Yenilsen de yensen de...

Onun yaptığı düpedüz sokak kabadayılığını işine entegre et-mek, bunu yaparken takım ru-hunu hiçe saymaktır N.Yılmaz

Cefakar taraftarın söylemidir yazımın başlığı. Ancak her saldırgan futbolculara da söylenebilir rahatlıkla. Yenilse de, yense de sahada düşman olunacak taraf yaratmaya bayılan insan kültürünün doz aşımı örneği Volkan Demirel gibi...
Bundan onbeş yıl sonra, kavgaları ve sokak dövüşü sahneleriyle, kaleciliğinden daha çok bu türden provokatif meziyetleriyle hatırlanması gereken bir isimdir Volkan Demirel...
Geçmişten bugüne her yerde her sahada yarattığı olaylarla, futbolun çirkefliklerinde kendine nadide bir sayfada yer bulacaktır Volkan Demirel...

Geçmişe bir bakalım...
18 Eylül 2005’te oynanan Beşiktaş-Fenerbahçe maçı... Uzatmalarda Kleberson’un golüyle Beşiktaş 1-1 eşitliği sağlamıştı. Tuncay’ın 1 dakika sonra gelen golü maçın sonucunu belirlemiş, Fenerbahçe İnönü’de Beşiktaş’ı 2-1 mağlup etmişti...
Buraya kadar bir şey yok... Bunlar sahalarımızın bildik sonuçları. Bu maç olmaz, bir sonraki maça bakarız, puan ya da puanlar almaya gelir, gol ya da goller buluruz...
Ancak o maçta Tuncay’ın golünden sonra Fenerbahçe kalecisi Volkan Demirel, kale arkasındaki seyircilere hareket yapmıştı...
Sonra 12 Ekim 2005’te oynanan ve Türkiye’nin Arnavutluk’u 1-0 mağlup ederek 2006 Dünya Kupası için play-offlara kalmayı başardığı maçın ardından Arnavutluk tribünlerine yaptığı hareketler konuşulmuştu o zamanlar...
Sonra 16 Kasım 2005’te oynanan ve hepimizin yüzünü kızartan ama gerçek faillerinin hala karşımıza geçip ahkam kestiği olaylı Türkiye-İsviçre maçının baş “aktörlerinden” biri olduğunu da gördük, okuduk ve duyduk...
Sonra 3 Kasım 2007’de oynanan Fenerbahçe-Beşiktaş maçında, İsmet Arzuman’ın düdüğünün duymayan ve Higuain’in attığı gole sevinen Beşiktaşlılara yaptığı hareketler... 
Sonra 27 Şubat 2008’de Fortis Türkiye Kupası Çeyrek Finali’nde Lincoln’le yaşadıkları ve gördüğü kırmızı kart hala akıllarda... Maçtan sonra yaptığı lümpen açıklamalar da...
Sonra 15 Haziran 2008’de Avrupa Şampiyonası’nda Çek Cumhuriyeti maçının son dakikalarında sinirlenerek Koller’i ittirmesi ve gördüğü kırmızı kart... Belki de hayatının en önemli maçlarında takımını yalnız bırakması...
Sonra 13 Eylül 2008’de Hacettepe-Fenerbahçe maçında yaptırdığı penaltı ve gördüğü sarı kart... Kadir’in kullandığı penaltının dışarı gitmesi... Volkan’ın ellerini yukarı kaldırarak Abitoğlu’na tepki verince ikinci sarı karttan atılması... Sahadan çıkarken eldivenlerini yere fırlatırken, uzun  süre soyunma odasına gitmemekte direnmesi...
Buna benzer görüntüleri çokça izleyeceğiz ve başrolde ne yazık ki hep Volkan olacak...

İyi kaleci olmak yetmez!

Sporculuk sadece güzel kurtarışla, her gün antrenman yapmakla olmaz...
Sporcu olmak başarılı olmanın yanında davranışsal olgunluğu, insanlara örnek olmayı da beraberinde getirir. Volkan’da ise böyle bir özelliğe rastlanmamaktadır. Onun yaptıklarını gençlikle falan da açıklamak mümkün değildir. Kendisi 27 yaşındadır. Onu genç olarak nitelendirmek doğru değildir. Onun yaptığı düpedüz sokak kabadayılığını işine entegre etmek, bunu yaparken de takım ruhunu hiçe saymaktır...
Ceza alıp almayacağı umrumda değil. Arkadaşlarını nasıl yalnız bıraktığı da...
Zaten böyle sporcular, arkadaşlarından uzakta durmalıdır...
Arkadaş ihanet etmeyendir... Yanındakini düşünendir... Oysa Volkan, Yasin’e kaleci kazağını verirken bütün takıma bir anlamda tavır almıştır: “Bu sizin maçınız, ben kendi maçımı bitirdim” dercesine...
Evet Volkan iyi kalecidir; fakat kaleyi korumak için ilk önce kalede kalmayı başarmak gerekir...
Çünkü o kale de takıma ait bir mevkidir...
Not: Bu yazı; 19 Haziran’da yayımlanmış, sadece cumartesi günü oynanan Hacettepe-Fenerbahçe maçında yaşananlardan sonra güncellenmiştir...

