Gündem Sorunların panzehri aileyi güçlendirmek

Sorunların panzehri aileyi güçlendirmek

24.03.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Çocuk kelimesinin ihmal ve istismar kelimeleriyle yan yana geliyorsa ortada büyük sorun olduğunun altını çizen Erdoğan, “Cinsel, ekonomik, duygusal, birçok açıdan, adına insan diyemeyeceğimiz varlıkların sömürüsüne uğruyorlar. Bu sorunların panzehiri aileyi güçlendirmektir. Şuurlu anne babalar yetiştirmektir” dedi...

Sorunların panzehri aileyi güçlendirmek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde, Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği (TOGAM-DER), Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğiyle gerçekleştirilen “Biz Geleceğiz” projesinin tanıtımı ve bu kapsamda gerçekleştirilen “Çocuk İhmal ve İstismarı Sempozyumu” dün başladı.

Haberin Devamı

Bugün de devam edecek sempozyumda onlarca uzman çocuk ihmal ve istismarına yönelik sunum ve konuşma yapacak.

Şişli Cevahir Otel’de dün gerçekleştirilen programa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan başta olmak üzere, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, eşi Reyyan Erdoğan ile (TOGEMDER) Yönetim Kurulu Başkanı Saadet Gülbaran ve Demirören Holding Yönetim Kurulu Üyesi Meltem Demiören Oktay katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan sempozyumda kürsüye çıkan Emine Erdoğan, konuşmasına “Çocuk kelimesi, ihmal ve istismar kelimesiyle yan yana gelebiliyorsa, ortada ciddi bir sorun var demektir” diyerek başladı. Erdoğan şunları kaydetti:

Haberin Devamı

“İstismara uğrayan bir çocuğun, bir daha eski duygu dünyasına dönmesi neredeyse imkansızdır. Zaten çoğu kez bu istismar gizli kalır, çocuğun iç dünyasında büyür, büyür, altından kalkılamaz bir yük halini alır. Bu nedenle, çocukların duygu dünyaları iyi takip edilmeli, tüm ipuçları bilinçli şekilde değerlendirilmelidir. Güçlü, sağlıklı bir toplum inşa etmenin yegane yolu, geleceğin sahibi olan çocukların psiko-sosyal ve fizyolojik açıdan sağlam, istismardan uzak bir yaşam sürmesidir. Bunu tesis etmek ise, hepimizin boynunun borcudur.”

Sorunların panzehri aileyi güçlendirmek

‘Sorumluluk büyük’

Devlet, sivil toplum, medya ve aileler olarak bu sorun etrafında kenetlenilmesi gerekiyor. Bu noktada ailelere çok önemli sorumlulukların düştüğünün altını çizmek istiyorum. Ne yazık ki, bugün ailelerin çocuklarıyla ilişkisi eskisinden çok farklı. Eskiden aileler, çocuklar için koruyucu kalkandı. Aile içinde bir denetim mekanizması vardı. Fakat bugün çocuklar, teknolojinin kucağına terkedilmiş durumda. Medyanın bilinçsiz yayınları, anne baba kontrolünü aşındırıyor. Karşılıklı saygı ve sevgiye dayanan ilişkiler hasar görmüş halde. Çocukların hangi düşünce ve ruh ikliminde yaşadığı, anne-babaların bilgisi dışında maalesef. Şunu hiç unutmayalım, çocuk en çok anne-babanın, sonra eğitim kurumlarının ve nihayetinde toplumun ürünüdür. Kendi karnemizi görmek istiyorsak, çocuklarımıza bakmalıyız.”

Haberin Devamı

Sorunların panzehri aileyi güçlendirmek

‘Şuurlu anne babalar’

“Cinsel, ekonomik, duygusal, birçok açıdan, adına insan diyemeyeceğimiz varlıkların sömürüsüne uğruyorlar. Bu sorunların panzehiri aileyi güçlendirmektir. Şuurlu anne babalar yetiştirmektir. Bir çocuğun yeri ne sokak, ne yetiştirme yurdudur. Çocuğun yeri ailedir. ‘Ana kucağı’ ya da ‘baba ocağı’ diye adlandırdığımız sıcak yuvadır. İlgiden uzak çocuklar, her türlü riskin muhatabıdır. Gerek aileleri ile yaşayan, gerekse kimsesiz, sahipsiz çocuklar, bizim sevgimize muhtaç. Bizler, onların sevinci, umudu, direnme gücü olmalıyız. Ne zaman gözlerinde umudun ışığı sönmeye, yüzlerindeki aydınlık gölgelenmeye, ne zaman dirençleri zayıflamaya yüz tutsa, onları sevgi ve şefkatle sarıp sarmalamalıyız. Kimsesizlerin kimsesi olmalıyız.”

