Skorer Nesini kutlayalım ?..

Nesini kutlayalım ?..

03.01.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Nesini kutlayalım ..

Önündeki "yeni" sıfatı mı yüreklendiriyor bizi?.. Artan matematiksel değeri mi?.. Aksamayan düzeni mi?Sadece bir "olasılık" mı acaba, yılbaşlarında kutladığımız?Yoksa bizi ters - yüz edip giden bir 365 günden daha kurtulduğumuz için mi, hoplayıp, zıplamaktayız?..Parmağımızın ucunu kımıldatmadan takvimin son yaprağı da çöpe gitti diye nasıl "milyonlarca Polyanna" haline geliveriyoruz, anlamak imkansız.Ne değişti ki, dünden bu güne... Ya da 20 yıldan bu yana...Mesela Anadoluda...Mesela sporda...Mesela, Hakkarinin Sümbül Dağında, uyduruk şapkamı başına takıp, ona armağan ettiğim için sevinçten gözleri dolan yarı aç yarı tok milli kayakçı, nasıl kutladı bu yılbaşını acaba?..Ya da Şırnakta, karnını vilayetin aşevinden doyuran, yırtık pırtık Fenerbahçe formalı, Sergen hünerindeki futbolcu çocuk?.. Yoksullukla duvar pası yapmaktan bıkıp, babasının ırgatlık kontenjanından iş güç sahibi olmuştur belki. Olmuş da, "spordan kurtulmuştur". Batıda horlanıp, Doğuda potansiyel anarşist olarak mimlendiğini ağlayarak anlatan Tuncelili o genç atlet; yaşıyorsa, bir Avrupa kentinin varoşlarında girmiştir yeni yıla mutlaka. Başka çaresi yoktu ki...Tatvanda tavanı göçen, Nusaybinde santim santim çeltik tarlasına gömülen spor salonları kim bilir yeni yılda ne durumda?..Bitliste antrenman yapmak için karın altından kazdıkları tünelle salona giren ve kilit altındaki spor ayyakkabılarını giyen atletlerin yolunu kapattı mı yine yılbaşı karı?..Merak ediyorum; bir sözle trilyonları prim hanesine yazan Federasyon, yeni yılda bir tane top yolladı mı Sümbülsporun lastik mesli futbolcularına?..Hiç sanmıyorum... Güneşin etrafında, daha yeteri kadar tur atmamıştır Dünya!..Bir şeyler düzelmeli ki, ümitlenmeliyiz... Kalıtımsal sefalet, geleneksel soğuk, kar ve üstüne, bir de kriz...Olsun... "Yıl" yeni ya; hangarlarda, meydanlarda, beş yıldızlı çatılar altında, deliler gibi eğlenmekteyiz. Sistem, piramitin en tepesindeki üç - beş granit bloğun güneşi yansıtan pürüzsüz yüzeyini parlatıp, avunmayı sürdürdükçe ve eteklerdeki kumun altında boğulup giden Türk Sporunun tabanını görmezden geldikçe, yeni yıldan onlara ne?.. Onların kutlayacak nesi var?...Aslında her kutlamanın derinliklerinde bir parça vicdan azabı yatar.Ya da yatmalıdır...Yeni yılı, sadece yeni olduğu için eşek sudan gelinceye kadar kutlayanlar dönüp biraz da aşağılara bakmalıdır.Ya da baktırırlar!..Şurası bir gerçek ki, "yeni" sıfatı olumlu çağrışımlar yaratır.Bu yüzden reklamcıların, metin yazarlarının vazgeçilmezleri arasındadır.Lakin, içi doldurulmamışsa, bu aptalca iddia işe yaramaz ve "malın elinde kalır". Yılın "yeni"si hoş geldi sefa geldi, ama bize yeni adamlar, yeni kafalar lazım asıl...Yeni yılınızın eskiyi aratmaması dileğiyle. Biz öyle dikilip dururken, Güneşin etrafında turlayıp, aynı yere geldikçe Dünya, "yeni yıl"ı "umut odağı" kılan nola ki?.. Küfür sarıldı! Birlik, holiganların yargı önüne çıkarılması için yasa hazırlanmasını istedi.Sözcü İlhan Cavcav, küfür sürerse, önce kulüp başkanlarının maçlara gitmeyeceğini, bir adım sonra maçların seyircisiz oynatılabileceğini açıkladı.Federasyon, MHK, Kulüpler Birliği ve "bir kısım medya" mensupları elini taşın altına koydu.Ha gayret... Geriye küfürbazlar ve onların eyyamcıları kaldı. Küfüre karşı kurulan ittifak, Kulüpler Birliğinin de katılımıyla daha da güçlendi... Erdoğan Abi yazmış !.. Dediğim; Fenerbahçe yazarlarının fikirleridir.Diğer kardeşler, ağabeyler alınmasın ama benim izleyip, okuduğum kadarı ile "durum tespiti" ve "yön göstermede", Fenerbahçe yazarları göğüs farkıyla ileridedir. Diğer kulüplerde orantıyı "egosantrikler" seyreltmektedir.Geçen hafta Erdoğan Şenay ağabeyimizin "harakiri ve sonrası" başlıklı yazısını okumuşsunuzdur mutlaka. Hani, yabancı teknik adamlarda sihirli değnek aramanın ne kadar nafile bir çaba olduğunu anlatan ve yılların tecrübeli Fenerbahçeliliği ile testi kırılmadan elini taşın altına koyan o yazı...Mister, Mösyö veya Senyör arayışını "Şenay nezaketi" ile silkelerken, tükenmiş kramponlara dikkati çeken ve iki ayakları bir pabuca girmiş yöneticilere farklı ufuklar işaret eden olgun bir uyarı.Tespitler, öneriler ve çekinceler ile yöneticilik okulunda yarım sömestr tartışılacak bu sütunu ben kestim sakladım. İsteyene fakslarım.