Sokaktan geçen adam...

Haberin Devamı

Hani çok bildik bir laf vardır: O takıma hoca moca gerekmez. Sokaktan birini getirsen şampiyon yapar derler... Şimdi de Galatasaray için diyorlar ya hani. Zaten geçen sene de hocasız şampiyon olmuş. Cevat Güler hoca değil mi? Yıllardır bu işte emek vermiyor mu? Hocalık kıstası ne?
Avrupa futbolunda da Real Madrid için yıllardır söylenen bir geyiktir bu... Belki de Del Bosque’nin yaptıklarını küçümsemek için bizimkilerin ürettiği bir geyik... Real Madrid’i şampiyon yapmakta ne var? Yapmayanı döverler... Di mi?
Oysa Real Madrid önemli masraflar yaparak dünyaca ünlü yıldızlarla takımı doldurmasına rağmen kariyer sahibi teknik direktörlerle beklediği başarıyı bulamayınca takımın başına Del Bosque’yi getirmişti.
Yani? O takımları şampiyon yapmak sokaktan geçen adamların değil, hatta bazı teknik direktörlerin bile harcı değil... Yıldızlar topluluğunun Del Bosque’den sonra ne büyük hocalarla çalışmasına rağmen istediği performansı tutturamaması da bunu göstermektedir ve kulüpte sular bir türlü durulmak bilmemektedir.
Sokaktan geçen adam...Baksanıza son olanlara... Önceki güne kadar Real Madrid Teknik Direktörü olan Bernd Schuster’in Sevilla mağlubiyetinden sonra taraftarlarca “son umut” olarak görülen Barcelona maçı öncesi “Şu anda Nou Camp’ta kazanmak imkansız. Barça yıkıp geçiyor, bu sene onun yılı” demesi bardağı taşıran son damla oldu ve kulüple ilişkisi kesildi, yerine Juande Ramos geldi.
Sevilla’yı 2 sene UEFA Şampiyonu yapan, ancak Tottenham’da istenileni veremeyen Ramos, Real Madrid’liler için gideni aratmaz umarım...
Niye umuyorum ki? Bana ne Real Madrid’in başarısından, ben İspanya’da Barcelona ve Atletico Madrid’i desteklerim...


Ve Beşiktaş...
Teknik direktör değişikliğinden konuyu açmışken oradan devam edelim...
İlk 6 haftada 14 puan toplayan Ertuğrul Sağlam istifa etti(rildi)kten sonra yerine gelen Mustafa Denizli ligde 8 maçta 11 puan topladı.
Ama daha da kötüsü ne biliyor musunuz? “Savunma ağırlıklı oynatıyor, korkak” diye eleştirilen Sağlam döneminde takım 10 maçta 19 gol atarken, Denizli zamanında oynadığı 10 resmi maçta 18 gol kaydedebilmiş sadece... Üstelik daha çok gol yiyerek...
Skor yazarlığı yapacak değilim. Derdim oynanan futbol...
Futbol alimlerinin bile anlayamadığı bir futbol...
Rıdvan Dilmen “Bu öndeki 3 oyuncu ne oynuyor, anlayan varsa anlatsın, ben anlamıyorum” diyor.
Ömer Üründül “Beşiktaş 3’lü defans mı oynuyor, 4’lü defansla mı oynanıyor onu bile anlayamıyorum” diye yazıyor.
Beşiktaş’ın oynadığı oyun bu kadar vahim yani...
Son Ankaraspor maçında solda Bobo, sağda Tello önlerinde Nobre oynadılar kanımca... Sonra Delgado’nun yerine Holosko girdi oyuna. Kim nerede oynadı, yerler değişti mi onu bile anlayamadım. Mesela Tello’yu bir ara sağda gördüm, sonra solda, ortada, stoperde... Her yerde...
Biraz ağır olacak ama, Beşiktaş takımı maçtan 1 saat önce kaleci hariç, 10 tane adam bulunmuş ve onlara görev yerleri söylenmemiş gibi oynuyor.
Tello, Beşiktaş dergisinin Aralık sayısında “Önceden herkesin bir pozisyonu vardı ve orada oynatılıyordu. Mustafa Denizli’nin gelişiyle sadece ben değil, takımdaki bütün arkadaşlarım özgürlüklerine kavuştular” diyor...
Anlaşılan o ki; bu özgürlük işini ya Mustafa Denizli anlatamamış, ya da futbolcular yanlış anlamış...


