Haberler Milli Takım Spor yazarları Hollanda-Türkiye maçını değerlendirdi Spor yazarları Hollanda-Türkiye maçını değerlendirdi Spor yazarları A Milli Takım'ın Hollanda ile oynadığı ve şanssız bir şekilde sahada 1 puanla ayrıldığı... 1 Uğur Meleke - Bir puan Ömer'e Hollanda dün geceye de ilk 4 maçta olduğu gibi başladı: Sonsuza kadar topa sahip olmak istiyorlar, her pozisyonda onlarca pas yapıyorlar ama oyuncu kaliteleri bu taktiğe çok uygun değil. Bu maça gelirken belki de bu yüzyılda ilk kez Türk milli takımının değeri Hollanda’dan fazlaydı (211’e 209 milyon euro). Tabii ki bunun nedeni Robben ve Van Persie’nin yokluğu. Ama onlar varken de oyunları çok farklı değil: Bu elemelerde İzlandalılar 10’uncu dakikada, Kazaklar 17’de, Çekler de 22’de öne geçmişti Hollanda’ya karşı. Biz de tamamen aynı sebeplerle, Hollanda’nın realist olmayan oyun anlayışı nedeniyle 36’da Burak’la öne geçtik dün gece. Hollanda oyununun realist olmamasının altında futbolcu kalitesindeki gerileme kadar yumuşak takım seçiminin de etkisi var: Euro 2016 elemelerinin hem en fazla isabetli pas hem de en az faul yapan takımı olmaları zaten tabloyu açıklıyor. Pas yapıyorlar, yapıyorlar. Ama kaptırınca hem geriye dönmekte, hem de faul yapmakta nazlılar. Erken öne geçip gardınızı düşürürlerse sizi 4’lük-5’lik yapabilirler. Ama geriye düştüklerinde ne İzlanda’ya, ne Çekler’e ne de Türkler’e karşı galibiyeti koparamadılar. Yedi aydır ideal formasyonunu arayan Hiddink’le de çevirmeleri zor zaten. Eğer şu anda Southampton’da çalışıyor olmasa, bence dün geceyarısı Hiddink’e teşekkür etmiş, Koeman’ı getirmiş olurlardı çoktan. Hiddink’in fantezilerinin aksine, Terim 75’e kadar son derece gerçekçi bir strateji izledi Amsterdam’da. Geriden pas hayali kurmadık. 90 dakika mükemmel oynayan Volkan Babacan, hem aut atışlarını hem de yarı sahamızdaki frikikleri sol açığa giden Burak’ın kafasına attı. Burak orada De Vrij’e biraz üstünlük kurunca topu bu yolla defalarca önde tuttuk. Zaten ileride top tutamamamız da onun çıkmasıyla başladı. Bir başka üstünlüğümüz de Caner-Afellay eşleşmesindeydi. Olympiakos’ta son dönemde düşüşte olan, zaten kulübünde sol oynadığı halde milli takımda sağa konan formsuz Afellay’e Caner’in kurduğu üstünlük hanemize bir artı daha yazdı ilk yarıda. Ama ikinci yarıda Hiddink sağ açığa Narsingh takviyesiyle oradaki sorunu halletti. Doğrusu dün ilk 45’te Terim, ikinci 45’te Hiddink hak ettiler 3 puanı. İkisinin de aldığı birer puan en âdiliydi galiba. Bir puan bir yana, dün kesinlikle daha sevimli bir milli takım vardı sahada. Emre’nin yerine Gökhan Gönül’ün kaptanlığı muazzam bir gelişim. Keşke Ömer Toprak da hiç olmazsa kulübede olsaydı dün gece. Terim keşke o sorunun üstünü örtmese, samimiyetle halletseydi. Ben bir milli futbolcu olsam, dünkü bir puan sevincini ilk olarak Ömer’i arayıp paylaşırdım sanırım. Dilerim bizim çocuklar da öyle yapmışlardır. 2 Atilla Gökçe - Yeniden doğuş Öldük öldük, dirildik. Oynadık, dayandık, direndik. Yeniden doğduk, umut ve moral kazandık. Ama ne yazık... Avucumuzdaki galibiyeti çaldırdık. Hem de uzatmalarda. Hem de tanıdığımız adamın -Sneijder’in- vuruşuyla... Topun Huntelaar’ın kafasına dokunuşuyla... Volkan Babacan’ı son saniyede terse düşüren o dokunuş da Hiddink’i ve Hollanda’yı hayata döndürdü. Yine de mutlu olmalıyız. Her şeyin bittiği ve tükeniği bir grup macerasının içinde, kendi çocuklarımızın sorunlarıyla yorduk Milli Takım’ı... Fatih Terim, kadro seçimi, taktiğin belirlenmesi, savunma ve hücum varyasyonlarının sergilenmesi ile mi uğraşmalıydı, yoksa “evlatların