ÜÇ BÜYÜK MÜ EN BÜYÜK MÜ

ÖZEL RÖPORTAJ - SERDAR?SARIDAĞ

Serdal Adalı... Yıllık olarak yaklaşık 3.5 milyar liralık bir paraya hükmeden Türkiye Jokey Kulübü’nün başında... Böyle bir dernek, dünyada bile belki de sayılı... Aynı Adalı, şimdi de Beşiktaş’ın başında yer almak, siyah-beyazlılara katkı sağlamak için kolları sıvadı.
Onu Beşiktaş’ın ne borcu korkutuyor, ne de bunlar sonra yapılacak yatırımları... Tek düşüncesi, siyah-beyazlılara nasıl daha faydalı olabileceği... Murat Aksu ile yola çıkan, konusunda lider durumda bulunan birçok işadamıyla kolları sıvayan Adalı, MİLLİYET’i ziyaret etti, düşüncelerini ve yapacaklarını anlattı.

İşte Serdal Adalı’nın sözleri:

* Söze başlarken, ‘14 ay önce neredeydin?’ diyorlar. 14 ay öncesiyle bugünün arasında mali açıdan pek bir değişiklik yok. Borçlar ötelenmiş, nefes alınmış.
* Kaynak yarattık diyorlar. Yeni bir arazi alınıp, üstüne yapı mı yapılmış. Yeni bir tesis kazandırılıp gelir mi elde edilmiş, hayır.
* Allah uzun ömür versin Süleyman Seba’dan beri bir tane arazi eklenmedi. Çok acil gelir getirecek projeler lazım. 2-3 tane çok ciddi hazırlığımız var. Bunların ne olduğunu açıklamam. Çünkü imza atmadan hayalcilik olur.
* Bu kongre, Beşiktaş’ın geleceğinin belirleneceği bir kongre. Genel Kurul üyeleri bunun kararını verecek. Bu aralar bizi üç büyükler söyleminin dışında saymaya çalışıyorlar. Bırakın üç büyüğü, en büyük olmak zorundayız.
* Bizim hedefimiz Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki farkı kapatmak değil, onları geçmek.
* Üç tane hedefimiz var. Mali, sosyal ve sportif... Üç noktada ciddi çalışmalarımız var. Birinci önceliğimiz sportif başarı. Bu başarı gelmeden mali yapıda hedeflediğiniz rakamları bulamazsınız. Sosyal manada bizim hâlâ bir lokalimiz bile yok. Genel kurul üyelerinin bir araya geleceği yer yok. Sosyal tesisimiz yok. Süleyman Seba Sosyal Tesisleri projemiz var. Bu tesislerin içerisinde konukevi ve restoran var.
* Altyapıyı ‘Futbol Vadisi’ projesi kapsamında bir yere toplayacağız. Şu an üzerinde çalışılıyor. Okullarla bağlantılı olacak. Futbolun yanında, yabancı dilinden, sosyal yönlerine kadar her şey geliştirilecek.
* Alt yapıdan her sene iki gencimizi A takıma vermeliyiz. Dökme suyla değirmen dönmez.
* Sembolik isimler ve sembolik işler bizim tarzımız değil. Çok ciddi bir hoca ve en az iki tane eksik bölgelere alınacak çok ciddi futbolcularla görüşüyorum.
* Quaresma için bir şey söyleyemem. Bu biraz da gelecek hocaya bağlı. Onu havalimanında yolcu ettim ama eleştirildim. Bana göre doğruydu. Benim yöneticilik ve adamlık tarzım, insanları getirdiğimiz gibi yolcu etmektir.
* En kısa zamanda üçüncü yıldızı takmak istiyoruz. Sadece futbolda değil, basketbol ve diğer branşlarda şampiyonluk hariç her sonuç bizi üzer.
*Gelirimiz Real Madrid gibi değil ama Real Madrid’in ödediği maaşları vererek Türkiye’ye futbolcu getirmemiz isteniyor.
* Ama Türkiye’nin en zengin takımıyız. Bizdeki gayrimenkuller ve gelirleri hiç bir takımda yok.
