Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Daha 1-2 ay öncesine kadar Türkiye “onurlu yalnız” ülkeydi.
“Onurlu” duruş elbette ulusal gururumuzu okşuyordu ama “yalnızlık” içimizi acıtıyordu.
Bulunduğumuz bölgenin “yangın yeri” olması “kaygı” da yüklüyordu yüreğimize.
Güney sınırımız boyunca altımızı “cehennem ateşleri” sarmışken sınırın ötesine burnumuzu bile uzatamıyorduk. Ne bir savaş uçağı kaldırabiliyorduk, ne bir tank sokabiliyorduk.
Amerikası da, Rusyası da “kırmızı ışıklar” yakmışlardı.
.....................
Ve...
Çok şey değişiverdi.
Önce...
Rusya’yla buzlar çözüldü.
Ankara, sadece ABD’ye “el mahkum” görüntüleri verirken eline “Rusya kartını” alınca masada kağıtların yeniden dağıtılması sonucunu üretti.
“15 Temmuz mahkumiyeti” de eklenince Washington “şirinlik muskasıyla” Türkiye’ye yaklaştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Başkanı Putin ve ABD Başkanı Obama ile yeniden yan yana görüntüleri “onurlu yalnızlık” iki kelimelerinden ikincisini tarihte kısa bir paragrafa gömdü.
“Onurlu dayanışmalar” dönemi başlamış oluyor.
Buna İsrail’le anlaşmayı, İran ilişkilerinde “ihtiyatlı iyimserliği” de ekleyin.
Almanya da bu yeni çerçevenin içine adımlar atmakta.
.....................
Kıbrıs harekatından bu yana TSK ilk kez sınır ötesine, öyle daha önceki günü birlik ya da bir kaç günlük değil “gerektiği kadar kalmak” üzere harekatta...
Güney sınırının önemli bir bölümünü IŞİD’den temizledi.
Oraya jetlerini uçurabiliyor, tankları, zırhlı araçlarıyla “stratejik alan kazanmış” durumda.
Tıpkı Kıbrıs harekatının ilk aşaması gibi.
Bunu kazanılan güvenlik kuşağının derinleştirilerek güvenli alanın oluşturulacağı ikinci ve belki de üçüncü harekatın izleyeceği görünmekte.
....................
15 Temmuz’da Türkiye’yi çökertme darbe girişiminin sonuca ulaşması halinde öngörülen neydi?
Ulusalcı, Atatürkçü, Laik TSK mensuplarının 24 saat bile geçmeden direnişe ve darbecilere karşı harekata geçmesi...
Güneydoğu’da PYD kantonlarından -15 Temmuz için hazırlanmış güçlerin- sınırın bu tarafına geçerek Güneydoğu’da kantonlar ilan etmeleri... Böylece Kürt kantonları koridorunun Anadolu’dan da toprak kazanımlarıyla hem genişletilmesi...
Fırat’ın Batı’sından Azez’e kadar IŞİD’in elindeki alanın da ele geçirilmesi.
TSK’nın birbiriyle savaşırken buna iç savaş ateşlerinin de yakılması halinde, Cerablus - Azez hattının ele geçirilmesini kim önleyebilecekti?
...................
Bu kirli ve kan lekeli senaryoların sayfaları yırtılıp tarihin çöplüğüne atıldı.
Önce...
15 Temmuz’da demokrasi zaferini yaşadı Türkiye...
“Arap Baharı” tezgahlarının Kuzey Afrika ve Suriye’deki gibi Türkiye’ye de uygulanacağını sananlara müthiş bir ders verildi.
Türkiye “içe ve dışa” demokrasi ve bütünlük özgüvenini yansıttı.
Sonra da sınırın ötesinde tutuşturulan ateşlerin üzerine gidildi.
Atatürk’ün kendisi ve milleti adına dile getirdiği “özgürlük benim karakterimdir” vecizesi bir kez daha kanıtlanmakta.
....................
Bütün bunlar yanan yüreğimizi ilkbahar yağmurları gibi serinletiyor.
Kaygı tortularını, zehirlerini söküp atıyor.
Ancak...
Güzelliklere gölgeler düşmemeli.
15 Temmuz’dan sonraki fırtınada özellikle demokrasinin vazgeçilmez unsuru “özgür medya” konusunda özen göstermek çok önemli.
Yanlış algılar üretmemek vitrine demokrasiye yabancı görüntüler koyulmamalı.
Bu köşede daha önce isim isim (bazılarını unutmuş olabilirim) tutuklanan gazeteciler için uyarılar da bulundum. Şimdi...
SÖZCÜ Gazetesi için de -doğruysa- burunlara hiç de hoş olmayan kokular geliyor.
FETÖ davası için bir “çatı iddianame”den söz edilmekte.
“SÖZCÜ’nün de bunun içinde yer aldığı” yolundaki fısıltıların bu gazetenin avukatlarına ulaştırıldığı konuşulmakta.
Başta yarım yüzyıllık arkadaşım Rahmi Turan ve Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz olmak üzere her biri Atatürkçülüğü tartışılmaz laik yazarları Emin Çölaşan, Bekir Coşkun, Uğur Dündar, Yılmaz Özdil, Necati Doğru, Yekta Güngör Özden, Mehmet Türker ve diğerleri...
Onlar mı FETÖ’cü?
Hiçbiri FETÖ’nün ne çatısı ne çatı iddianamesi altında olabilir.
Şunu da belirteyim:
“İstedikleri davayı açsınlar biz kendimizden eminiz” kararlılığında olduklarını dinledim.