Şansal Büyüka

Şansal Büyüka

sansal.buyuka@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Beşiktaş’ın hocası eksikken, takımı eksikken, golcüsü eksikken lige galibiyetle girmesi, kelimenin tam anlamıyla süper bir başlangıç... Fenerbahçe’nin akan oyunda neredeyse pozisyonu yok. İki golden biri frikikten, diğeri penaltıdan... Trabzonspor ilk defa bir büyük maçı pozisyona girmeden bitirdiğini gördüm. Kâbus gibi...

GALATASARAY: Şampiyonluğun en temel adayı

Galatasaray için maç yorumunda da yazdım. Müthiş bir “Bağışıklık sistemi” var. Transfer yapsın ya da yapmasınlar, şampiyonluğun en temel adaylarından biri...En önemlisi, ilk hafta gösterdi; ligin en hızlı oynayan, en hızlı hücum eden takımı...

Haberin Devamı

Önde basmaya, her yerde basmaya çalışıyorlar ve genellikle başarıyorlar.

Sağ kanatta Omar iyi, Luyindama’nın gelişi, Marcao’yu tamamlar. Üstelik Donk hazır kuvvet bekliyor.

Kanatlarda Feghouli ve Emre Kılınç etkili, çabuk...

Taylan çok haraketli, hem rakibi bozuyor, hem oyunu kuruyor.

Falcao-Diagne ikilisi, “35-40 yazar” dersem çok mu iddialı olur acaba?

Üç oyuncu birden değişiyor; girenler Donk, Babel, Ömer Bayram... Yani kulübe sağlam...

FENERBAHÇE: Çok yavaş

Hangi oyuncuyu alırsan al, ne kadar kaliteli kadro kurarsan kur, bu kadar yavaş oynarsan, işi, maçı ve sonucu sıkıntıya sokman kaçınılmaz...

Bu kadar gereksiz, yararsız, mesafe kat etmeyen yan pas yaparsan, her atakta karşında 8 kişilik bir duvar bulursun.

Fenerbahçe rakibi bozan değil, oyunu kuran bir takım... Gustavo ile Tolga niye bu kadar savunmanın içine gömülerek oynarlar?

Fenerbahçe rakipten korkmaz, Fenerbahçe’den korkulur...Üstelik bu kadar defansif önleme rağmen, rakibe bu kadar pozisyon niye verilir?

Fenerbahçe’nin akan oyunda neredeyse pozisyonu yok. Rize karşısında iki golden biri frikikten, diğer ipenaltıdan...

Futbol ciddi oyun, fanteziye yer yok. İyi bir golcü gelene kadar merkez santrfor Thiam oynar.

Yazacak çok şey var ama son söz: Günümüzün futbolunda bu kadar bıktıran pas oyunundan hayır gelseydi, yıldızlar karması ve pas oyunun kralı Barcelona, son yıllarda böyle perişan olmazdı.

TRABZONSPOR: Kâbus gibi

Trabzonspor’u kurulduğu günden beri izlerim. Hayal kırıklıklarıyla kapanan sezonlar dahil, ilk defa bir büyük maçı pozisyona girmeden bitirdiğini gördüm. Kabus gibi...

Haberin Devamı

Trabzonspor maç kaybeder... Ama enerjisini, coşkusunu, saha içi kimliğini bu kadar kaybeder mi?

Sörloth’un yokluğu ağır darbe... Ama Trabzonspor forması giymeye layık görülmüş oyuncuların bu kadar silik kalmaya ne hakları var?

Flavio ilk maçı için hayal kırıklığı... Yaptığı penaltı ya da kırmızı kartı ile ilgili değil, oyunun hiçbir dakikasında sahaya ağırlığını ve yeteneklerini koyamadığı için...

Geçen sezonun son maçlarına bakıyorum, bu sezonun ilk maçına bakıyorum, tribünlerde seyirci yoksa, sahada Trabzonspor takımı yok.

Yarım pozisyona bile giremediğin bir maçın sonucunu “basit penaltı” diye özetlersen, futbol kamuoyunu değil, kendini kandırırsın.

Trabzonspor, Sosa’sız, Novak’sız, Sörloth’suz kadrosuyla geçen yılı çok özler.

BEŞİKTAŞ: İlk adım süper

Beşiktaş’ın hocası eksikken, takımı eksikken, golcüsü eksikken lige galibiyetle girmesi, kelimenin tam anlamıyla süper bir başlangıç...

Haberin Devamı

Abartmayı seviyoruz, gerçekçi olalım; süper başlangıca rağmen, özellikle ilk yarıda ortada iyi bir Beşiktaş yoktu.

Yıldızların yoksa, hocan “Ben buradayım” diyecek. Sergen Yalçın, kovid nedeniyle evindeydi ama aklı ve taktiği sahadaydı. Bu maçı futbolcular değil Sergen Yalçın’ın taktiği kazandı.

Trabzon’un yarım pozisyon bulamayışı kendi yetersizliğinden çok, Beşiktaş savunma anlayışının başarısıydı.

Kaliniç diyorlar, kim gelirse gelsin, acil bir golcü gelsin.