‘Yaptırım artırılmalı’

“Hukuki yaptırımları artırmalı, toplumu istismara teşvik eden yayınları denetim altına almalı, meseleyi tüm yönleriyle değerlendirmeliyiz. Bu sempozyumun bu meselelere güzel bir pencere açacağını düşünüyorum. Bakanlarımız burada. Medyamız burada. Ailelerimiz burada. Ortak bir gayretle çocukların güven içinde yaşayacağı bir dünya inşa etmek, en temel sorumluluğumuzdur. Çocukları güvende olmayan bir toplumun geleceği de yoktur. Sözlerime son vermeden önce, eğitim uçuşu sırasında şehit olan pilotumuz ve Afrin’deki kayıplarımız başta olmak üzere, tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum.”

Haberin Devamı

‘Küresel bağlamda inceleme şart’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Dr. Esra Albayrak da “Çocuk ihmali ve istismarı, ciddi bir titizlik gerektiren, birden fazla kurumun içinde olmasını gerektiren bir konudan bahsediyoruz. Sosyolojik, psikolojik, ekonomik, dini ve kültürel boyutlarıyla tartışılması ve bilhassa uzmanlar tarafından tartışılması gereken bir konudur” dedi.

Albayrak, “Bir sosyolog olarak bunun Türkiye’de bir zemin kayması yaşadığını görüyorum. Sanki Türkiye’ye özgü bir problemi tartışıyormuşuz gibi bir durum söz konusu. Önce konunun küresel bir vesile olduğunu ortaya koymalıyız. Onun akabinde küresel verileri inceleyeceğiz. Ondan sonra da Türkiye’ye özgü ne tür tedbirler söz konusu olabilir, Türkiye’de bir artış söz konusu mudur? Bunları tartışmak yerinde olacaktır” şeklinde konuştu.

Haberin Devamı

‘Risk haritası oluşturuyoruz’

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ise konuşmasında 65 binin üzerindeki okulda 1 milyondan fazla öğretmen ile 18 milyona yakın öğrenciye eğitim verdiklerini belirterek şunları söyledi: “Bu yıl iki hedefimiz var. İhmal ve istismarı önleme ve madde bağımlılığıyla mücadele. Risk altındaki grupları tespit etmek için her okulun bir risk haritasını oluşturuyoruz. Yine riskli birey ve grupların tespit edilmesi doğrultusunda bir çalışma yapıyoruz. Sınıf rehberlik etkinliklerinde yıl boyu kazanımları evlatlarımıza aktarmak istiyoruz. Bu kazanımlarla, çocukların sosyal ve duygusal olarak güçlendirilerek, aynı zamanda istismar olaylarından korunmalarını sağlamayı hedeflemekteyiz. 3 milyon 641 bin veliye eğitim verildi. 32 bin rehberlik öğretmeni bu konuda bilinçlendirildi. 95 bin idareci ve 683 bin öğretmene çocuklara yönelik ihmal ve istismarın önlenmesi eğitimleri verilmiştir.”

‘Sıfır tolerans’

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, çocukların ihmal ve istismarına karşı ülke olarak ses yükseltmek gerektiğini belirterek şöyle konuştu: “İhmal ve istismar, çocuğun sağlığına, gelişimine ve onuruna karşı tehlike oluşturan her türlü fiziksel, duygusal ve cinsel şiddeti, ayrıca çocuğun ihtiyacı olan sevgi, şefkat ve ilgiden mahrumiyeti barındıran bir davranıştır. Sıfır toleransla mücadele etmek durumundayız. İstismar ve taciz olayları, hem çocukların bedeni ve ruhunda derin yaralar açıyor hem de toplumumuzda infial uyandırıyor. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması adına tüm önlemleri almak elbette önemli. Çocuk istismarında önemli olan bu tür olayların önlenmesidir. Bakanlık olarak koruyucu ve önleyici hizmetlere büyük önem veriyoruz.”

