Haberler Fenerbahçe Spor yazarları Kasımpaşa-Fenerbahçe maçını değerlendirdi Spor yazarları Kasımpaşa-Fenerbahçe maçını değerlendirdi Süper Lig'de dün akşam oynanan Kasımpaşa-Fenerbahçe maçının ardından spor yazarlarının görüşleri... 1 Tayfun Bayındır - Müthiş profesyonel / Milliyet Emre Belözoğlu ve Mehmet Topal’ın yokluğunda üstüne üstlük 50. dakikadan sonra Meireles’siz kaldığı göz önüne alınırsa Fenerbahçe’nin dün Kasımpaşa önünde elde ettiği sonucu tek kelime ile “mükemmel” diye nitelendirmeliyiz... Aksi durum başta İsmail Kartal olmak üzere sarı-lacivertli ekibin tamamına büyük haksızlık olur. Kasımpaşa düne kadar evinde hiç kaybetmemiş bir takım... En kötü olduğu anlarda bile maçı çeviren bireysel yıldızlara sahip... Tunay Torun, Babel, Viudez ve savunmadan gelipte santrfor gibi sıklıkla gol arayan Donk... Birini tutsanız diğeri başınıza bela olur... İşte böyle güçlü bir takım Kasımpaşa... Fenerbahçe bu Kasımpaşa’yı 3-0’la geçiyor, kalesinde ise sadece uzaktan atılan iki şut sonrası doğan, bir de karambol sonrası gelişen üç pozisyon görüyor... Hepsi bu... Gördüğünüz gibi mükemmel nitelememiz hiç de abartı değil... Caner ve Gökhan’ın vites yükseltmeye başladığı andan itibaren Fenerbahçe iyi oynuyor, maçın mutlak hakimi oluyor ve pozisyon üretmekte hiç zorlanmıyor... Tek eksiği savunma güvenliğindeki küçük çatlaklar... Egemen geldi artık o çatlaklar da sıvandı... Egemen oynadığından bu yana Fenerbahçe kalesinde gol görmedi. Egemen ile birlikte Fenerbahçe’nin orta alan ve savunma bloğunda top kaybı oranında yüzde yirmilere varan azalma oldu. Kısaca Egemen’le birlikte Fenerbahçe pas yaparak maç kazanan ve pas yaparak savunma yapan takım olma özelliğine yeniden kavuştu. Bunu dün çok ama çok net bir şekilde gördük. Diego’nun tek eksiği gol Maçın yıldızı elbette Kuyt’tı... Hollandalı müthiş bir profesyonel... Hem oynuyor hem de oynatıyor... Olağanüstü bir pozisyon bilgisine sahip... Ben olsam Emenike’yi hergün Kuyt’ın video görüntülerini izlemeye zorlardım... Belki o zaman Emenike de pozisyon bilgisi konusunda kendini geliştirir...Kuyt’ın iki golü de zaten bu yüksek futbol bilgisinin karşılığıdır... Kaleye sırtını dönmüş Diego’nun ters yönden yanında bitivermek tamamen futbolun pratiği olduğu kadar teorisini de iyi bilmekle ilintilidir... Özellikle ikinci gol şapka çıkarılacak cinsten... En az bir 10 pas ve Gökhan’ın olağanüstü katkısı... Kuyt ile birlikte iki asist yapan Diego’nun da hakkını teslim edelim... Yavaş yavaş da olsa geliyor... Tek eksiği gol... Onu da artık Saracoğlu’nda bulur... 2 Ediz Sırapınar - Çığ gibi / Milliyet Devre arasında en çok merak edilen konu, lige verilen aranın tam da hızını almış Fenerbahçe’yi nasıl etkileyeceği idi... Kasımpaşa önünde özellikle ilk yarıda İsmail Kartal’ın son iki haftada rayına oturttuğu oyunun üzerine biraz daha koyan bir takım vardı karşımızda... Sadece topa sahip olduklarında değil, topsuz oyunda da mücadeleyi bir seviye yukarı çıkarmışlardı... İlk 15 dakika tüm şüpheleri gidermekle kalmadılar, “vay be” dedirten kusursuz bir futbol da izlettirdiler... Hem de Mehmet Topal, Emre Belözoğlu, Moussa Sow