Fenerbahçe Şampiyon belli!

Şampiyon belli!

13.12.2013 - 21:08 | Son Güncellenme:

Milliyet spor servisinden Mustafa Anıklı Fenerbahçe-Akhisar Belediyespor maçının ilk yarısını yazdı...

Şampiyon belli

MUSTAFA ANIKLI'NIN ANALİZİ

Haberin Devamı

İLK YARI

"Fenerbahçe mi çok tutuktu, yoksa Akhisar Belediyespor mu buna izin vermiyordu?" sorusuna yanıt aramak için gelişen pozisyonlarına dikkatle bakmak gerekiyordu.
Aslında rakip, sarı-lacivertlilerin istediği olgunluktaydı. Ceza sahası içine kümelenip beklemiyor, gol, ya da daha doğrusu pozisyon yakalayabilmek için ileriye doğru gidiyordu. Ama haddini de biliyordu. Savunma güvenliğini elden bırakmadan, özellikle Niasse gibi bir forvetle Fenerbahçe kalesine kısa yoklamalar çekiyordu. Ama kısa süren diğer bir olay da, Bilal Kısa oldu. Akhisar'ın belki de en değerli, en olgun ismi Bilal'in sakatlığa pes etmesi, Fenerbahçe'nin oyununu etkiledi mi? Yok.
Önce Niasse, devamında da Egemen'in vuruşları çizgi üzerinden Gökhan Gönül ve Emrah Eren tarafından çıkarılırken, burada da takımlar 1-1 eşitlikle oyunu sürdürdü. Ama Fenerbahçe'nin, her şeyden öte, penaltı atışından golü bulamaması, Akhisar açısından üçlük atış gibi oldu.
Sow'un vuruşunda Sonko'nun eli, topu tokatlayıp dışarı çıkmasına neden oldu. Akhisarlı oyuncunun, vücudundan ayrı olan eli, Fenerbahçe'nin golcüsünün topunun kaleye gitmesini engelledi mi? Engelledi. Öyleyse penaltı doğru. Cepheden gelen şutta Sonko topu görüyor muydu? Görüyordu. O tepkiyi bilerek mi yaptı? Evet... Öyleyse ikinci sarısı ve oyundan atılması da doğru... Tek yanlış, Kuyt'ın vuruşuydu. Aslında Kuyt'tan öte Evren'in iyi refleksiydi.
Ama aynı Evren ne yaptı? Golde Kuyt'a pas attı, o da Emenike'nin önüne topu kattı. İlk yarı beraberlik bekleyenlerin de hesabı yattı.

İKİNCİ YARI

İlk yarının sonunda direnç mi dedik. Ağzımıza acı biber! Direnç değil, bu savunma iğrenç! Gelene geç, gidene buyur dedi Akhisar...
Mete Kalkavan'a da maşallah dedik, demez olaydık. İkinci yarının başında Emenike'nin ceza sahası içinde düşürülmesine vermediği bir penaltı vardı ki, ilkinden daha netti. Çizgi hakemini hiç saymıyoruz! Kalkavan verdiği ve vermediği penaltılarla 1-1'lik eşitlik sağladı ama ikincisinde çalmadığı düdükle Fener'den çaldı.
Zaten Ersun hoca da, maçın bittiğine karar vermiş olacak ki, Egemen'i çıkarıp, Bekir'i sahaya sürdü. Webo'nun da oyuna girmesiyle "vurucu güç"ü tamamlayan Fenerbahçe'nin farka ulaşması da hiç kolay olmadı.
Aslında Fenerbahçe'nin bugünkü duruma geldiğinin en belirgin örneği de, dördüncü goldeki Kuyt'ın tavrıydı. Bruno Alves'in vuruşuna "Değdi-değmedi" tartışması yapılırken, Hollandalı oyuncu, "Gol benim değil" diye işaret diliyle herkese şu mesajı veriyordu:
"Kim atarsa atsın, kazanan Fenerbahçe olsun."
Bu sonuç, Fenerbahçe'nin şampiyonluk yolunda tarihi bir farka ulaşmasının da yolunu açtı. Galatasaray, Gençlerbirliği; Beşiktaş ise Kasımpaşa deplasmanında... Trabzonspor ise Bursaspor gibi bir rakibin kıskacında... Bu gidişle Fener ilk yarı bitmeden ligi bitirecek! Hani Yanal da demedi mi; "Biz şampiyon olacağız, diğer takımlar sıralamayı yapsın."