Gündem Sonsuza kadar kurgularız gibi geldi

Sonsuza kadar kurgularız gibi geldi

14.08.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Hem kurgu hem de ses tasarımında Hollywood’un mitleşmiş, üç Oscarlı ismi Walter Murch’le Vizyon Ödülü’nü aldığı Locarno Film Festivali’nde bir araya geldik. Kariyerini ve kendi alanındaki dijital devrimi konuştuk...

Sonsuza kadar  kurgularız gibi geldi

Walter Murch, Hollywood’da ismi yönetmenlerin önüne geçebilen ender teknik adamlardan. Hem kurgu hem de ses tasarım konusunda alanının en iyilerinden kabul edilen, üç Oscar’lı, yaşayan bir Hollywood miti. Kariyeri, George Lucas ve Francis Ford Coppola ile işbirlikleriyle başlayan Murch, ‘Kıyamet’in (Apocalypse Now) kurgu ve ses tasarımıyla dikkat çekti. Ayrıca ses tasarımı konusunda sinema tarihinin en değerli filmlerinden ‘The Conversation’ın ses tasarımcısı olarak alanındaki ağırlığını gösterdi. ‘İngiliz Hasta’ ile aynı yıl hem kurgu hem de ses tasarımı dallarında Oscar kazanarak bir ilke imza attı.

Haberin Devamı

Murch’ün bu yıl Locarno Film Festivali’nde Vizyon Ödülü’nü alması vesilesiyle çalışmaları izleyiciyle buluşuyor. Murch’le bir araya geldik, hem kariyerinden hem de dijital devrimin işine etkilerinden bahsettik.

‘Dedektif gibi çalıştı’

1998’de ‘Touch of Evil’ın kurgusunu yeniden yaptınız. Çalışma sürecinizden bahseder misiniz?

Benimle yapımcı Rick Schmidlin bağlantı kurdu. Bana Orson Welles’e saygı duruşu olarak böyle bir proje düşündüğünü anlattı. Üç sorum var dedim: Orson Welles’in yazdığı günlüğü okuyabilecek miyim, filmin negatifi iyi durumda mı ve de ses bandı diyalog, müzik, ses efektleri şeklinde ayrılmış mı? Evet, diye yanıtladı. Günlük çok ünlüydü çünkü kimse görmemişti ve hakkında rivayetler dolaşıyordu. Schmidlin, dedektif gibi çalışarak bu günlüğün bir kopyasını buldu. Günlük Welles tarafından, filme stüdyo el koyduktan sonra tek bir gösterim sırasında tutulmuş notlardan oluşuyordu. 58 sayfa ve filmine el konup değiştirildikten sonra yazıldığı için politik bir belge. Ne yapılması gerektiğini söylemiyor ama Welles’in nasıl biri ve nasıl bir sanatçı olduğunu anlatıyor. Şöyle düşündüm, Welles bana diyor ki, “Walter, şu günlükteki fikirler üzerine çalışıp bir şeyler yap, ben yan odada uyuyorum. İşin bitince beni uyandırırsın beraber bakarız.” 3 hafta sonra bitirdim ve onu uyandırmak için yan odaya gidemediğime üzüldüm, kafamda hep Welles’in yan odada dinlendiği görüntüsü vardı.

Haberin Devamı

Ne gibi değişiklikler yaptınız?

Stüdyonun değiştirdiği başka bir Welles filmi ‘The Magnificent Ambersons’la kıyaslama yapalım. Bu filmde stüdyo filme bambaşka bir final ekliyor. ‘Touch of Evil’ böyle değil. Yaptığımız değişiklikler ortaya başka bir film çıkarmadı. Küçük değişiklikler yapıldı. Açılış planından jeneriği ve müziği kaldırdık mesela. Ses olarak tema müziğini değil, müzik dükkânlarından filan gelen sesleri kullandık.

‘Zor bir geçiş dönemiydi’

Kariyerinizin başlangıcı stüdyoların yönetmenlere müdahale etmediği 1970’li yıllar. Nitekim o dönemde Coppola ile çalıştınız. Stüdyo müdahalesiz çalışmak nasıldı?

