Osman Şenher

Osman Şenher

osenher@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Saygı... Maalesef kaybettiğimiz bir duygu bu. Pazar günü oynanan Galatasaray-Beşiktaş derbisinin galibini, hakem Bülent Yıldırım’ı bahane ederek küçümsemek vicdana sığacak bir şey değil. Ve üzüldüğüm başka bir konu da bu yorumları maça gelmeyenler yapıyor.
Önce şunu söyleyeyim... Statta hayatımda görmediğim bir atmosfer vardı. 51 bin 578 taraftar küfür etmeden, sahaya bir şey atmadan, hakeme ve Beşiktaşlı futbolculara o kadar büyük baskı yaptılar ki hakikaten Türk Telekom Stadı’nda deplasmana gelecek takımların neden maç kazanamadığını herkese gösterdiler. Maçın ilk 20 dakikasında, evet hakem Bülent Yıldırım’ın da eli ayağı birbirine karıştı. Pozisyonlara yakın olmaya çalışırken hatalar yaptı.
Tartışmalı taç pozisyonunda top Caner’e çarptı mı, çarpmadı mı hâlâ kimse bilmiyor. Hakem o pozisyonda Caner’e çarpıp çıktığı yorumunu yaptı. Donk ile Necip’in pozisyonunda Beşiktaşlı oyuncunun bir teması yok ama herhalde hızla topa girişini çarpma olarak değerlendirdi. Bu pozisyon ise orta alanda oldu. Bir-iki tane de sarı kartı çıkarmayabilirdi.
Bunun haricinde Bülent Yıldırım nasıl büyük bir hata yaptı, maçı nasıl çevirdiği görüşü doğdu bunu anlayamadım. Penaltı oldu da vermedi mi? Beşiktaş’ın nizami golünü es mi geçti? Bunların hiçbiri olmadı. Galatasaray bu derbiyi hak ederek kazandı. Daha iyi hazırlanmışlar, bu bir gerçek. Taraftarının da desteğiyle daha hırslıydılar. Elleri, ayakları birbirine dolaşmadı. Tam konsantrasyonla futbollarını oynadılar.
Beşiktaş’a bakıyorum taçtan yediği iki tane gol var, inanın amatör takımlar böyle gol yemez. Siyah-beyazlılar adeta birbirleriyle sohbet ederlerken Onyekuru ve Fernando gol attı. Girilen gol pozisyonlarına, kaçanlara bakıyorum, Galatasaray bu alanda da öne çıkıyor. Hiç kimse bahane bulmasın, işin gerçeği bu. Burak olsun, Ljajic olsun, Lens olsun... Gerçek güçlerini sahaya koyamadılar.
Hakem hatalarına gelince, bu sezon en çok hataya uğrayan takım Galatasaray. En çok ceza alan futbolcular da sarı-kırmızılı takımda. Bunun için sakın hiç kimse çıkıp, ‘Efendim şampiyonluk kutlamalarına Bülent Yıldırım’ı da davet etsinler’ demesin. Bu kimseye yakışmaz. Bu sezon Galatasaray şampiyon olursa dişiyle, tırnağıyla kazıyarak ipi göğüsleyecek.

Haberin Devamı

Cüneyt Çakır daha fazlasını yapmalı
Cüneyt Çakır, Liverpool-Barcelona maçında yine göğsümüzü kabarttı. Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi hakemi. Ben kendisinden daha fazlasını bekliyorum. Türkiye’de maç yönetmek çok zor. Her taraftan baskı görüyorlar. Ama Çakır’ın arkasında öyle bir güç var ki böyle bir kariyere sahip bir hakemin Süper Lig’de daha başarılı olması lazım. Hata yapan isimleri de uyarması gerekir. Avrupa’daki hakem standartına ulaşmak istiyorsak Cüneyt Çakır’ın da bunda büyük payının olması lazım. Çakır bunu yapmalı, hatta mecbur.

Haberin Devamı

Divan Kurulu mu, siyaset meydanı mı?
Galatasaray’ın önceki gün yapılan Divan Kurulu toplantısını izledim. Bu insanlar ne yapmak istiyor, amaçları ne, gerçekten anlamıyorum...
Her iki kulvarda şampiyonluğa giden kulübün başkanından, teknik direktöründen, taraftarından ne istiyorlar? Bu yetmiyormuş gibi, kulübü neden siyasete karıştırmak istiyorlar. Kimi temsilen orada konuşuyorlar.
Üstüne basa basa söylüyorum. Orada konuşanlar kesinlikle 30 milyon taraftarı temsil etmiyorlar, onların adına konuşmuyorlar, kendi egolarını tatmin ediyorlar. Şu ortamda kulübe, başkana, hocaya, taraftara her türlü kötülüğü yapıyorlar. Ne söyleyeyim başka, gerçekten yazıklar olsun.
Bir de Galatasaray Adası’ndan bahsediyorlar. Adayı eski başkanlardan birisi yıktırdı. Onun iki dilekçesi hâlâ duruyor. Bu insanları neden konuşmuyorsunuz. Tutturmuşlar, Mustafa Cengiz bize hakaret etti... Faruk Süren, Mustafa Cengiz’i seçim kararı vermesi için tehdit etti. Ne diye kendini aklamaya çalışıyor.
Yazık... Gerçekten çok yazık. Tekrar ediyorum, bu insanlar kulübü temsil etmiyorlar. Spor kulübünün içinde siyaset konuşulmaz. Ben GS TV’nin yerinde olsam bu yayını keserdim.