Olimpiyata kara leke

       Uluslararası Olimpiyat Komitesinin İsviçreli yöneticisi Hodler'in açıklamalarıyla ortaya çıkan rüşvet skandalına her gün bir yenisi eklenmeye başladı. Olimpiyata aday olan kentlerden alınan milyon dolarlık rüşvetler Dünya'yı sarsarken, İngiliz gazeteci ve kitap yazarı Jennings, Manchester'ın adaylığı sırasında dönen dolapları anlattı. Jennings, Manchester'e gelen bir üyenin parasının çalındığını bildirdiğini, ancak polise haber verilmeden bu paranın yerine konulmasını istediğini söyledi
       OLİMPİYAT Oyunları adaylıklarında rüşveti su yüzüne çıkaran IOC üyesi Marc Hodler'in şok açıklamalarının ardından, dev organizasyon için dönen dolaplar adeta çorap söküğü gibi gelmeye başladı.
       Yıllar boyu ağızdan ağıza yayılan, kitaplara konu olan, ancak "görmedim, duymadım, konuşmadım" zihniyetiyle "üç maymun" politikası güden resmi kişi ya da kuruluşların itiraf etmeye cesaret edemediği "rüşvet skandalları", tüm dünyayı çalkaladı. Atlanta, Sydney ve Salt Lake (kış) olimpiyat oyunları adaylıklarında üyelerden 1 milyon dolara satın alınan oyların ajanlar vasıtasıyla kentlere 5 milyon dolara satıldığını ve 2000 adaylığında İstanbul'un şansının yendiğini söyleyen Hodler'e destek geldi. IOC'nin aslında olimpiyatın kutsal ilkelerinin değil, "mideleri" ve "cüzdanlarının" tutkunu olduğunu altı yıl önce yazdığı "Olimpiyat Halkaları'nın Lordları" adlı kitapla ortaya koyan İngiliz gazeteci Jennings, "Faşist diktatör Franco'nun en yakın yardımcısı Samaranch'dan kurtulmanın zamanı geldi de geçiyor" derken Manchester 2000 adaylığı sırasında şehre gelen bir üyenin, milletvekiline otel odasından parasının çalındığını söyleyerek bu paranın polise bildirilmeden yerine konulmasını istediğini hatırlattı. IOC üyelerine verilen burslar, pahalı hediyeler, tatiller gibi dolaylı rüşvetin yanında milyonlarca doların da uçuştuğu "adaylık pazarına" son vermek için IOC tarafından kurulan dört kişilik araştırma komisyonu da şaibe altına girdi. Çünkü iddialara göre rüşveti araştıracak komisyona giren üyelerden biri, oğluna Atlanta'dan burs alan rüşvetçinin ta kendisi.
       89 ülkeden 114 üyeye sahip IOC'nin içine düştüğü bu çıkmazdan sıyrılmak için araştırma komisyonunun raporuna göre "rüşvetçi" damgası yiyecek Afrikalı ve Doğu Avrupalı bazı üyeleri komiteden atacağı ve böylece kaybettiği presijini yeniden kazanmaya çalışacağı da öne sürülüyor.
       Coca - Cola'nın merkezi Atlanta, 1996 oyunları için üyelere burs ve hediye yağdırırken, 2000 Sydney'in yetkilileri de bizzat Afrika'yı dolaşarak nakit para yardımı yapıp, eğitim anlaşmaları imzaladı. 2004 Atina, üyelere aileleri ile birlikte mükemmel tatiller ayarladı. ABD'liler Salt Lake 2002 kış oyunları için yine üyelerin ailelerine 400 bin dolarlık burs verildi. FIAT'ın merkezi Torino da 2006 kış oyunları adaylığı ve Dünya Kayak Şampiyonası için Agnelli alisinin otomobillerine sırtını dayadı.
       Modern olimpiyatın kurucusu Baron Coubertin'in yüzyılın başında "kendi kendisini atama yetkisine sahip bir kraliyet kulübü gibiyiz" sözleriyle tehlikeye parmak bastığı IOC, şimdi ağır yaralanarak köşeye sıkıştığı rüşvet skandalını aşmak için kendi kendini yiyiyor.