Josef de Souza, Türkiye’den çok iyi izlenimlerle gitti. Son iki yılını bilmiyoruz ama iyi bir orta saha adamı olduğunu biliyoruz.

Başkan Çebi, kılı kırk yararak para harcamakta haklı... Başkan, buna rağmen kıy paraya, bir de sağ bek bul...

BAŞAKŞEHİR: Çok kötü

Son şampiyon lige berbat başladı. Biraz İrfan Can, biraz Mahmut, gerisi “sıfır” çekti. Hele Edin Visca... Ancak oyundan çıkarken gördüğümüz Crivelli... Ağırın ağırı Demba Ba...

Hep yazıp söylerim, bu kadar ağır hücuma çıkışla, bu kadar gereksiz ve yararsız yan pasla rakip kale önüne vardığında karşında bir duvar bulursun. Başakşehir’in Hatayspor duvarına toslamaktan kafası gözü yarıldı.

Okan Hoca bile maç sonu “Bu kadar yavaş nasıl oynadık, şaşırdım” dedi. Günümüzün futbolunda bu kadar ağır hücuma çıkmak “ilkel futbol” olarak yorumlanıyor.

Sol bek Clichy’nin gidişi, Başakşehir’in hem hızlı hücumunu hem hücum organizasyonunu bitirmiş. Ne kadar önemliymiş Clichy...

Başakşehir aşırı formsuz, Galatasaray çok iyi... Hafta sonu ibre Galatasaray’ı gösteriyor.

Kaldı 41 hafta!

Fenerbahçe, Rize deplasmanında son dakikalarda penaltı kazandı. Kıyamet koptu, hakem ipe çekildi. Oysa penaltı diyen de var, değil diyen de... Ben de “Penaltı değil” diyenlerden biri olmama rağmen, hakemin ipe çekilmesine karşıyım.

Rizespor’un sağ beki Morozyuk, sağ elini niye Enner Valencia’nın yüzüne dayıyor, niye Valencia’ya ve hakeme bu fırsatı veriyor. Bunu eleştiren var mı, yok. Vur hakeme...

Galatasaray - Gaziantep maçında Galatasaray’ın kazandığı penaltı az tartı”Yok penaltı öncesi faul var, yok top omuzdan diğer ele geliyor” diye... Hadi hepsi kabul... Bu penaltıda, kolunu zeybek oynar gibi açan ve kaleye giden topu engelleyen Kubilay’ın hiç mi günahı yok? Hayır yok, vur hakeme...

Trabzonspor - Beşiktaş maçı... Beşiktaş korner atarken, Flavio, Atiba’nın beline iki eliyle sarıldı, sonra bıraktı. Atiba düştü... Neymiş, “Basit penaltı.” Peki Flavio, neden sarılırsın Atiba’nın beline? Neden hakeme ve rakibine bu fırsatı verirsin? Flavio‘yu eleştiren yok, vur hakeme...
Daha birinci haftadan “vura vura” hakemleri yere serdik. Geride var 41 hafta...

Bu sezon kolay olmayacak

İstanbul’un üç büyükleri, geride kalan sezonun 17. haftasından bu yana, üçü birden ilk defa bir haftayı galibiyetle bitirdi. İlk adım önemli... Galatasaray’ın, Beşiktaş’ın, Fenerbahçe’nin aralarına girmek, üstlerinde yer almak, sanki bu sezon çok kolay olmayacak.

Galatasaray’ın yerinde olsam...

Galatasaray Kulübü, Donk’un menajerine ödenen para ile Emre Kılınç’ın menajeri (!) D’avila’ya ödenen fahiş ücretleri haber yapan gazetecileri hedef alarak bir bildiri yayınladı. Siz futbolcularınıza verdiğiniz para kadar, menajerlere de aynı parayı öderseniz, bu dünyanın her yerinde haber olur.

Galatasaray Yönetimi’nin yerinde olsam, hedef şaşırtacağıma, kulübün içinden bu evraklar nasıl çıkıyor, nasıl oluyor menajerlere bu kadar yüksek paralar ödeniyor, önce onun açıklamasını yaparım.

Kötü bir final!

Sörloth, Trabzonspor’dan ayrılmak isteyebilir.

Sörloth, Leipzig’e gitmek isteyebilir.

Sörloth, Avrupa’yı tercih edebilir.

Hepsi kabul, hepsi tamam...

Ama gel, takımına katıl, Beşiktaş maçını oyna...

Unutma, halen Trabzonspor’un futbolcususun...

Sörloth, Türkiye macerasını kötü ve yanlış bir finalle noktalıyor.

İşi biliyorlar

Bu işi iyi bilen iki başkan, daha ilk haftadan öne çıktı. Alanya Başkanı Hasan Çavuşoğlu, futbolun her kademesinde görev almış bir isim... Baktım, gidenlerin yerini süper doldurmuş. Davidson çok iyi... Sol beke alınan Moubandje, giden N’Sakala’yı aratmayacak gibi... Adam Bareiro daha ilk maçında iyi sinyaller verdi.

