'Spor kültürü şart'

Sidney'deki olimpiyatta istediği sonucu elde edemeyen Türk sporunda köklü değişiklikler yapılacak. Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü, Milliyet'e yaptığı değerlendirmede, Türk sporunda reform sayılacak yenilikleri hayata geçirmek için kolları sıvadıklarını söyledi.
Sporda başarı için özerkliğin desteklenmesi kadar devlet desteğinin de sürmesinin şart olduğunu söyleyen Ünlü, şöyle konuştu:
"Her şeyden önce Türkiye'de sporu kitlelere yaymak ve spor kültürünü genç insanlarımızın yaşamlarının doğal bir parçası haline getirmek durumundayız. Bunun en canlı örneğini, Avustralya'da yaşadık. Olimpiyatta büyük atılım yapan Avustralyalılar spor kültürü yaratmış. Avrupa'nın en genç nüfusuna sahip bir ülke olarak aynı kriterlerle ilerlersek, aynı başarıları neden kazanmayalım ?"
Yeni sistemde üniversitelerin lokomotif görev üstlenmesini planladıklarını ifade eden Bakan Ünlü sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Tabana yaymalıyız"

"Altmışa yakın spor yüksek okulumuz var. Bu üniversitelerimizde ihtisas kulüpleri kurduracağız. Bölgenin potansiyeline göre her üniversitede özellikle bir branşta çalışan kulüpler oluşacak. Üniversiteler o bölgedeki halkın spor açısından bilimsel taramasını da gerçekleştirecek ve bölgesel müsabakalar düzenleyecek. Sporu tabana yaymak durumundayız. Bir avuç elit sporcuyla bir yere gitmemiz mümkün değil. Antrenör ve teknik adam eksikliğimiz çok büyük. Bunu da yine spor yüksek okullarında yetişen gençlerimizi Türkiye'nin dört bir yanına göndererek, çözmeye çalışacağız."
Gelecek konusunda iyimser olduğunu vurgulayan Spor Bakanı şunları söyledi:
"Türkiye'de spor iyi yolda. Ama daha iyi olmalı. Sidney'de kıl payı birçok madalya kaçırdık. Ama kıl payı kazansak da gerçeklerimiz değişmezdi. Eksiklerimizi biliyoruz. Yıllardır savunduğumuz Spor Yüksek Konseyi modeliyle spor yönetimi, disiplin ve bilimsellik kazanacak. Hala Meclis'te bulunan yasa taslağının geçmesinden sonra işler daha da hızlı yürüyecek. Sponsorluk yasası konusunda da maliyeyi ikna ettik"

HARUN: 'Dünyam karardı'

SİDNEY'de Ay - Yıldızsız mayoyla güreşip, son maçında da minderden kaçarak, eleştiri oklarını üzerine toplayan güreşçimiz Harun Doğan kendini savundu.
FILA'nın yeni tip kapalı mayosuyla asla güreşemediğini, bu nedenle kendi mayosunu tercih ettiğini, ancak üzerinde Ay - Yıldız olmadığına o heyecanla hiç dikkat etmediğini savunan Doğan şöyle konuştu:
"Ben çıkıp şampiyon olmak istemez miydim ? Altın kazansaydım, göğsümde yok diye eleştiri aldığım Ay - Yıldızı göndere çektirecektim. Beni yıpratmak için böyle iddialar ortaya atılıyor. Beni minderden soğuttular. Nedense buradaki diğer güreşçi arkadaşlarım da, ben de minderde bir türlü gerçek gücümü gösteremedik. Özbek maçında birkaç kez deneyip kaldıramadığım rakibimi yerden sökmek için Allah'a yalvardım. Son kez Özbek'i kavradığımda yeni doğmuş çocuğum aklıma geldi. 'Allahım elime koluma güç ver. Bu şampiyonluk benim geleceğim' diye düşündüm. Ama olmadı. Bütün kaslarım uyuştu. Bu üzüntünün üzerine bir de ağır eleştiriler alınca Dünyam iyice karardı."