11.11.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:
Doğrusu ya;Okuyunca spor yönetimine hakim olan ayrımcılık politikasıyla ilgili kaygılarım kuvvetlendi.Zaten gönderilen açıklama da tezimizi doğrular nitelikte.Sormuşuz;"IWF tarafından, Halter Federasyonu'na verilen 100 bin dolarlık ceza nasıl ödendi?" Yanıt vermişler;"Söz konusu ceza 1 Haziran 2006 tarihinde IWF hesabına yatırılmıştır. 12 gün sonra da genel müdürlük teftiş kurulunun raporunun gereği olarak adı geçen şahıslar aleyhine Ankara 10. Asliye hukuk mahkemesine geri alma davası açılmıştır."Düşünebiliyor musunuz?Görevde kalmasında sakınca olduğu rapor edilen Federasyon Başkanı Hasan Akkuş cezayı bizzat devletin kasasından ödemiş. Spor yöneticileri buna göz yummuş!Sonra da parayı geri alabilmek için devlet, Başkan hakkında dava açmış.Söyleyin Allah aşkına nasıl bir komedidir bu?Haluk Ulusoy ve arkadaşları emniyeti suistimal etti gerekçesiyle suç duyurusunda bulunanlar nerede?Üstad Aziz Nesin'i her geçen gün artan bir özlemle anıyorum! Geçen haftaki "Sana birşey olmaz, bizdensin" başlıklı yazımıza Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in talimatıyla bürokratlarından yıldırım hızıyla yanıt geldi. Sayın bakan geçen hafta Kayseri'deki temel atma töreninde bize göndermede bulunarak "Çifte standart uygulamıyorum, Halter Federasyonu'nu da genel kurula çağırdım" demişti.Şahin o dönemde Teftiş Kurulu raporu doğrultusunda Akkuş'u ancak görevden alabileceğini, özerk olmayan bir federasyonu genel kurula çağırma yetkisi bulunmadığını herhalde biliyordu!Ama sayın bakan futbola gösterdiği hassasiyeti halter için gösteremedi.Şayet Halter Federasyonu, apar topar özerk hale getirilmeden yönetmeliğe göre Akkuş'a gerekli yaptırım uygulansaydı, kimse çifte standarttan söz etmeyecekti.Tezimizi güçlendiren bir nokta daha.Açıklamada, Teftiş Kurulu raporundaki iddiaların Halter Federasyonu'nun ilk genel kurulunda tartışılıp, delegelerin özgür iradesiyle yeni yönetimin oluşturulduğu belirtilmiş.Yani, "Hasan Akkuş hakkında bir işlem yapılmasına gerek olsaydı genel kurul bunu yerine getirirdi" demek istenmiş.Peki Haluk Ulusoy hakkındaki iddialar ocak ayındaki genel kurul öncesi bizzat Bakan Şahin tarafından gündeme getirildiğinde o genel kurul üyeleri bunları bilmiyor muydu?19 Ocak 2006 tarihinde Ulusoy ve yönetimini delegelerin özgür iradesi seçmedi mi?Bu ne yaman bir çelişkidir? Bir kez daha tekrarlıyorum:Devletimden hırsızların, kırmızı bültenle aranan dolandırıcıların, arsızca aramızda dolaşan tefecilerin, Türk sporunu uluslararası alanda rezil edenlerin, ceza üstüne ceza verdiren basiretsiz yöneticilerin peşine düşmesini, hesap sormasını bekliyorum.Ayrım gözetmeksizin.Hepsi bu... Gereği yapılmayınca Hep eleştirir dururuz ama...Futbolda iyi işler de yapılıyor, manevi yönü güçlü projeler üretilip hayata geçiriliyor.Bunlardan birine dün Çocuk Esirgeme Kurumu ve Futbol Federasyonu imza attılar.Yurt genelinde 22 bin kimsesiz çocuğa spor yaptırmayı hedefleyen proje, arka bahçemizde unuttuğumuz fidanlara sosyal bir hedef koyacak, sorumluluk yükleyecek.Türk futbolu için çok önemli bir alt yapı oluşturacak.Önemli bir diğer iş birliği ise Milli Eğitim Bakanlığı ile yapıldı.17 milyon çocuk ve genci ilgilendiren plan kapsamında okullarda spor kulüpleri kurulacak, onların aktif olarak spora katılımı sağlanacak.Türkiye'de ilk kez böyle bir potansiyel harekete geçiriliyor.İkisi de çok önemli, sabır ve özveri gerektiren uzun vadeli projeler.Katkı sağlayanlara teşekkürler. Destek olalım Son atanmış, ilk seçilmiş Futbol Federasyonu Başkanı Şenes Erzik, bazıları için "tehlike anında" kurtarıcı olarak görülmeye devam ediyor.Haklılar. Böylesi saygın bir lidere kim hayır diyebilir ki?Ancak verilmek istenen mesajın aksine, UEFA Asbaşkanı dedikoduların ve kulis çalışmalarının çok dışında.Futbolun müzmin muhalifleri, döndü dolaştı yine Erzik'e sarıldı.Gerçeği ilk ağızdan öğrenmek için çarşamba günü Şenes başkanı aradım...Sağolsun, her zamanki nezaketi ile çağrımızı karşılıksız bırakmadı."İki ay sonra UEFA'da seçimim var. Nereden çıkarıyorlar federasyon başkanlığına aday olduğumu? Ciddiye almıyorum bunları. Haluk Ulusoy'un söylediği gibi iddiaların yargıya intikal etmesi iyi oldu. Davanın sonucunu beklemek gerek. İnşallah aklanır gelir. Futbola dışarıdan müdahaleler hoş değil. Kimse genel kurulun iradesini yönlendiremez. Başka bir organın müdahalesi gerekmez. FIFA konusunda paranoya yaşamayalım. Sadece bizi değil 207 üye ülkeyi izliyor. FIFA statüsü dışına çıkılmasına kesinlikle izin verilmez. Portekiz, Polonya, Yunanistan, Kenya örnekleri ortada. Futbol sorunlarını kendi dinamiği içinde çözmeli..."On aydır kafalarına göre bir başkan uyduramayanlara duyurulur. Erzik ve gerçekler Fenerbahçe Teknik Direktörü Zico geçen hafta NTV'de katıldığı spor programında "Sanki 25 yıllık antrenörlük kariyerim varmış gibi eleştiriliyorum" demişti.Ancelotti, Maurinho ve Scolari'yi örnek gösterip kendisine zaman tanınmadığından, çok şey istendiğinden şikayet etmişti.Adamcağız haklı!Demek ki Japonya macerasından sonra geldiği Fenerbahçe'de kimse sarı-lacivertli camianın beklentilerini ona anlatmadı.100. yılında büyük hedefler peşinde koşan bir takımda görev yapacağını söylemedi.Kendi ifadesiyle "stajyerlik" süreci yaşayan teknik adama demek ki hiçbir yönetici, "Süper Lig'de şampiyonluktan, Avrupa'da final oynamaktan" söz etmedi.Yok yok...Zico haklı.Hem de sonuna kadar! cersen@milliyet.com.tr Zico haklı