gibi asıl iskeleti oluşturan eksiklere rağmen... Hızlı, atak, yıpratıcı... Set oyununu unutarak direkt kaleye gitmenin yollarını arayan bir Fenerbahçe... Deyim yerindeyse çığ gibi... En arkası ile en önü arasında mesafe o kadar kısaydı ki, rakip gidecek yol bulamıyordu. Kasımpaşa gibi bu ligin en yetenekli ekibi bile sadece Fenerbahçe’yi izlemekle yetiniyordu... Bu kusursuzluk hazırlanışı ayakta alkışlanacak bir Kuyt golünü de beraberinde getirdi. Ev sahibinin etkili ayakları Tunay Torun, Scarione ve Babel rakiplerine önlem almayı birinci görev belirleyince, kalelerinde pozisyon da görmeden güle oynaya soyunma odasının yolunu tuttular. İkinci yarı biraz da skoru koruma düşüncesinin ön plana çıkması ilk 20 dakikada ev sahibinin rakip alanda daha fazla gözükmesine yol açtı. Ancak tüm atak girişimleri hem etkili takım savunması, hem de Meireles ve Selçuk’un telaşsız, dikkatli oyunu ile fazla ciddiyete binmedi. Ve ardından ilk golün benzeri, büyük hüner ve yetenek isteyen 2. Fenerbahçe ve Dirk Kuyt golü maçı 70’lere gelmeden bitirdi. Maçın gerisi rolantiydi. Tükenmiş Kasımpaşa karşısında sarı-lacivertliler üçüncü golü de bulmayı bildi... Fenerbahçe’nin dünkü kadrosunda performansı merak edilen iki oyuncu vardı; Diego ve Emenike... Emenike iyi niyeti ile mücadele etse de ruhen ve fiziksel açıdan takımın seviyesine gelmiş değil... Belki tuhaf ve saçma gelebilir ama hâlâ fırsat varken Emenike ile yollar ayrılmalı... Bonserviste iskonto mu yapılacak, yapılmalı. Çünkü Fenerbahçe’nin hala garanti bir golcüye acil ihtiyacı bulunmakta... Gelelim Diego’ya... Daha efektif ve istekliydi... Çalıştı, aradı, bu takımda yeri olduğunu kanıtladı... Üç gole de emeğini kattı. 3 Levent Kalkan - Kartal'ın takımı artık daha güçlü / Milliyet İsmail Kartal'ın övünerek sıkça altını çizdiği istatistikler maç öncesinde Kasımpaşa'nın özellikle ofansif alanda Fenerbahçe'den hiç de aşağı olmadığını gösteriyordu. Pasaportu Gürcü, kafası Hollandalı olan Şota'nın ekibi 16 haftalık ilk yarıyı gol pozisyonu sayısında 111/102, şutta 260/250, isabetli şutta 106/94 ve asist adedinde 19/14 önde kapatmayı başarmıştı Kartal'ın takımından... Kasımpaşa gibi 'sert ofansif' ve Scarione üzerinden merkez hücumları yapmayı seven bir rakibe karşı Fenerbahçe'nin, Mehmet Topal ve Emre'siz sahaya çıkmak zorunda kalması, 2-0 kazanılan Başakşehir maçından bu yana sarı-lacivertlilerin aklını kurcalayan en ciddi problemdi. Kartal, Topal'ın görevini beklendiği gibi Selçuk'a verdi, forvet arkasına da form grafiği yükselişe geçen Diego'yu monte etti. Fenerbahçe'de maç öncesi 'ne oynayacağı belli olmayan' üç adam vardı. Selçuk, Diego ve elbette Emenike... Bu kırılgan üçlünün ortaya koyacağı performans sarı-lacivertli takımın kaderini çizeceğe benziyordu... Başakşehir maçını bunaltan pres, pas oyunu ve Alper'in harika performansıyla kazanırken liderlik koltuğunu da ele geçiren Fenerbahçe bıraktığı yerden oyuna başladı. Gökhan ve Caner'in kenarlardan desteklediği orta saha pres silahını yine iyi kullandı. Diego çok istekli, Selçuk telaşsız, Emenike de gayretliydi. Kuyt'ın golü ise hazırlanış ve son vuruş kalitesi