Hep söylerim; soyunma odası koridorları, sokaklar gibi. Yani sokakta sen, ben, manav, bakkal ne konuşuyorsak, sporcular da orada kendi aralarında hemen hemen aynı sohbeti yapıyorlar.

Sezon başında masum ve değerli bir İtalyan teknik direktörle anlaşıyorsunuz; ona bir grup oyuncuyu kadro dışı bıraktırıp, kamuoyuna fikir onunmuş gibi sunuyorsunuz. Birkaç ay geçiyor, yönetim değişiyor, yalanınız ortaya çıkıyor. Üstelik yine onun görüşünü almadan, affediyorsunuz bu kez kadro dışı bıraktığınızı.

Nasıl Sabri’nin affedildiği o gün, sokaktaki adamın artık Prandelli’ye hiçbir inancı, itimadı kalmadıysa; sanırım aynı anda sporcunun da kalmıyor. O gün sokakta berberle nalbur Prandelli’yi nasıl doğruyorlarsa, Florya’nın yemekhanesinde de aynı acımasızlıkla doğranıyor İtalyan! Ve zaten o gün, fiş çekiliyor.

Haberin Devamı

Prandelli gidiyor, Hamzaoğlu geliyor... O gün Florya’da fişi çeken aynı adamlar, aynı şekilde takıyorlar fişi prize, tamamlıyorlar devreyi! Çarklar yeniden dönmeye başlıyor. Selçuk İtalyanlar öncesinde bıraktığı top kazanma becerisini aniden tekrar hatırlıyor, Burak takım oyuncusu niteliklerini birden sergilemeye başlıyor. Emre Çolak pas dağıtıyor, Umut da savunmayı. Geceyle gündüz kadar değişiyor takımın görüntüsü. Efor muazzam. Çaba muazzam. Arzu muazzam. İnsan övmeli mi, yermeli mi şaşırıyor bu durumda! Dünkü performans kesinlikle övgüyü hak ediyor, sonuna kadar. Peki ya önceki performanslar ne olacak? Ona da bu sporcuların vicdanları karar verecek artık...

Tabii ki dünkü Galatasaray’ı sadece kafalarına göre fişi çekip/fişi takan sporcular üstünden okumak Hamzaoğlu’na büyük haksızlık olur. Hamza Hoca da bir tür neşter vurdu aslında takıma, belki formsuzları kenara oturtmadı, ama en azından unutulanları kazandı yeniden: Takımın her daim efor/dakika lideri olan Umut Bulut hak ettiği gibi 11’deydi dün gece. Takımın koşu içinde vites değiştirebilen, sıkışan anlarda bireysel çözüm üretebilen, üstelik de sürpriz bir şekilde geriden çıkmasına da yardım eden adamı Bruma da buldu kendini Hamzaoğlu ile. Bu iki sihirli dokunuş bile Hamzaoğlu için kredidir şüphesiz.

Haberin Devamı

Evet, Galatasaray dün iyi oynayarak ve hak ederek kazandı, orta/uzun vadede bir şey söylemek içinse henüz erken. Çünkü orta/uzun vade performansını belirleyecek faktör şu: Bazı yerlilerdeki bu ani çıkış, kalıcı olacak mı? İsteyince iyi oynayan bazı adamlar, bir gün istememeye karar verirlerse ne olacak? Hamzaoğlu takımı bu isteyince oynayanların boyunduruğundan çıkarabilecek mi? Sanırım zaman gösterecek bunu da.