Ligin ilk yarısında ilk 4 maçta 12 puan toplayan Beşiktaş, sonraki 6 haftayı (Eskişehir önündeki)...

Ligin ilk yarısında ilk 4 maçta 12 puan toplayan Beşiktaş, sonraki 6 haftayı (Eskişehir önündeki) tek bir galibiyetle geçmişti. İkinci devrede de ilk 5 maçta 13 puanla başlandı; sonraki 4 haftada (yine Eskişehir önünde alınmış) tek galibiyet var. Galiba biz bu filmi izlemiştik...

Beşiktaş çok tutkulu bir takım. Biliç de çok tutkulu bir hoca. Bence muazzam bir eşleşme... Geçen hafta taca çıkan topları Biliç’in toplaması, Erkan Zengin ağır ağır çıkarken tüm takımın toplu isyanı, Ersan’ın golü sonrası yaşanan kenetlenme hep bu üst düzey tutkunun tezahürü...

Haberin Devamı

Ama Beşiktaş aynı zamanda çok genç bir takım. Dün sahaya çıkan 11’de (Tolga-Atiba dışında) 9 oyuncu, (bizim için hala genç sayılan) Arda Turan’dan daha genç. Böyle genç bir takım nasıl maç içinde işler kötü gittiğinde soğukkanlı kalamıyorsa, skoru bu yüzden defalarca koruyamadıysa; sezon içinde de işler kötü gittiğinde rüzgarın yönünü çevirmekte güçlük çekiyor. Zaten galibiyet serilerinin de, böyle puan kaybı serilerinin de nedeni bu. Ekstra tutku size seri galibiyetler kazandırabilir; ama işler kötü gittiğinde tutkudan çok soğukkanlılığa, sakin kalmaya ihtiyacınız olur. Beşiktaş kadrosunda böyle bir meleke yok. Biliç’te de henüz böyle bir tecrübe yok.

Beşiktaş’ın bu genç ve yetenekli kadrosu, yaz aylarında biraz tecrübeyle takviye edilirse, sadece önümüzdeki sezon değil (takım genç olduğu için) 5 sezon daha şampiyonluk yarışı yapabilir. Ama Biliç’in gelecek yıl, böyle üç puana ihtiyacı olduğu bir maçta, 90’a kadar tek bir değişiklikle yetinmemesi gerek. Bu kadar kritik bir haftada kulübeye baktığında sonucu değiştirme umudu olan tek adam olarak sadece Kerim Frei’in kalmaması gerek.

*****************

Fernandes’in yerine Hunt olur mu?

Beşiktaş’ın ön taraftaki kalite sorununu gören herkes, Fernandes’le ilgili Rusya iddiaları doğruysa gelecek yıl nasıl bir çare bulunacağını düşünüyor ister istemez. Fernandes’in Lokomotiv’e gitmesi halinde alternatif olarak adı geçen isimse Werder Bremen’li Aaron Hunt.

Evet Hunt, 3-4 yıl önce olduğu kadar global piyasada konuşulmuyor; ama bu gerilemede takımının çizgi değişikliğinin de etkisi var. Schaaf’la birlikte harika bir proje takımıydılar; Şampiyonlar Ligi çeyrek finali, Avrupa Ligi finali gördüler; o dönemde de oyun kurucu Hunt doğal olarak daha fazla ön plandaydı. Son yıllarda Hunt’taki düşüşte Bremen’in düşüşünün de payı var.

Haberin Devamı

Evet, sık sık çeşitli sakatlıklar da geçiriyor; diz, kasık, çapraz bağ, sakatlık kronolojisinde yok yok! Ama şunu hatırlatmak gerek: Fernandes de Beşiktaş’a gelmeden önce İspanya’da-İngiltere’de müzmin sakat olarak ün yapmıştı. Eğer Fernandes’le aynı yaşta (1986’lı) olan Hunt da sağlığı/huzuru Türkiye’de bulursa, Beşiktaş’a gayet de yüksek katkı yapabilecek kalitede bir isim.

Üstüne üstlük Hunt, iyi bir solak. Dün sağdan atılan kornerlerin başında Gökhan Töre değil Hunt’un olmasının daha hayırlı olacağı kesindi mesela! Oyun kurucu oynayabileceği gibi, Schaaf’ın ona 20’lerinin başında sol açık/sağ açık/santrforda görev vermişliği de var. Doğrusu böyle çok yönlü, yetenekli bir oyuncu keşke Fernandes’in yerine değil, yanına alınabilse...

Haberin Devamı

**********************

3 Dünya Kupası oyuncusu

Süper Lig, yaklaşık 1 milyar euroluk oyuncu havuzuna sahip bir şampiyona. Bu toplam bedel ile, Avrupa’nın yedincisi konumunda. Üstelik Hollanda-Portekiz gibi liglerden daha fazla harcadığımız gibi, son yıllarda bu parayı daha doğru harcamaya da başladık: Süper Lig’deki milli oyuncu sayısı, Hollanda-Portekiz’den fazla.

Ligde kümede kalma mücadelesi veren ve 18 takım içinde kadro kalitesi açısından altlarda sayılabilecek Rizespor’un dünkü 11’inde üç adam, muhtemelen yazın Dünya Kupası’nda olacaklar. Viera Fildişi Sahili, Oboabona Nijerya, Kweuke de Kamerun Milli Takımı’yla Brezilya’ya gidecek gibiler. Yine dün oynayanlardan Ali Adnan Irak, LuaLua Kongo, Ümit Korkmaz Avusturya Milli Takımı oyuncuları.

Hep söylüyorum: Türkiye’de oyuncu kalitesi gayet iyi. Yeter ki bu oyuncuları durdurmaya değil gitmeye, oynatmamaya değil oynamaya teşvik edin. Sadece rakibin boşluğunu yakalamayı değil, boşluk oluşturmaya yönlendirin. Ligin ikinci yarısında Rize’nin Antep ve Antalya karşısında oyun oynamak istediği dakikalarda yapabildikleri ortada. Ama dün bu kadar yaslanmaları doğal değil.

İyi futbol, iyi futbolcuyla oynanıyor evet. Ama biraz da cesur düşünce lazım.

****************************

Maçın adamı: Pektemek

Pektemek’in iki golle moral bulması herkesi sevindirdi, şimdi sıra özgüvenini geri kazanmasında. Çünkü Pektemek G.Birliği’nde birinci büyük sakatlığından döndüğünde hâlâ rakibinin üstüne üstüne giden, çalım deneyen, orta mesafeden de iyi şutlar atabilen bir adamdı.

İkinci sakatlığından sonraysa son derece çekingen bir adam dönüştü. Umarım biraz düzenli forma bulur da o damarlarında mevcut olan özgüvenini geri kazanır.

**********************

Maçın hayal kırıklığı: Uğur Boral

İki puanın elden avuçtan göz göre göre kaydığı bir ortamda, Biliç’in sadece iki değişiklik yapabilmesi, hatta ikincisi için 90’ı beklemesi acı. Tamam kulübede skoru değiştirebilecek harika adamları yok, ama son 15’lerde şans bulduğunda tecrübesiyle ortalığı karıştırabilen, isyan edebilen Uğur Boral hiç olmazsa 18’de yer alabilirdi.