ŞAKA DEĞIL DOPİNG!

ÖZEL HABER - LÜTFÜ?ÖZEL

ATLETİZM Federasyonu’nun sık sık Türk atletizminin dopingle bir sorunu olmadığını açıklamasına karşın Uluslararası Atletizm Federasyonu (IAAF) kaynaklarına göre bir Türk atletinin daha ‘biyolojik pasaportundaki’ kan değerlerinde meydana gelen değişikliklere göre ‘doping’li olduğu anlaşıldı. Londra Olimpiyat Oyunları’nda da 400 metrede Türkiye’yi temsil eden ve ilk tur seçmelerinde 52.38’lik derecesiyle 25. sırada yer alıp elenen Pınar Saka IAAF’ın ‘şüpheli’ olarak sürekli takip ettiği atletler listesinde yer alıyordu. 100 ve 200 metrelerde de yarışan Saka’ya durumun kısa bir süre önce aktarıldığı da öğrenildi.
TÜRK atletizmi ağırlıklı olarak Londra Olimpiyat Oyunları sonrasında özellikle biyolojik pasaportlarında meydana gelen kan değerleri değişimine bağlı olarak IAAF tarafından sıkı gözlem altında tutuluyordu.
Aslı Çakır Alptekin’den sonra ikinci vaka olarak ortaya çıkan Pınar Saka’nın da duruma itiraz ederek temize çıkmak için çaba gösterdiği de gelen bilgiler arasında.
Saka, Londra Olimpiyatları’nda elendikten sonra yaptığı açıklamalarla da dikkat çekmiş, “Milli Takımımız’a A barajını geçmiş 3 sporcu veren antrenörüm Londra’ya akredite bile edilmedi.

DON?KİŞOT VURGUSU...
Yel değirmenleriyle adeta savaştım. Antrenörümün yanımda olmasını istedim. Ancak bana bu konuya karışmamam gerektiğini söylediler. Başbakanımızın verdiği iftara, isyanımdan dolayı davet edilmedim” açıklamalarında bulunmuştu.

IAAF için önemi büyük!

ATLETİZM Federasyonu’nun “biyolojik pasaportun fazla bir önemi yok” açıklamalarına rağmen IAAF bu konuda aynı fikirde değil... Kısa bir süre önce gerçekleşen uluslararası toplantıda biyolojik pasaportun, doping vakalarının yakalanmasında ve önüne geçilmesinde en önemli araçlardan biri olduğu da dünya spor kamuoyuna açıklanmıştı.