Beşiktaş Şeref tribünü Hakkı Yeten kapısı... Eski yeni açık belki de

Şeref tribünü Hakkı Yeten kapısı... Eski yeni açık belki de

12.05.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Feridün Düzağaç, Beşiktaş'ın İnönü'ye veda maçını yazdı...

Şeref tribünü Hakkı Yeten  kapısı... Eski yeni açık belki de

FERİDUN DÜZAĞAÇ'IN YAZISI...

Haberin Devamı

Biz zaten hüzünlüydük. Ağlayacaktık. Yuvamızla veda gününde... Polise de biber gazına da gerek yoktu...
Şefkatli polisimiz bu hüzünlü ve kıymetli günümüze de iz bıraktılar...
Ne tarihimize, ne hatıralarımıza saygıları var.
Baba ocağımız... Ana kucağımız... Karşılıksız ve safiyane... Dahiyane aşkımız Beşiktaşımızın ruh konağı... Kutsal sahnemiz...
Son senesinde ‘feda’ya ev sahipliği yaptı, yakın geçmişteki nice senelerinden ise... Heba geçti.
Tarlada oynasa Beşiktaş, orayı gül bahçesi eyler Beşiktaşlı.
Benim içimden böyle geçti.
Tüm futbolseverler ve camialar için kıymetli hatıralar biriktirilen bu sahneden kimler geldi... Kimler geçti... Hiçbirisi Beşiktaş kadar sevilmedi... Takımın en ‘ciğer’li delikanlısı Ziya Doğan’ın kafasıyla top Simoviç’in üstünden çizgiyi geçti.
Şampiyonluk hasretiyle ‘verem’ olacak yavru kartallar kendilerinden geçti.
Ahmet Dursun’un aşırtmasıyla Beşiktaş Barselona karşısında 3-0 öne geçti.
‘Dursun’ dediğimiz Ahmet Dursun geçti... ‘Git’ dediğimiz Seba geçti... İşte o gün sızladı mabedin direği.
Vefa da geçti içinden çokça... Vefasızlık da...
‘Atanamayan öğretmen’ hüznüyle, jübilesiz Metin Ali Feyyaz’lar geçti.
Ercan Taner’in ağız dolusu telaffuzuyla duymayı özlediğim ‘Amokaaaçi’ geçti.
‘Madida’dan müjdeler geçti.
Gönlümüzün Sör’ü Gordon...
Disko kralı Paskallar... Sanlı... Yusuf kaptanlar... Atom Karınca geçti be atom karınca.
Hababam sınıfı geçti... Mahmut Hoca geçti... Yeşilçam, holivud, rekorlar desibeller...
Ağları yırtan Metin Oktay geçti. Pele’yi bu sahnede izleyenler olmuş... Osvaldo Nartallo da bize kısmet oldu.
Ne bir dilim ekmek, ne bir kızı sevmek... Baki Mercimek geçti.
Kimler hangi renklerle ne renk kattılar bu sahneye.
Adam gibi, insan gibi, yan yana birlikte izlediğimiz masalsı derbiler geçti.
Fener’in çubuklusu, Cimbom’un parçalısı...
Karadeniz üzürinden Ali Kemalli, Şenol Güneşli, İskenderli Trabzon efsanesi...
Yağmurlu bir günde üzerimizde çubuklu formadan varken, kaygan zeminde efsane ‘Yazıcı’ Bursa geçti.
Bugünkü alkışlama polemiğine inat, jübile maçına forma değiştirerek çıkan Can Bartular... Metin Oktaylar geçti.
Yakın geçmişten hafızalarımızın sildiği hevesi kaçkın başkanlar oldu.
‘Şeref’inle oyna Hakkı’nla kazan’ diyebilmek ayrıcalığı inmedi zembille gökten...
Hak edilmiş ve kazanılmış gurur...
Paris sen jermen’ler, Barselonalar, Marsilyalar, Livırpullar zafer şarkılarımızla döndüler evlerine.
Valerengalar, Malmöler en delikanlı hissi kazıdı kalplerimize... Efkarının da hastasıydık...
Kendisini alkışlayan taraftarın önünden Sör Aleks Fergüson bile geçti.
Ve bu sahnenin hiç değişmeyen serüvencileri...
Benim için İnönü hatıralarımın başında hep bu taraftar vardı. Beleştepe ile siyah beyaz çeken...
Maykıl Ceksın’ı Beşiktaşlı yapan... Kah zenci olduk hepimiz... Hakkı yendi diye plüton olduk biz o sahnede... Babadan oğula... nesilden nesile... siyahı beyazına karışmış, sevdası Dolmabahçe’nin rüzgarına...
Dat diri dat dedik, delirdik... Sevindik... Üzüldük... Güldük, ağladık...
Küstük sırtımızı döndük... Protesto ettik, çıkmadık. Keyiflendik... ‘Beyaz’ çektirdik çevik kuvvete...
‘Victory’... ‘Edirne köprüsü taştan var mı büyük Beşiktaş’tan’ geçti.
Ömrümüz... Ömürler geçti. Bir tek bu sevda geçmedi. Yeni logonla, yeni sahnende ve her nerede olursan ol, sevdamız sesimizle duvarlarına kazınacaktır.
O sahnede ilk golü atan Süleyman Seba’mız... Us’umuzda kalan tadımız... Üstadımız...
Bir devrin son maçlarında senin adını anarak af diledik var say.
O kutsal sahnemizi... Kaptırmadan yenilemeyi başarırsak, bir trübüne adını vermeyi çok isteyenler olacaktır.
Gönlüm, kaybettiğimiz ve kutsamak istediğimiz değerlerin adlarını bu fiziken yeni, ruhu asla değişmeyecek yeni sahnemizde yaşatmaktan yanadır.
“Şeref Tribünü Hakkı Yeten Kapısı...” “Seba Tribünü Vedat Okyar Locası...” Kim bilir hangi sırada, hangi koltukta olursak olalım, yerimiz yanındır...
Optik başkan da görse ne güzel olurdu.