olarak tam bir ustalık eseriydi... Bu gol Kasımpaşa'yı biraz olsun uykudan uyandırdı. Defans hattı ve orta sahasını öne taşıyan lacivert-beyazlı takım merkezden Scarione ve Castro, kenardan ise Babel'le gelmeye çalıştı. Ancak atak girişimleri Selçuk ve Meireles'in desteklediği savunma hattına takıldı çoğu kez. ***** Fenerbahçe ikinci yarıya düşük enerjiyle ve ilk devrenin aksine tutuk başladı. Meireles'in acemice çaldırdığı topu Castro ağlara göndermeye çok yaklaştı ancak Volkan kritik bir kurtarışa imza atarak ikinci yarının hemen başında skorun eşitlenmesine izin vermedi. Şota'nın, Scarione-Viudez değişikliği sürpriz bir hamle oldu. İsmail Kartal da sakatlanan Meireles'in yerine Hasan Ali'yi sahaya sürürken, Alper'i orta sahaya kaydırdı, sol önde ise Caner'i görevlendirdi. Viudez'in hazırladığı pozisyonda Castro'nun kaçırdığı net fırsat ikinci sert uyarı olarak kayıtlara geçti. Şota'nın risk alarak Sancak ile Ferhat'ı değiştirdiği dakikada Fenerbahçe'nin ikinci golü geldi. Gökhan Gönül henüz oyuna ısınmayan Ferhat'ı bir sağa bir sola yatırdıktan sonra asist kelimesinin tam karşılığı olan bir pas çıkardı, Kuyt da topu tavana astı. Gökhan'ın asiste kilitlenip karakterini çok net bir şekilde sahaya yansıtması ve kanat oyuncusu Kuyt'ın ustaca merkez forvet pozisyonunda bekleyerek golü yapması çok önemli artılardı Fenerbahçe adına... Gökhan ile Kuyt'ın yanı sıra Diego, Caner ve Emenike de zorlu sınavda çok önemli bir performans ortaya koydu. Volkan da çok önemli üç kurtarışa imza attı, takımının sendelemesine hiç izin vermedi. Sow'suz, Topal'sız ve Emre'siz Fenerbahçe'nin sahasında hiç kaybetmeyen Kasımpaşa karşısında zorlanmadan kazanması İsmail Kartal'ın elini ve sistemini biraz daha güçlendirdi. Anahtar oyuncular bile değiştiği zaman takım değişmiyorsa işler yolunda demektir. Fenerbahçe'de de işler yolunda gidiyor, Diego ve Emenike de dahil makinenin bütün dişlileri tıkır tıkır çalışıyor... 4 Güntekin Onay - Dirk Kuyt böyle istedi / Vatan SÜPER Lig’e verilen aralar, süresi ne kadar olursa olsun iyi bir ritim yakalamış takımların düşmanıdır. Ara öncesi 5 maç üst üste kazanan F.Bahçe, Alanya ve Altınordu maçlarında o ritmini kaybetmiş bir takım görüntüsündeydi. ANCAK sarı-lacivertliler dün karşılaşmanın başlama düdüğünden itibaren ortaya kararlılık ve profesyonellik koydu. İki takım arasında mücadelenin ilk yarısındaki en büyük fark kaliteden ziyade ‘Ciddiyet’ti. HEDEFSİZ ve iddasız bir Kasımpaşa takımına karşı ‘Ne yaptığını bilen’ bir F.Bahçe.. Bu bile yeterli oldu ilk 45 dakikada. “KUYT, çok yetenekli bir oyuncu değil” diye başlayan cümleler kuruyoruz hep. Niye? Çalım atmıyor diye. Kaç tane atan var ki ligde? Ancak F.Bahçe’nin en önemli oyuncularından biri tartışmasız. Olağanüstü bir oyun disiplini, yüksek bir oyun zekası ve dün olduğu gibi yüksek gol becerisi... Tüm bunların dışında takım savunmasına olan katkısı da görünmeyen özellikleri. Maçın adamı kesinlikle Kuyt’tı. MAÇIN 2. yarısında deyim yerinde ise ‘1-0’ın üzerine yatmaya çalışan bir F.Bahçe vardı. Tamamen kendi yarı alanına kapanan ve sadece rakip atakları karşılayan bir F.Bahçe. GERÇEK KIRILMA