Haberin Devamı

19 maçta 3 kırmızı
Volkan 27 Şubat 2008’de Fortis Türkiye Kupası’nda oynanan Galatasaray maçında kırmızı kart gördükten sonra 4 maç ceza almış ve 24, 25, 26 ve 27. haftalarda oynamamıştı. 28. hafta oynamış, 29. ve 30. haftalarda da sakatlığı sebebiyle kaleye geçememişti. 31 ve 32. haftalarda oynayıp sezonu kapatmıştı...
Yani 27 Şubat 2008’de gördüğü karttan sonra ligde sadece 3 maç oynadı Volkan...
Şampiyonlar Ligi’nde de 1 Sevilla (ilk Sevilla maçı 27 Şubat’tan önce) ve 2 Chelsea maçında kaledeydi. Yani orada da 3 maç.
Avrupa Şampiyonası’nda da Portekiz, İsviçre ve Çek Cumhuriyeti maçlarında kaledeydi Volkan Demirel. Sonra 2 maç ceza almıştı. Şampiyonada da 3 maçı var Volkan’ın.
Bu sezon ise;
4 maç Şampiyonlar Ligi ön elemesinde, 3 maç Turkcell Süper Lig’de, 2 maç da A Milli Takım’da oynadı Volkan Demirel...
3+3+3+4+3+2=18 maç...
Volkan’ın 19. maçı 27 Şubat 2008’deki Fortis Türkiye Kupası’ndaki Galatasaray maçı...
Yani 19 maçta 3 kırmızı kart... Ve bu kartların hiçbiri pozisyon icabı değil...
Ve Fenerbahçe yönetimi elinde ne zaman patlayacağı belli olmayan böyle bir bomba varken, transferde o kadar para harcarken, kaleye yatırım yapmadı...

Haberin Devamı

Şaşkın topçu!
Robinho:
Son anda Chelsea, Real Madrid tarafından kabul edilen bir teklif yaptı. Ben de bunu kabul ettim.
Gazeteci: Chelsea değil Manchester City demek istedin herhalde.
Robinho: Evet evet Manchester pardon.

Haberin Devamı

Yenildik ama ezilmedik!
Deplasmanda Kayserispor’a pozisyon vermemek büyük başarı.   (Kocaelispor Teknik Direktörü Engin İpekoğlu)

Boydan kaybedersin!
Futbolcu olmasaydım TIR şoförü olurdum.  (Beşiktaşlı futbolcu Serdar Özkan)

Hocalarına çekmesinler!
Kültürlü sporcunun hali başka. Hem spor yapsınlar, hem okusunlar. (Servet Çetin’in üniversite  kaydı sırasında Fatih Terim)

Bir dahakine inşallah!
Ahmet Çakar: Volkan ne diyor orada?
Gürcan Bilgiç: Yukarda Allah var diyor hocam.
Ahmet Çakar: Gökde Allah var diyor.
Serdar Bali: Aslında Allah her yerde... Yere doğru işaret yapsa da olurdu.  (6 Pas-Show TV)

Tuna Üzümcü’yü tanıyalım 6:
VE minik bir hikaye... Tuna Üzümcü nişanlı olduğu dönemlerde şimdiki eşine bir kutu çikolata gönderir. Ancak, kutudaki her çikolatanın yarısı yenmiş. Ve kutunun bir köşesine sıkıştırılmış bir pusula. Şunlar yazılı... Sevgilim her çikolatanın yarısını yiyip tadına baktım. Ama senden tatlısını bulamadım. Sevgilerimle!  (Korkut Göze-Hürriyet)

Söz mü?
9 yıl Konyaspor’a başkan adayıyım. Allah izin verirse 9 yıl da Raşit Çetiner’le çalışacağım.
 (Konyaspor Başkanı Mehmet Ali Kuntoğlu)

Hangimizin doğru ki?
Skibbe’nin hakkını yemeyelim çok iyi insan, mükemmel bir baba, iyi bir eş, ama meslek tercihi yanlış.
 (Bahri Havadır-Akşam)

Engin insan diyor ki...
Fenerbahçe ve Galatasaray transfer ettiği isimleri sürekli “yıldız” diye kamuoyuna lanse ediyor. Bizde Holosko, Bobo, Delgado ve Serdar Özkan gibi birçok isim var. Bir de rakiplerimizin aldıklarına bakıyorum; bizimle yarış edebilecek durumda olmadıklarını görüyorum. Eğer Beşiktaş’ın kalitesinde takım kurmak istiyorlarsa rakiplerimizin daha çok transfer yapmaları gerekecek. (Sinan Engin)

Peki Abi!
Acırsan acınacak hale düşersin. (Turgay Şeren-Akşam)