‘İstikrarlı şekilde azalıyor’

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül de, Türkiye’nin çocuk istismarı fiillerini en ağır biçimde cezalandıran ülkeler arasında olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Çocuğa karşı cinsel istismar fiilleri artmıyor, azalıyor. Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 2010 ile 2014 yılları arasında açılan dava sayısı yıllık ortalama 8 bin iken bu rakamdan 2014 yılından itibaren istikrarlı bir şekilde azalmıştır. 2010 yılında 7 bin 929 dava açılmışken 2017 yılında bu rakam 5 bin 114 olmuştur. Yaptırım düzeyinin caydırıcılığını korumak için çalışmaya devam ediyoruz.”

‘Geleceğe hizmet projesi’

İstanbul Valisi Vasip Şahin de “Biz Geleceğiz” projesininönemini vurguladı. Çocuk istismarının son yıllarda daha çok gündeme geldiğini belirten Vali Şahin, “Biz valilik olarak projenin her aşamasında ve kademesinde bulunmak istiyoruz. Bu geleceğe bir hizmettir. İncinmiş kalplerin topluma kazandırılma projesidir. Rehabilite konusunda da önemli bir farkındalık oluşturacak” dedi.

‘Ortak çalışmalar önemli’

Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği (TOGEMDER) Yönetim Kurulu Başkanı Saadet Gülbaran ise sempozyumun ev sahibi olarak yaptığı konuşmada, kadın ve çocuk sorunlarına eğilerek aileyi bir arada tutup refah seviyesini yükseltecek çalışmalar yaptıklarını da kaydederek, şu mesajları verdi:

Sorunların panzehri aileyi güçlendirmek
“Bütün çocukların şefkatli ve karakterli ebeveynleriyle huzurlu ve güvenli ortamda büyümesi gerekiyor. Ama maalesef birçok farklı sebebe bağlı olarak bu her zaman mümkün olamıyor. Çocuklar ihmal ve istismara maruz kalabiliyorlar. Bu ülkemizde olduğu gibi tüm dünyanın üzerine eğildiği bir konu. Hepimiz aynı soruyu soruyoruz: Eksik ya da yanlış olan nedir? Ne oluyor da masum bir bebek büyüyüp ileride sapkınlıklara ve kötü insana dönüşebiliyor? İşte bu sempozyumda bu sorulara cevap aramaya ve çözüm yolları bulmaya çalışacağız. Çocuk ihmal ve istismarının önlenmesi için bu ve benzeri davranışlara iten sebepler araştırılmalıdır. Sivrisinekle mücadele etmenin en kesin yöntemi bataklığı kurutmaktır. Bu noktada STK ve kamu kurumlarının birlikte hareket edip ortak çalışması önemlidir.”

Çocuk ve aileye eğitim

“Öğrenciler, aileler, öğretmenler, okul personeli, muhtarlar ve din adamlarını kapsayacak bir kitleye, ihmal ve istismardan korunma ve koruma konusunda eğitim vererek, ilgili bakanlıklarla işbirliği halinde, okul temelli aile ve çevre modeli kazandırılmasını amaçlıyoruz. Bu eğitim çerçevesinde 5 bin çocuk ve aileye ulaşmayı hedefliyoruz. Konuyu tüm yönleriyle irdeleyerek hem çocuklara hem ailelere eğitim vereceğiz. İstismarın ne olduğunu, nasıl korunulacağını, ailelere düşen görevleri anlatacağımız bu eğitim sürecinde çocukları da çok yönlü bilgilendireceğiz. Bir diğer hedefimiz ise istismara uğramış çocuklar için ‘Çocuk İzlem Merkezi’ inşa etmek ve hayata geçirmek.”

‘İşlemler tek merkezden’

“İstismara uğrayan çocuğun ihbar sonrası, kolluk kuvvetleri, adli merciler ve sağlık kurumları tarafından ayrı ayrı değerlendirilmesi zaten anlatmakta zorlandığı olayları tekrar tekrar yaşaması travmanın şiddetlenmesini sağlar. Adli ve tıbbi işlemlerin tek merkezde ve kendi alanında yetkin kişilerce yapılabilmesi mümkün. Merkez burada devreye girecek. Çocuk yaşadıklarını uzmanla paylaşırken, çocuk tarafından görülmeyen ilgili taraflar onu dinleyip işlemlerini yapabilecek. Çocuğun ifadesi alınırken, Cumhuriyet savcısı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı uzmanı, çocuğun avukatı, adli tıp uzmanı, çocuk hekimi merkezde hazır bulunacak. Merkez, çocuğun ve ailenin rehabilitasyonunu da sağlayacaktır.”