ANI ANCAK Gökhan’ın hazırladığı pozisyonu Kuyt, çok iyi bitirince sarı-lacivertiler derin bir nefes aldı. Maç 1-0’ken Castro’nun 6 pastan kaçırdığı gol Türk futbol literatüründe yerli-yersiz kullanılan bir klişe haline gelen ‘kırlıma anı’ydı. Ayrıca 2-0’ın hemen ardından Caner’in çizgiden çıkardığı top da F.Bahçe’nin son 15 dakikaya rahat girmesini sağladı. Dün Kuyt’ın dışında Gökhan ve Egemen de maçın iyileriydi. ZORLUK derecesi yüksek bir deplasmanı galibiyet ile geçmek F.Bahçe’ye çok değerli bir 3 puan kazandırdı. Lakin F.Bahçe’nin dünle birlikte lig sonuna kadar 10 deplasmanı vardı ve ilkini geçti. KASIMPAŞA’YA gelince, bu kadar dinamizmden yoksun ve yavaş oynayan bir takımın F.Bahçe karşısında puan alması çok zordu. HAKEM Mete Kalkavan ise kusursuza yakın bir maç yönetti. Pozisyonlara yakındı. Kartları yerinde kullandı. 5 Ersin Düzen - Üç anahtar kelime / Vatan F.BAHÇE, orta sahasındaki en önemli 2 oyuncusunun yokluğunda zor bir virajı, kolay geçti. Sarı-lacivertliler mükemmel mi oynadı? Hayır. Temposu yüksek miydi? Hayır. Peki, iki ‘hayır’a rağmen maçı nasıl kolay kazandı? 3 gol gibi sıralayalım; önce kalitesi, sonra tecrübesi ve dün akşama damga vuran disipliniyle bunu başardı. F.BAHÇE, ilk gole kadar olan bölümde her zamanki silahları Gökhan ve Caner ile etkili oldu. 2 futbolcunun kanat bindirmeleri sadece hücumda değil, aynı zamanda savunma için de o kadar önemli ki. Hatırlarsanız, Başakşehir maçında da benzer bir tabloya şahit olmuştuk. Dün akşam da Kasımpaşa’nın kenarları Gökhan ve Caner’i durdurmaya çalışmaktan kendi görevlerini yapamadılar. KANARYA’NIN dünkü golleri, sadece Kuyt’ın muazzam gol vuruşlarıyla değil, hazırlanışlarıyla da mükemmeldi. İlk gol, 5 yabancının güzel paslaşmalarıyla geldi ve bir anlamda yeni yabancı kuralını selamladı. 2. gol ise Şota Arveladze’nin Sancak-Ferhat değişikliğinin Türkiye’nin en iyi sağ beki Gökhan tarafından cezalandırılmasıydı. Her iki gol de ders olarak izletilmeli. DIEGO TAKIMA GÜÇ VERDİ EGEMEN ve Alves, şu an ligin stoper hattındaki en iyi ve en istikrarlı ikilisi. Bir iki pozisyon dışında, yine hatasız oynadılar. İki oyuncunun işini kolaylaştıran bir başka nokta, takımın tamamının mükemmel alan savunması yapmasıydı. Golden sonraki bölümde sarı-lacivertliler sahasına çekilse de Kasımpaşa orta sahayı her geçtiğinde adam paylaşımı mükemmeldi. Tüm pas yolları tıkanınca, Kasımpaşa neredeyse her atakta ya geriye döndü, ya da topu kaybetti. F.BAHÇE’NİN böylesine disiplinli oyununda, Kasımpaşa’nın 2. yarı daha fazla risk alması, yüklenmesi ve pozisyon bulması gayet doğal. Emenike, bu zor bölümlerde arkadaşlarının zekasına eşlik edebilse fark daha erken gelebilirdi. Emenike, başkan ve hocasının bu kadar desteğine rağmen, ne yazık ki hâlâ sadece fiziği ve gücüyle futbol oynayabileceğini sanıyor ve kendini geliştirmiyor! EMRE’NİN yokluğunda Diego bu şansı iyi kullandı ve görkemli oynamasa da orta sahaya güç verdi. Selçuk, Mehmet Topal’ı hiç aratmadı. Hatta ataklara, Topal’dan daha fazla destek vererek ideal bir orta saha oyuncusu kimliğindeydi. Meireles de sakatlanana kadar çok iyi oynayan bir başka isimdi.