İhtimaldir, yılbaşı kalabalağı yüzünden Uludağda Milliyet kalmamıştır! Aslında Fenerbahçenin "ekstra" bir avantajı var ki, bu durum kulübün tabanı ve tavanı tarafından "talihsizlik" olarak değerlendirilmekte: Fener falı "Ne olacak Fenerbahçe"?.. Sokakta sorana ne diyorsam, size de aynısını söyleyeyim:Fenerbahçenin bu sezon ne olacağını doğru tahmin edenler, sonsuza kadar unutulmayacaklar. Öldüklerinde bile insanlar gelip, mezarlarına çaput bağlayacaklar. Bu sorunun yanıtı, altıncı hisse girer ki, ben de ikinci yarının ikinci haftasından sonra şahlanan bir Fenerbahçe tahmin ediyorum; iki vakittir... Hayır... Yeni Hocaya falan güvenmiyorum. Takımın bu hale gelmesinde belki de Mustafa Denizli kadar katkıları olan futbolcuların, olayın ciddiyetini anladıklarını sanıyorum. Eğer bu kehanetim tutarsa, işin onuru Werner Lorantın hesabına geçecek, ona üzülüyorum. Evet... Kuşkular, endişeler zirvede ama "merak" bir adım önde: "Alt basın" Ben buna "ihmal" falan demiyorum, resmen medya hiyerarşisinin zirvesine yaranmak için emekçilere yapılan "taammüden hakaret". Ama bilmiyorlar ki, basındaki hiyerarşi, ne bir holding, ne bir bir siyasi parti gibidir ve eminim onlara en güzel yanıtı, yaranmak istedikleri yöneticiler verecektir.Efendim, 12 Dev Adamın zaferinde emeği geçenlerin davetine kendi deyimleriyle "alt basın"ı çağırmamışlar. "Alt basın" dediklerinden biri de Avrupa Basketbol Şampiyonası sırasında yaptığı canlı yayınlarda paçalarından ter damlayan, Milliyetteki yazıları, CNNdeki Pivot programıyla basketbolu en iyi zaman dilimlerine, en kıymetli sütunlara sokan Bilgin Gökberk... Dua etsinler, o iyi ruhlu bir insan... Açık açık kırıldığını yazmak yerine, belgesine falan bakmayıp, bildiği bir iki dedikoduyu kaleme alsa, bir dahaki toplantıyı emekliler kahvesinde yapardı Federasyon...Dua etsinler ki, Bilgin iyi adam, burası da Milliyet... Sakın, bazı yazarların "kutsal ittifakı" gibi algılamayın, ama Bilgin Gökberke Basketbol Federasyonunun reva gördüğü "hakaret", bir meslektaş olarak kanıma dokundu. BAŞKANLAR Yeni yılda ne yaptılar? Yeni yıla yarım saat kala ani bir kararla nescafe kavanozunu kaptığı gibi Fatih Terimin Tarabyadaki evine doğru direksiyon kırdı. Güvenlik görevlisi, Terimin Uludağda olduğunu söyleyince, gazı topukladı ve TEMden Romanyaya doğru yollandı. Bir an önce Lucescunun boynuna sarılmak istiyordu. Ancak yol kapalıydı ve meteorolojinin raporuna göre, Marta kadar açılmayacaktı. Hürriyet Gazetesine girip, yeni yılı Fatih Altaylı ile birlikte kutladı. Aziz Yıldırım: Akşam yemeğinden sonra paltosunu giyip, yürüyüşe çıktı. Ayakları onu Şükrü Saraçoğlunun soyunma odasına götürdü. Teknik direktör ile futbolcuları beklerken sinirliydi... Cebindeki "Avrupalı teknik direktörler kataloğu" nu karıştırarak oyalanmaya çalıştı. Yılbaşı için evine giden bekçinin ısrarı ile staddan ayrılırken, üçüncü vardiya işçilere yeni yıl tatili veren stat müteahidinin işine son verdiğini ve yabancı bir müteahid getireceğini söylüyordu.Serdar Bilgili: Beşiktaşlı hukukçularla yaptığı toplantı uzayınca yeni yıla ofisinde girdi. Hasan Aratın Haziranda kongre teklifinden iyice şüphelendiği için Beşiktaş kongresinin 14 Ocaka alınmasını istiyor ama hukukçular bunun imkansız olduğunu söylüyordu. Yeni yılın ilk dakikaları ile ofisten çıkıp, eve giderken önce Nihata uğradı ve futbolcunun beş milyon dolarlık dizini bir daha kontrol etti. Sabaha karşı Süleyman Sebanın anılarını okurken uyuya kaldı.Özkan Sümer: Yeni yıla Rioda girdi. Antartika ve Patagonyadaki futbolcu arayışlarında amacına ulaşamamış, vatana eli boş dönmemek için ikinci adrese uğramıştı. Trabzondan arayıp yeni yılını kutlayan arkadaşlarına müjdeyi verdi. Çok hesaplı bir takım bulmuştu ve "olduğu gibi" alıp gelecekti. Uydudan Zigana Tatil Köyündeki Tarkan konserini izlerken, salonun dolmadığını görünce keyiflendi. eguven@milliyet.com.tr Mehmet Cansun: