya sahip. Ünlü güreşçi klasik müzik ve edebiyattan hoşlanıyor, konuşmalarında ünlü edebiyatçılardan alıntılar yapıyor.