* Bir teknik direktörle imzalamadan, şu hocayla anlaştım demem. Görüştüğüm isimler var tabii ki...
* Bütün amatör şubelerin tamamına yakınının sponsoru hazır. Bunların getirdiği yük, 10 milyon dolar. Bu yükü kaldırırsak bir senede ödenen 30 milyon lira faizi durdururuz.
* 30 milyon liralık faizi durdurursak Beşiktaş sadece Türkiye’de değil Avrupa’da yükselişe geçer.
* Yönetimde Murat Aksu, Merdan Araz, Murat Akdoğan, Vural Ak, Nafi Güral var. Adem Yılmaz ile de görüşüyoruz.
* Gruplarla ve derneklerle seçim öncesinde hiç bir pazarlık yapmıyorum ama tabii ki görüşüyoruz. Yöneticileri seçerken kendi mesleklerinde başarılı olmuş bir ekip istiyoruz.
* Kulüpte kurumsallaşacağız deniliyor ama böyle bir kadronun olması lazım. Her işin içerisinde de yönetici olmamalı. İster istemez yanlışlık yapılıyor. Başkana bağımlı bir sistem de yanlış bana göre. Yönetim kurulu vizyonu belirler ve takip edilir.
* Seyirci iyi futbolcu ister. Bu doğanın kanunu ama seyirci çekmek için de futbolcunun geçmişine para verilmemeli. Üç futbolcuya para vereceğime bir kişiye verir, yıldız getiririm.
* Öncelikle Fikret Orman’ın yaptığı bütçeyle çalışacağız. Eğer 15 milyon euro transfer bütçesi varsa bunun üzerindeki rakamı gerek yöneticilerin yapacağı katkı, gerekse de sponsorlarla çözeceğiz. 15 milyon euroyla ben çok iş yaparım. 15 milyon euro yetmezse üstüne koyarız. Yöneticilerden borç olarak değil sponsor karşılığında bu transferleri yaparız.
* Yönetim dışındaki zengin kongre üyelerimizle de konuşarak transferler yapabiliriz. Beşiktaş bu anlamda çok büyük bir camia.
* Cezaevindeyken, bir daha kulübün yanından geçmedim diye bir şey ağzımdan hiç çıkmadı. Beşiktaşlılık çok başka bir şeydir. Ayrıca ben dünyada sıralamaya girecek bir derneğin (TJK) başkanıyım. Şu anki bütçesi 3.5 milyar civarında...
* Eksik olduğumuz noktalardan biri, siyasetteki Beşiktaşlılar ile görüşmemek oldu. Beşiktaş’ın içerisinde, Beşiktaş’a fayda getirecek kim varsa o insanı katkı sağlasın diye zorlayacağız. Zorlamama gibi bir lüksümüz yok.
* 17 Haziran sabahı işe başlarım, takım da temmuz başında hocası, oyuncuları hazır bir şekilde kampa girer.
* Beşiktaş’a çok iyi bir hoca gelecek. Yerli veya yabancı ama en iyisi olacak kimsenin şüphesi olmasın.
* Fikret Orman seçime kadar kiminle anlaştığı yönünde açıklama yapmayacak. Ben de öyle... Doğrusu da bu... Genel Kurul üyelerine saygısızlık olur. Bugünden bir futbolcuyla ve hocayla yapılan bir anlaşma nasıl beni bağlıyorsa, benim yaptıklarım da onu bağlar.
* Fikret Orman’a, yapılacak transferlerde acil ve kaçırılmayacak bir transfer varsa almasını ancak benimle paylaşmasını rica ettim. Fikret Bey de olumlu yaklaştı.
* Futbol şubesini bir yöneticiye bağlamayı düşünmüyorum. Sportif Direktör işi yürüteceğiz. Şu anki modele ve Önder Özen’e karşı değilim.
* İki ay önce FEDA’dan ve mali yapının bozukluğundan bahseden başkan, bir gazeteye, bir değil birkaç star getireceğini söyledi.