Bir başka başkan, Fatih Karagümrük’te Süleyman Hurma... Futbolda 40 yılı geride bırakmış, öyle çakma menajerlere falan pabuç kaptıracak hali yok. Kulübün sahibi... Paradan çok aklını kullanıyor. Sonuç ortada... Üç yılda, üçüncü ligden Süper Lig’e... Süper Lig in ilk haftasında farklı ve çarpıcı bir sonuç...

Haftanın ‘EN’leri

En beğendiğim takımlar: Alanyaspor, Hatayspor, Karagümrük, Galatasaray, Göztepe

Hiç beğenmediğim takımlar: Trabzonspor, Başakşehirspor, Denizlispor

En beğendiğim hocalar: Çağdaş Atan (Alanya), Şenol Can (Karagümrük), Ömer Erdoğan (Hatayspor), Fatih Terim (Galatasaray)

En beğendiğim futbolcular: Ramazan Civelek (Karagümrük), Davidson , Caulker (Alanya), Pablo Santos, Yusuf, Mesut, Diouf (Hatayspor), Falcao (Galatasaray), N’Sakala (Beşiktaş), Oltan (Erzurum)

Süper başlangıç

Alanyaspor’da Çağdaş Atan...

Karagümrük’te Şenol Can...

Hatayspor’da Ömer Erdoğan...

Süper Lig’e ilk defa teknik direktör olarak çıktılar.

Süper Lig’e süper başladılar.

Göztepe seyirci olmadan da şahane

Alanyaspor: At binenin, kılıç kuşananın... İşi biliyorlar.

Sivasspor: Savunma boş, orta saha boş, görüntü negatif...

G.Birliği: Nobre ilk defa kurtlar sofrasında... Umarım aç kalkmazlar.

Antalyaspor: Bir Tamer Tuna klasiği...

Karagümrük: Paradan önce aklın çalıştığı kulüp...

Malatya: Uslan artık deli gönül...

Denizli: Geçen yıl hiç mi ders olmadı?

Göztepe: Seyircisiz ilk defa... Şahane...

Erzurum: Mehmet Hoca’dan süper hamle...

Gaziantep: Ciddi kan kaybı var.

Rizespor: Skoda’nın muhteşem golü işe yaramadı.

Kasımpaşa: Koita ile Thiam’ı çok aradı.

Kayseri: Yarım takımla, tam puan...

Hatayspor: Kapalı kutudan taş gibi takım çıktı.

Konya Yönetimi ders almamış

Bülent Korkmaz, omurgalı bir duruş sergiledi ve “Kendi bilgisi dışında santrfor alındığı” için Konyaspor Teknik Direktörlüğü’nden istifa etti. Konya geçen sezon ipten çok ciddi bir golcüye ihtiyacı varken, hocasına sormadan santrfor transferi yapması inanılır gibi değil... Bir musibet bin nasihatten iyidir derler ama, belli ki geçen yıl yaşananlar bile Konyaspor Yönetimi’ne ders olmamış.

Önemli olan istikrar

Bu Hatayspor’un futbol aklı kim, meraktayım... Ne kadar iyi ve birbirini tamamlayan oyunculardan kurulu bir takım ortaya çıkarmışlar. İki stoper Pablo Santos ile Yusuf bir maçta bu kadar hatasız oynar? Sol bek Mesut, karşısındaki Edin Visca’ya rağmen bu kadar nasıl parlar? Orta sahada Sackey, sol ön kenarda hem hücumu, hem savunmayı, ikisini birden yapan Riberio, Premier Lig’in adamı Diouf... Ve bu takımın başında ilk teknik direktörlük deneyimi ile Ömer Erdoğan... Ancak başlangıç iyi, önemli olan istikrarı yakalayıp çizgiyi devam ettirebilmek...

Tatil yapmışlar

Sivas’ın zemini mükemmel... Kayseri’nin, Aslantepe’nin zeminleri iyi... Diğerleri felaket... Çim mi, bu kurak mevsimde çamur mu belli değil... Stat görevlileri uzun süre yaz tatili yapmışlar herhalde...

Kulüp avukatları!

Hürriyet Spor müdürü Sevgili Mehmet Aslan, “Kulüpler TV programlarına yorumcu belirliyor” demiş. Her program için bunu söyleme şansımız yok ama maalesef Sevgili Mehmet’in dediği gibi kulüp önerileriyle yorumculuk yapan çok sayıda isim var. Zaten çoğu programda gönüllü kulüp avukatlığı yapan, bu konuda futbolun doğrularını bile eğip büken yorumculara o kadar alıştık ki...

Görmedik görmeyelim

Paris’te PSG ile Marsilya arasında inanılmaz ve unutulmaz bir maç oynandı. Marsilya’nın deplasmanda 1-0 kazandığı ve tam 5 futbolcunun kırmızı kart gördüğü, 17 sarı kartın çıktığı maçı yorumlayan Tanguy Le Seviller, “Resmen Fenerbahçe-Galatasaray maçı izledik” dedi. Bizde Fenerbahçe-Galatasaray maçları gergin geçer de, 5 kırmızı kartı şimdiye kadar hiç görmedik, ayrıca görmeyelim.