Sezonun ardından...

34 hafta sonunda bir sezonu daha geride bıraktık. Birçok yerde 2008-2009 sezonu değerlendirmesi yapılıyor... Benim de sezona ilişkin diyeceklerim var elbet... İşte aklımda kalanlar...
En iyi yeni transfer: Baros, Kewell, Tabata, Bilica, Ernst, Colman
En büyük hayal kırıklığı: Güiza, Maldonado, Josico, Seric, Linderoth, Lincoln
Anlaşılamayan yeni transferi: Josico, Seric, Ceyhun
En iyi yabancı futbolcular: Baros, Tabata, Bilica, Ernst, Colman
En iyi yerli futbolcular: Arda, Taner, Sercan, Volkan Şen, Yusuf, Gökhan Gönül, Merter
En istikrarlı futbolcular: İbrahim Toroman, İbrahim Dağaşan, Bilica, Lugano, Gökhan Gönül, Musa Aydın, Mehmet Yıldız
Takımı için en önemlileri: Taner, Arda, Servet, Alex, Tabata, Gökhan Ünal, Mehmet Yıldız
En iyi lejyoneri: Tuncay Şanlı
Yüreğimizi ağzımıza getireni: Ümit Özat
Çıkış yapanları: Sercan, Volkan Şen, Mustafa Sarp, Eren, Sezer, İsmail Köybaşı, Batuhan, Özer, Erman Kılıç, Taner.
İlk yarının 11’i: Kaleci: Rüştü
Savunma: Gökhan Gönül, İbrahim Toroman, Bilica, Hayrettin
Orta saha: Arda, Ernst, İbrahim Dağaşan, Tello
Forvet: Taner, Baros
En iyi teknik direktörler: Mustafa Denizli, Ertuğrul Sağlam, Bülent Uygun
Sezonun çıkış yapan teknik direktörleri: Mehmet Özdilek
En kötü teknik direktörler: Aragones, Erdoğan Arıca
En iyi takımlar: Beşiktaş, Sivas, Bursaspor
En kötü takımlar: Konyaspor, Hacettepe
Hayal kırıklığı yaratan takımlar: Gençlerbirliği, İstanbul BB, Ankaraspor (2. yarıda yaşadıkları düşüşle)
En sürpriz takımları: Düşmesine rağmen Kocaelispor, Bursaspor
Ümit vaat edenleri: Bursaspor, Antepspor
En unutulmaz maçlar: Eskişehir-Galatasaray, Eskişehir-Denizli, Fenerbahçe-Galatasaray, Antalya-Ankaragücü, Antep-Sivas, Sivas-İstanbul BB, Fenerbahçe-Sivas, Fenerbahçe-Beşiktaş kupa finali
Sezonun skandalları: Teknik direktörlerden daha çok bilen yöneticiler, Skibbe’nin yardımcılarının gönderiliş biçimi ve Feldkamp’ın tekrar göreve gelmesi.
En iyi yönetim: Yok
En kötü yönetimler: Konya, Ankaragücü, Galatasaray
En iyi tribünler: Beşiktaş, Karşıyaka, Bursa, Diyarbakır
En kötü tribünler: Boş tribünler
En güzel gol sevinci: Tabata’nın Bursaspor maçındaki gol sevinci
En iyi hakem: Bünyamin Gezer ve Bülent Yıldırım kötünün iyisi
En kötü hakem: Hepsi desem haksızlık mı olur?
En güzel goller: Emre’nin Denizlispor’a attığı gol, Delgado’nun Kocaelispor’a sağ ayağıyla attığı gol, Milan Baros’un Antep-Galatasaray maçındaki rövaşatası, Selçuk İnan’ın İstanbul BB-Trabzonspor maçındaki golü, Gökhan Güleç’in Hacettepe-Bursa maçındaki golü, Holosko’nun Beşiktaş-Fenerbahçe maçındaki golü, Yattara’nın Trabzon-Gençlerbirliği maçındaki golü.
En güzel asistler: Galatasaray-Beşiktaş maçında Tello’nun Delgado’ya ve yine aynı maçta Lincoln’ün Baros’a yaptığı asist. Yusuf’un Eskişehir maçında Holosko’ya yaptığı asist.
En iyi futbol programı: %100 Futbol - NTV
Sezonun sözünü tutmayanı: Konyaspor Başkanı Mehmet Ali Kuntoğlu (‘9 yıl Konyaspor’a başkan adayıyım. Allah izin verirse 9 yıl da Raşit Çetiner’le çalışacağım’ dediği için)