Aybaba’yı da biz ödeyeceğiz
Quaresma, Fernandes, Almeida, Veli gibi isimleri aldık. İki senede 20 milyon euro demektir. Başkan, ‘Quaresma’nın parasını ben ödedim’ diyor. Vadesi bugünse tabii ki bugün ödenecek. Yönetimlerde süreklilik esastır. Seçimi kazanırsak biz de Samet Aybaba’nın parasını ödeyeceğiz. Vadesi geldiğinde vereceğiz. Çıkıp, ben ödedim demenin bir manası yok.

Avusturya kampı iptal!
(Gülerek) Başkan olursam bir daha takımı Leogang’a kampa götürmem. Avusturya kampını iptal ederim. Orası çok uğursuz geldi. Bana söylemişlerdi, o uğursuz otele takımı götürme diye. Başımıza neler geldi neler... (Serdal Adalı, 3 Temmuz sürecinde ifade için Avusturya kampından gelip tutuklanmıştı.)

Ya savaş çıkarsa!

IMG ile yapılan anlaşmalardan gelecek parayla stat yapımı planı var. Siz yıktınız. Farzet ki satışlar iyi gitmedi. Kavga çıktı, savaş çıktı! Yani stadın parası garanti altına alınmadan stadın inşaası mümkün değil. Yoksa bu takım sersefil olur. İhale şartnamesini gördüm, 17 Haziran’da yıkılacak yazıyor. 27 Temmuz’a konser bileti satılıyor. Burayı yıkıp dümdüz etmeden diğer ruhsat alınmaz diyor başkan. Meslekten olmasa bilmiyor diye düşüneceğim ama başkanın mesleği.... Sen projeni hazırlarsın, ruhsatı almak için sunarsın. Yıkıma başladın, projede bir terslik çıktı ne olacak? Marmaray kaç sene beklemedi mi?

‘Silahımızı rakibe verdik’

Devre arasında Drogba ve Sneijder gibi takviyeler yapılabilse şampiyon olabileceklerini söyleyen Serdal Adalı, “Sezon başında elimizdeki silahımız olan Egemen’i rakibimize verdik” diye konuştu

* Beşiktaş’ta forvet sıkıntı yoktu. Ben olsam devre arasında iyi bir kaleci alırdım. Elimizdeki silahımız olan Egemen’i rakibimize verdik. Tarihimizin en fazla gol yenilen senesi oldu.
* Samet Aybaba’nın arkasında durulmadığına inanıyorum. Dört senelik bir anlaşma yapıyorsanız, arkasında duracaksınız.
* Bu sene gerçekten de ciddi bir fırsat kaçtı. Devre arası ciddi transferler yapılsa şampiyon olunabilirdi. Rakipler neden transfer yaptı. Avrupa Kupaları için mi? Baktılar ki Beşiktaş ile aralarında az bir fark var, iyi oynuyor, bu nedenle futbolcu aldılar. Bizim takviye yapmamız gerekirken onlar yaptı.
* Devre arasında biz üç puan farkla ikinci durumdayken, Drogba ve Sneijder gibi transfer yapılabilse olabilirdik. 14 aydır ağzımı açıp da kimseyi eleştirmedim. Yanlışlar yapılsa bile sesimi çıkarmadım.
* Küçüleceğiz demeye dilim bile varmıyor. Ekonomide küçülerek büyüme olmaz. Büyüyerek borcu azaltırsın. Hangi işadamı benim işim bozuk diye ortaya çıkar? Borç ödenebilir bir borç. Ödenmesi için de yapılması gerekenleri biliyoruz.

* Milliyet’i ziyaret eden Adalı, yazarımız Bilal Meşe, editörümüz Mustafa Anıklı ve muhabirimiz Serdar Sarıdağ’a görüşlerini anlattı.