Haberin Devamı

İçindeyken insan fark etmiyor. Hollywood o dönemde zor bir geçiş dönemindeydi. 1960’ların sonunda bile stüdyolar 1930’lardaki gibi idare ediliyordu. Patronlardan Jack Warner hala hayattaydı. 1960’ların sonunda o dönem bitti. Şimdi ne olacak? Kimse bilmiyordu. Genelde baskı kurumu, stüdyo veya kilise fark etmez, ortadan kalkınca ne olursa o oldu. Birileri ortaya çıktı ve özgür bir ortam oluştu. Ama her zaman olduğunu gibi kontrol yeniden sağlandı. Amerikan sinemasında 1970’leri özgür bir dönem olarak tanımlayabiliriz ama 1980’lere gelindiğinde yine kontrol sağlanmıştı stüdyolar tarafından.

Francis Ford Coppola’yla ‘Kıyamet/Apocalypse Now’ ve ‘The Conversation’da birlikte çalıştınız. Kariyerinin son dönemki gidişatı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Francis’le kendi kariyerimin başında çalıştım. İlk kurgu yaptığım film ‘The Conversation’dı. ‘Kıyamet’de de çalıştık. Hayat ve projeler araya girdi, yollarımız ayrıldı. ‘Kıyamet’in yeni kurgusu ise 20 yıl sonra bizi yeniden bir araya getirdi. Son dönemde kendi parasıyla film çektiği için bağımsız projeler üzerinde çalışıyor.

Haberin Devamı

‘Kıyamet’in sonsuz yapım sonrası sürecinden bahsedebilir misiniz?

Film bittiğine göre sonu bir noktada geldi! Oysa üzerinde çalışırken bize sonsuza kadar kurgulayacağız gibi gelirdi. 2 yıl çalıştım. Düşününce ‘Particle Fever’ (2013) adlı belgeselde de 15 ay çalıştım. ‘Kıyamet’ o kadar da uzun değilmiş düşününce.

‘Kıyamet’ gibi bir filmle ‘Particle Fever’ adlı bilim belgeseli üzerinde çalışmak farklı mı?

Aslında değil. Malzemeye bakıp öne çıkması gereken güzellikler ve çözülmesi gereken sorunlar görüyorsunuz. ‘Kıyamet’ çok meşakkatli bir projeydi. Marlon Brando ile çalışmanın zorlukları mesela. Ben Brando’nun bu filmdeki metodunun sonunda işe yaradığını ve daha iyi bir film ortaya çıkmasına katkısı olduğunu düşünüyorum ama o dönemde Francis için çok zordu. Malzemenin ortaya çıkışı ‘Particle Fever’la farklı olabilir ama karşıma geldiğinde aynı hislerle çalışırım.

Sonsuza kadar  kurgularız gibi geldi
Francis Ford Coppola’nın yönetmenliğini yaptığı ‘Apocalypse Now/Kıyamet’ filminin ses ve kurgu tasarımı Walter Murch imzasını taşıyor...

Haberin Devamı

Kadraj kutsallığı artık sonlandı
2015 yapımı büyük bütçeli ‘Tomorrowland’in kurgusunda çalıştınız. Dijital ve analog kurgu arasında ne gibi farklar görüyorsunuz?
‘Tomorrowland’den kovuldum, stüdyo bir noktada gerilmeye başladı ve bu noktada geleneksel olarak kurgucuyu kovarlar. Bana da öyle oldu. 15 ay çalıştım sonra görevden alındım. Kurgu teknikleri bir yandan çok değişti bir yandan da aynı. Çekilmiş görüntülerle, anlaşılır ve izleyicinin ilgisini çekecek hikâye anlatma şeklindeki temel mantık değişmedi. Şimdi dijital kurguda kadrajı kurgu odasında ayarlıyoruz. Kadrajın kutsallığı sonlandı. Aradaki fark, taştan veya çamurdan heykel yapmak gibi. Taşta heykeli önceden planlaman gerekir ve ölümcül bir hatada bütün taşı atmanız icap edebilir. Taşı tanımanız, zayıf noktalarını bilmeniz lazımdır, işte analog kurgu buna benzer. Dijital kurguyu ise çamurdan heykele benzetebiliriz. Beğenmediniz mi sil baştan istediğiniz kadar değiştirin. Seçimleriniz sonsuz. Senaryo ve çekimlerde ters giden şeyler artık kurguda düzeltiliyor, filmler “kurguda hallederiz” diye çekiliyor.