Şansal Büyüka

Şansal Büyüka

sansal.buyuka@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Süper Lig’de irili-ufaklı 250’den fazla maç oynandı. Tek takımın bile daha 60 metreden atılan pasla topu ve rakibini kaçırıp gol yediğini görmedik. Çünkü böyle bir gol bu haftaya kadar hiç olmadı. Ligin dibine temel atan takımlar dahil, 60 metreden atılan topla gol yemediler.
Kısa bir verkaç olabilir, rakibi kaçırırsın, hadi 3-5 metreden bir ara pas olur kaçırırsın, Allah aşkına 60 metreden atılan top savunmanın arkasına bırakılır mı, bu topla rakip kaçırılır mı, böyle bir gol yenir mi?
Göztepe’nin üç ani hücumu var. Mutlak gol tehlikesi olan üç pozisyonu... Ndiaye ve Diabate’nin vuruşlarını kaleci Altay mükemmel çıkardı, Halil’in kaçışında belki de kırmızı kart korkusuyla gerekli müdaheleyi yapamadı ve gol geldi.
Göztepe golde tek ve 60 metrelik pasla, diğer iki pozisyonunda 3-5 saniyede ve 3-5 pasta Fenerbahçe kalesinde mutlak tehlikeler yaratırken ve golü bulurken, Fenerbahçe rakip kaleye her atağında ancak 10 pasta gidebildi. Ama Göztepe gibi savunmanın arkasına tek pas atamadı. Bu kadar pas yapıyorsun, hepsi yalan-dolan... Bu pasların takımın hücumunu ağırlaştırmaktan başkta hiçbir özelliği yok. Atsana rakip savunmanın arkasına bir top, göreyim...
Mesut Özil‘i alıyorsunuz, dünya fedakârlıklara katlanıyorsunuz, sonra getirip bu zemine mahkum bırakıyorsunuz. İnanılır gibi değil... Hava, kar, yağmur falan demeyin. Bir gün önce Kasımpaşa’da maç oynandı, o zemin İstanbul’da değil mi? Kar Kasımpaşa’ya yağmıyor mu?
Sonra bu Erol Bulut’u anlamıyorum, maç öncesi “yayıncı”ya sallamak senin görevin mi? 45 dakika sonra maçın başlayacak; takımına, oyuna, rakibe % 100’ünü versene, tam kapasite konsantre olsana... Belli başkan ve yönetim sallamanı istiyor, salla kabul, ama hiç olmazsa maçtan sonra salla, istediğini söyle... Ama maçtan önce kayıtsız -şartsız oyununa motive ol... Fenerbahçe’yi koruyacağız derken, el birliği ile Fenerbahçe’ye zarar veriyorsunuz.
Fenerbahçe golden sonra özellikle duran toplarda ceza alanı içinde karambollerde fırsatlar yakaladı. Ama, top kime geldiyse eli-ayağı dolaştı. İki metreden- üç metreden içeri vuramadılar. Aslında bunların hepsi karambol pozisyonlardı... Organize bir atağı ve gol pozisyonunu hiç görmedik.
Caner’in bir ortaları vardı, artık onlar da yok... Sosa’ya “kötü oyna” talimatı verseniz, bu kadar kötü oynayamaz, kalitesi izin vermez. Osayi Samuel iyi, o da sanki ayağında fazla top tutuyor. Golcüler yüksek toplara çıkamıyorlar, çıktıklarının hepsini zaten Atınç karşıladı. Atınç her pozisyonda vardı, hatasız oynadı.
Futbolun kuralı bu... Doğru yaptığınız işin sonucu yanlış çıkmaz, yanlış yaptığınız işten doğru bulunmaz. Fenerbahçe’nin çok acil ve çok iyi bir golcüye ihtiyacı varken, orta sahaya sansasyonel transferler yaptılar. Şimdi bu tercih yanlışının sıkıntısını çekip, faturasını ödüyorlar.
Fenerbahçe tam 80 dakika yenik oynadı, baskılı oynadı, karamboller yarattı... Buna rağmen maç bittiğinde Göztepe kalecisi İrfan Can‘ın formasında bir karış çim izi, bir karış çamur lekesi gördünüz mü? İrfan Can maça çıktığı gibi forması kirlenmeden içeri girdi. Fenerbahçe‘nin iyi bir golcüsü olsa böyle mi olurdu?
TFF’yi suçluyorsunuz, kabul... Yayıncıyı suçluyorsunuz, kabul... Rakipleri suçluyorsunuz, kabul... Hepsi kabul... Ama bir gerçeği daha kabul etmeniz, etmemiz gerekiyor; şampiyon adayları Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor arasında en kötü futbolu Fenerbahçe oynuyor. Bu da kabul mü? Bence kabul...