sorunlarıyla” mı? Maalesef hepsini bir arada kotarmaya çalıştı. Hakça söyleyelim, onca arızaya rağmen başardı! Hollanda’nın ilk 20 dakikada bol pas yapıp top çevirerek, topu bize göstermeyerek denediği oyun hiç de etkilemedi çocukları. Aksine, çok başarılı bir alan savunmasıyla, yardımlaşan ve oyunu her iki yana oynayan orta alanla Hiddink’in dolmasını yutmayacaklarını gösterdiler. İlk yarıda üç kez gole yaklaştı Milli Takım... Gökhan ve Caner’in ortak yapımında top Burak’ın ardına düştü, vuramadı. Sonra Ozan Tufan’ın yoklaması geldi. Ama üçüncüde, harika bir işbirliği sergilendi. Sağdan Gökhan Töre, iki kişinin arasından ortaladı, rakip savunmadan ceza yayına doğru açılan topu Volkan Şen usta işi bir asistle Burak’a kazandırdı. Onun tüm kaleyi karşısına alarak yaptığı vuruş, evet, Hiddink’e tırnak yedirdi. Golden sonraki 53 dakikada Hiddink de Terim de adeta satranç masasındaki gibi hamle üstüne hamle yaptılar. Hiddink’in Nanshing ve Dost’la hücum etkinliğini arttırma çabalarına Terim de Hakan Çalhanoğlu ile karşılık verdi. Hollanda’nın ısrarlı gol arayışına karşılık savunmada iyi direndik. Ama önce Serdar Aziz’in, sonra Burak’ın sakatlığı Terim’in hamle üstünlüğün engelleyen bir unsurdu. Yine de Kazım’la topu rakip yarı alana yığmak, Hollanda’yı avlamak için doğru kararlar verdi Terim. Milli Takım’da kötü oynayan yoktu. Burak Yılmaz sakatlanmasa beraberlikten fazlasını yapabilirdik. Yine de mutlu olalım. Çünkü bu oyun, doğru oyun... Beraberlik golüne üzülebiliriz ama, umudumuz üzüntümüzden daha fazla! Neyse, biraz geç oldu ama... Merhaba Avrupa! 3 Osman Şenher - Böyle şansın! Uzun süreden beri Milli Takımımızı bu kadar iyi futbol ortaya koyarken ve üst seviyede mücadele ederken görmedim. Çok keyif aldım maçtan... Bizler duygusal insanlarız; ister istemez “nalet olsun böyle şansa” diyorum... Ama kesinlikle Türk insanı karamsarlığa kapılmasın... Milli Takımımız, Hollanda karşısındaki futbolunu bundan sonraki maçlarında da tekrarlarsa eminim 2016 Avrupa Şampiyonası’na gitme şansını yakalayacak... Hollanda’yı çok gözümüzde büyüttük... İyi de takım... Ancak Fatih Terim’in akıllı taktiği ve defansla orta sahanın bütünleşmesiyle Hollanda’nın futbolunu bozdu... İnanın bu maçta uzatmalarda gol yememiz bir mucizeydi... Hiçbirimiz bu maçta gol yiyip, mücadelenin berabere biteceğini düşünmedik... Ortada öyle bir görüntü yoktu... Volkan Babacan kalesinde devleşti... Caner, Gökhan Gönül önce Serdar, daha sonra Ersan ve Hakan Balta hatasız oynadılar... Orta sahada Ozan Tufan, Mehmet Topal ve Selçuk İnan en üst seviyede mücadele ettiler. Tempoları hiç düşmedi. Gökhan Töre sağ kanatta, Volkan Şen daha sonra da Hakan Çalhanoğlu solda iyi maç çıkardılar... Burak tam sakatlığı geçmemesine, forvette tek başına mücadele etmesine rağmen tek kelimeyle harikaydı... Hiç kimse kusura bakmasın abartmıyorum... Burak, Huntelaar’dan da, Dost’tan da daha iyiydi... Bir gol kaçırdı, arkasından attığı golde topa vuruşu mükemmeldi... Orta sahaya geldi, arkadaşlarına yardım etti... Üstelik bunları da yüzde yüz hazır olmamasına rağmen sakat sakat yaptı. Bu futbolla Çek Cumhuriyeti olsun, İzlanda olsun, İstanbul’da oynayacağımız Letonya, deplasmandaki Kazakistan maçları olsun rahatlıkla kazanabiliriz... Her şeyden önemlisi de sahadaki 11’e bakıyorum... Alper Potuk yok... Olcay yok... Mehmet Ekici yok... Bir de onların katkısını düşünün... Anlayacağınız, geleceğe baktığımız zaman da pırıl pırıl bir nesil geliyor... Ve Fatih Terim’in dün geceki taktiğiyle bu takım zor gol yer, zor da yenilir... Belki çok fazla hücuma çıkmayız ama gol de