Kim başarılı?
Bu işi yapınca seyretmeyeceğiniz futbol programlarını, okumayacağınız spor yazarlarını bile okumak zorundasınız. Ahmet Çakar ise bana malzeme olsun diye değil, ne diyeceğini merak ettiğim için takip ettiğim nadir insanlardan biridir.
Geçtiğimiz pazarı pazartesiye bağlayan gece 6 Pas’ta Aragones’in, Skibbe’nin, Denizli’nin önümüzdeki sene Türkiye’nin herhangi bir takımını değil çalıştırmak, teklif dahi alamayacağını söyledi kendine has üslubuyla... Sonra...
Ahmet Çakar: Şampiyonlar Ligi Şampiyonu Del Bosque’yi getirdiler Beşiktaş’a. Beşiktaş’tan gitti, bir daha hayatında takım çalıştırmadı.
Melih Gümüşbıçak: Gerekmiyor da. Aldığı parayla çalıştırmasa da olur... İspanya Milli Takımı’nın başında adam.
Ahmet Çakar: Cunta bunlar ya. İspanya Milli Takımı cuntadır ya. Aragones bırakır Del Bosque alır. Bunlar hayatlarında hangi takımla büyük işler yapmışlar ya?
“Şampiyonlar Ligi Şampiyonu Del Bosque” diye başlayan cümle “Bunlar hayatlarında hangi takımla büyük işler yapmışlar ya” diye nasıl bitiyor anlamak mümkün değil...
O başarısız, bu başarısız, öbürü zaten hoca bile değil...
Merak ediyorum Ahmet Çakar kimi başarılı bulur?


Ufalsın da cebe girsin!
Ben sert adam olduğum için Tello’nun hareketi bana çok ufak geliyor. Onun vurduğundan ne olacak? Tello’nun canı ne kadar zaten? Şu kadarcık.
(Sinan Engin -
Telegol, KanalTürk)

Seni mi alsınlar?
Erdoğan Arıkan: Fenerbahçe’ye ne lazım?
Hakan Şükür: Hakan Şükür gibi bir forvet oyuncusu gerek, aslında Galatasaray’da, Beşiktaş’ta, Kayserispor’da da bunun eksikliği görülüyor.
(Stadyum TRT1)

Sebep?
Benim çok şeyim olan bir çocuktur Aydın. Çok zaafım var. Futbolcu olarak, insan olarak çok zaafım var.
(Bülent Tulun, Ankaragücü-GS maçı sonrası, Lig TV)

Tarak niye?
Yazıklar olsun! Serkan Gencerler’in gözüne gözlük, başına tarak lazım.
(Tanju Çolak Telegol, KanalTürk)

Yaş kaç?
Kimse kusura bakmasın kardeşim. 80 senedir bu topun içindeyim.
(Erman Toroğlu Maraton, Lig TV)

Olur, söyleriz!
Taraftar bizi biraz idare etsin.
(Bursasporlu futbolcu Gökhan Güleç)

Sizi tek geçerim!
Futbolig: Dinamo Kiev maçı kaç kaç biter?
Cem Yılmaz: 2-0 Fener alır.
Osman Tamburacı: Cem Yılmaz iyi komedyen gerçekten. Beni çok güldürdü yine.
(Futbolig Star)

Öbürü de oldu, öbürü de...
Adamların iki şutu var, biri gol oldu.
(Denizlispor kalecisi Cenk Gönen)