24.03.2009 - 00:50 | Son Güncellenme:
Ediz Sırapınar
Galatasaray’da son 15 günde olup bitenleri insan dehşetle izliyor. Yaşananların hiçbirine akıl sır ermiyor.
Ama bir gerçek var ki her şeyin başını yönetim çekiyor. Bütün kararlar gelişi-güzel alınıyor. Başkan Adnan Polat anlık tepkiler veriyor, heyecanını kontrol edemiyor.
Babasının son model arabasını kaçıran haylaz bir çocuk gibi yollarda sağına soluna bakmadan tam gaz gidiyor, sonuçta da sürekli bir yerlere tosluyor. Galatasaray’ı yavaş yavaş hurdaya çıkarıyor.
Aslında Galatasaray, Özhan Canaydın’ın ardından ciddi otorite boşluğu yaşıyor. Tıpkı Beşiktaş’ın Süleyman Seba’dan sonra duruşunu kaybetmesi, aradan yıllar geçmesine rağmen hâlâ kendini bulamaması gibi.
Canaydın’ın da zamanında hataları olmuştur. Ancak her hamlesini enine boyuna düşünerek gerçekleştirmiş, ağzından çıkan her sözü iyice tarttıktan sonra dile getirmiştir. Günlük kararlara itibar etmemiştir.
Adnan Polat ve ekibinin ise göreve gelir gelmez geçen sezon kazanılan mucize şampiyonluk, ayağını yerden kesmiş, “biz bu işi iyi biliriz” havasına itmiştir. Sonuçta bugünkü duruma gelinmiştir. Sezon ortasında at değiştirme alışkanlığı bu kez başa dert getirmiştir.
Evet; Bülent Korkmaz, Lincoln ile yaşadığı soğuk savaşta yanlış strateji uygulamıştır.
Taktiksel açıdan verimli olamamıştır...
Hasan Şaş ve Ümit Karan gibi eski takım arkadaşlarına omuz atarak dengelerle oynamıştır, takımda haksızlığa yol açmıştır...
Yabancı oyuncularla ilişkisini iyi ayarlayamamıştır.
Belki de hiç ummadığı bir zamanda üzerine konan ağır yükü taşıyamamıştır.
Ne olursa olsun bugünkü tabloda en az suçlu hocadır...
Aslan en hayırlı yavrusunu göz göre göre yemeye başlamıştır. Daha üçüncü maçında taraftarla arası açılmıştır. Gelişini, “Büyük kaptan ve ekibinin sonuna kadar arkasındayız” pankartlarıyla karşılayan tribünlerin o kadir-kıymet bilmez acımasızlığı, skor avcılığı çok çabuk ortaya çıkmıştır.
Bugünkü tablo akraba ile iş yapılmaz mantığının tam bir aynasıdır. Bülent’in yerinde bir başkası olsa Meira’nın gidişine izin vermeyecek, Hasan Şaş - Ümit Karan kumarına yanaşmayacak, filmin sonunda bu kadar gözyaşı akmayacaktı. Ama yönetimin her dediğine “evet” diyen, futbol şubesinin uzaktan kumandası rolüne bürünen Bülent Korkmaz ister istemez kariyeri ile oynama noktasına gelmiştir.
Beceriksizliği ile işleri bu noktaya getiren yönetimin hocasına bir an önce onurunu geri vermesi, Florya’nın tek hakimi olduğunu göstermesi gerekmektedir. Aksi halde Mayıs sonunda yeni bir hoca için büyük danışman (!) Feldkamp’ın kapısını yeniden çalmaya gideceklerdir.
HAFTANIN TAKIMI
ESKİŞEHİRSPOR