PERFORMANS FARKI TABELAYA YANSIDI

SENAD OK / ÖZEL HABER

Fenerbahçe Teknik Direktörü Ersun Yanal’ın ekibindeki en önemli isimlerden olan antrenman bilimi uzmanı Prof. Dr. Niyazi Eniseler, şampiyonlukla taçlanan sezonu Milliyet’e değerlendirdi. Çok konuşulan son dakika golleri için, “Hiçbir şey tesadüf değil” diyen Eniseler birçok konuda önemli bilgiler verdi. İşte Niyazi Hoca’nın açıklamaları...
* Bizler Fenerbahçe’nin ve Ersun Yanal’ın başarısı için arka planda destek veren insanlarız. Ben akademisyen olarak futbolun antrenman bilimiyle ilgiliyim ve bu alanda teknik ekibe destek veriyorum.
* Ersun Hoca ile arkadaşlığımız 1985 yılına dayanıyor. 30 senelik dostluğumuz var. Üniversiteye beraber başladık. Ben o andan itibaren futbolun bilimsel yönünde akademisyen olarak ilerlemeye başladım. Ben üniversitede bilimsel çalışmalar yaparken bir taraftan da sahanın içindeydim. Ersun Hoca ise sahanın içindeydi. Manisa’da olduğumuz dönemde Denizli’den rahmetli Tevfik Lav’la yanımıza gelirdi, sabahlara kadar futbolun bilimsel sohbetini yapardık.
* Futbola etki eden birçok faktör var. Teknik, taktik, sosyal olaylar ve psikolojik inanç faktörleri çok önemli. Bunlardan biri de kondisyon. Ersun Hoca denilince futbolun bilimselliği akla geliyor. Biz de bu anlamda ona destek veriyoruz. Son 15 dakikalarda atılan gollere gelince. Bu gollerde kondisyonel faktörler çok ön planda. Tabii ki inanç, kazanma hırsı, takımın tecrübesi, futbolcuların kalitesi ve karakteri de çok önemli. Anlaşmalı olduğumuz analiz şirketinden gelen veriler son dakikalarda kondisyonumuzun yükseldiğini gösteriyor.
* Biz 5 maçımızı son 10 dakikalarda hatta 90’dan sonra kazandık. Bunlar tesadüf değil. Bilim yaşamımızın her noktasına girmiş durumda. Futbol da elbette bilimden destek alıyor ve biz bundan çok iyi yararlandık. Sanırım hiçbir takım bizim kadar kuvvet antrenmanı yapmamıştır. Antrenmanlarda oyuncularımızı aldıkları nefes sayısından, kat ettikleri mesafeye kadar ölçüyoruz. Herhangi bir sıra dışı değişim gördüğümüzde anlık olarak antrenmanı değiştiriyoruz.
* Oyuncular zaman zaman zorlandılar. Şikayetler de oldu ama vazgeçme anlamında değil. Şu bir gerçek ki antrenmanda ne yaşıyorsanız maçta onu sergilersiniz. Yaşam da böyledir. Antrenmanda zorlanırsanız, bu zorlama sizin limitlerinizi daha da yukarı çıkarır. Maçta da bunu geliştirirsiniz. Günlük yaşamda da tecrübe etmediğiniz bir şeyi geliştiremezsiniz ki. Acı olmadan kazanç olmaz.
* Ligdeki puan farkının sebebi performans farkıdır. Uzak ara fark oluştu. Bu noktada futbolcuların karakteri çok önemli. Hepsi tahammül gösterdiler ve çok çalıştılar. Yönetimin, Başkan Aziz Yıldırım’ın çok büyük destekleri oldu. En kötü günlerde bile hiç kırılmadık hiç yıkılmadık. Destek görmezseniz, inancınız olmazsa kondisyonunuz havada kalır. Mercedes ile Murat 124’e geçilirsiniz.

Kadlec örneği
* Her maç döneminin bir yüklenme ve dinlenme programı vardır. Çok oynayan ve az oynayan futbolculara farklı yükleme yapılır. Oynamayanların performanslarını yukarıda tutmak da çok önemli. Örneğin Kadlec çok uzun süre oynamadı ama çıktı mükemmel bir performans sergiledi. Ben bu sezon deplasmanlara gitmedim, oynamayan futbolcularımıza çok ciddi antrenmanlar yaptırdım. Holmen uzun süre oynamadı, ilk maçında başarılı oldu. Özetle başarı tesadüf değildir.

‘Üniversite gibi’
* Fenerbahçe’de çalışmanın avantajı çok
büyük. Takım için ne istesek anında karşılanıyor. Göreve geldiğimizde bilimsel destek için yaklaşık 500 bin euroluk yatırım yapıldı. CEO Hasan Yılmaz ile toplantı yaptığımızda taleplerimizin sadece ne işe yarayacağını anlattık. Ertesi gün siparişler verildi. Burada sahip olduğumuz olanaklara ben üniversitede sahip değilim. Burası Fenerbahçe Üniversitesi gibi. Her türlü laboratuvar imkanımız var.

‘YANAL İYİ futbolcuydu’

Ersun Yanal yeteneklerine rağmen Anadolu’nun kıyısında kalmış bir futbolcuydu. Şimdiki gibi reklam ve basın yoktu. İyi bir ortam yakalamış olsaydı, Süper Lig’de rahatlıkla futbol oynardı. Çok iyi, çift yönlü bir orta sahaydı. Hem üniversite okuyor hem de 2. ligde yer alan Manisaspor’da futbol oynuyordu. Sonra Turgutluspor’a gitti. Çok akıllı, çok zeki bir futbolcuydu.