Bit pazarına nur mu yağıyor?
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, seçim öncesi “1.5 yıldır kendimi futbol takımından geri çekmiş, sorumluluğu yönetici arkadaşlarıma bırakmıştım. İlan ediyorum, bugünden itibaren tüm sorumluluğu eskisi gibi üzerime alıyorum” diyerek başarısızlıktan dolayı kendisini kurtarıp yönetim kurulunu suçladıktan sonra ve 3 yıl şampiyonluk sözü verdiğinden bu yana merakla beklemekteyiz Fenerbahçe’ye kimler gelecek, kimler gidecek diye...
Biz merakla bekleye dururken 3 yıl önce gönderilen Daum’un tekrar takımın başına getirileceği konuşuluyor. Bu durumda “Daum’u pek beğeniyorlardı da neden gönderdiler” ya da “Daum’u beğenmiyorlardı gönderdiler, peki şimdi neden getiriyorlar” diye sormak mümkün.
Aurelio’nun da Fenerbahçe’ye tekrar geleceği haberleri hızla yayılıyor. Dünkü gazetelerde Tuncay’ın da Fenerbahçe yolunda olduğu yazılıp çiziliyordu.
“En iyi yol, bildiğin yol” diye bir söz vardır. Bunu futbolculara ve Aziz Yıldırım’ın yöntemine uygulayabiliriz. Bu isimlerle şampiyonluk yaşamış bir başkan, kendince haklıdır eski futbolcuları toplamakta...
Ama bir de Herakleitos’un sözü vardır...
“Aynı ırmakta iki kere yıkanılmaz...”

Aaaa, inanmayız!
Fenerbahçe’de iken soyunma odasına giren, teknik direktörle tartışan, oyuncuları haşlayan yöneticiler gördüm. Sahada ne yapılması gerektiğini anlatan ve taktik veren bir başkan da gördüm.
(Eski Fenerbahçeli futbolcu Lugano)

Diyene bak!
Kocaelispor ve Antalyaspor’a bakıyorsunuz yine küme düşecekler. İyi de yeni geldiniz niye düşüyorsunuz? Madem düşeceksiniz niye geliyorsunuz?
(Kocaelispor ve Antalyaspor’un eski teknik direktörü Yılmaz Vural - Lig TV)

Seneye alırsınız...
Muhabir: Hoca arayışları nasıl gidiyor Sayın Başkan? Hâlâ hoca bulamadınız.
Sadri Şener: Tam Ancelotti’yi alıyorduk. Onu da Chelsea kaptı.
(Lig TV)

Çözmüşsün işi...
Türkiye’de taraftarlar her zaman başarı istiyor. Bu da yöneticiler için tam bir kâbus. Destekleri fantastik diyebilirim. Başka bir kulübün bizimle yarışabileceğini sanmıyorum. Galatasaray için ikincilik diye bir şey yok. Hedef sürekli birincilik.
(Galatasaray’lı Harry Kewell)

Bak şu konuşana...
Galatasaray’ın sağ tarafta eksiği var; ama durmadan sol kanada adam alınıyor! Ayrıca, ben olsam Kewell’ı transfer etmezdim.
(Galatasaray Teknik Danışmanı Karl-Heinz Feldkamp)

Oldu, peki!
Benim adım Kazım, banko 4 maç lazım.
(Radyospor’a mesaj atan dinleyici)