yemeyiz... Tam bir turnuva takımı oluruz... Daha önce yenildiğimiz maçları gözümüzün önüne getirirsek; paldır küldür rakip takımın üzerine gol atmaya gidiyorduk... Ardından kaptırdığımız toplar kontrayla gol oluyordu... Bugün bunu yaşamadık... Bizim gücümüze uygun taktik sistem bu... Kendimizi dev aynasında görmeyelim... Bu takım oynaya oynaya daha da iyi olacak... Bundan emin olun... 4 Güntekin Onay - Daha önce neredeydiniz? HOLLANDA karşısında rakibe alan bırakmayan, yardımlaşmalı ve kademeli savunma anlayışıyla başladık. %73’e 27 topa sahip olmasına rağmen ilk 10 dakika dışında etkili hücumlar yapamadı Hollanda. Futbolda savunma yapmak ayıp değil. Özellikle de güçlü rakipler karşısında. İlk 45 dakika akılcı bir planımız vardı. 3 kez gittik. 3’ünde de gole yaklaştık. Kalemizi iyi savunduk. Güçlü Hollanda’yı gol bölgesine yaklaştırmadık. 2. yarıda yine topa çok daha fazla sahip olan hatta oyunu tek kaleye çeviren Hollanda, yavaş oynadığı için baskıyı etkinliğe çeviremedi. Hiddink, Bas Dost’u da oyuna sokarak yüksek toplar ile 2. sınıf bir futbol anlayışında aradı çareyi. Bu durum bizim daha da işimize geldi. Ersan ve Hakan Balta; Mehmet Topal ile birlikte bütün yüksek toplara vurdu. Tek eksiğimiz pas ile çıkamamaktı. İyi savunduk, çıkamadık. İŞTE FATİH TERİM BU VOLKAN Babacan ve oynadığı süre içinde Serdar Aziz harika bir oyun ortaya koydular. Bunlar cesur tercihlerdi. Herşeye rağmen kimsenin vazgeçilmez olmadığını görmüş olduk. Terim bu maçı kaybetse Volkan ve Emre olmadığı için yerden yere vurulacaktı. Ancak Fatih Terim’i, farklı kılan bu tip cesur tercihleri… Açıkçası ben de neden Hakan Çalhanoğlu değil de Ozan diye sordum maç başlarken ama dün yazdığım alan bırakmayan mükemmel takım savunması planı ile Terim kazanmaya çok yaklaştı. Amsterdam Arena’da Hollanda’da önünde son saniye golü ile galibiyeti kaçırmak üzücü. Gerçekten çok yazık oldu. KEŞKE bu takım daha önceki maçlarda bu mücadeleyi sergileseydi, şu anda bambaşka hesaplar yapıyorduk. Beraberlik ile sadece ayağa kalktık. Bundan sonra koşmak bile yetmez. Depar atmamız şart. 5 Serhat Ulueren - Büyük balık kaçtı EVET iyi mücadele ettik ve bu mücadelenin karşılığı 3 puan olmalıydı. Hollanda, 96 dakika süren maçta en önemli gol pozisyonunu 79. dakikada Jetro Willems’in ayağından buldu. Hele ilk 45 dakika kusursuz oynadık. Takımımızda kötü oynayan bir futbolcu bile yoktu. Özellikle Burak, Gökhan ve M.Topal sahanın en iyi isimleriydi. KABUL edelim Alman hakem Felix bizim için harika maç yönetti. Burak Yılmaz her küçük dokunuşta yerde kaldı ve Milli Takımımıza sayısız faul kazandırdı. Burak Yılmaz sayesinde orta saha ve defans oyuncularımız da nefes aldı. Ama işte o arka adalesi yok mu Burak’ın? O adale sakatlığı nüksedince ve Kazım oyuna girince dengemiz bozuldu. İleride hiç top tutamadık ve Sneijder’le golü buldu Hollanda. BİR dünkü Sneijder’e bakın bir de G.Saray’daki Sneijder’e. Dün en az 4-5 defa defansın en gerisinden top çıkardı Wesley Sneijder. Herhalde dün koştuğu gibi G.Saray’da da koşsa, sarı-kırmızılılar şampiyonluğu birkaç hafta sonra yakalar diye düşünüyorum. Kısacası maç seçiyor Wesley Sneijder. HAKAN BÜYÜK KAZANÇ MİLLİ Takımımızda Caner ve Gökhan Gönül biraz daha hücumu düşünse Hollanda çok zorlanırdı. Kabul edelim ki dün büyük balık kaçırdık ve bana göre artık mucizelere bıraktık gruptan çıkma şansımızı. Yine kabul edelim Hollanda’yı bir daha böyle zor yakalarız. Dün için tek yıldızı Sneijder olan Hollanda’yı öyle ya da böyle yenmeliydik. Çünkü Robbenli Hollanda’yı Türkiye’de yenmemiz bence imkansız. Bu kadar iyi mücadele edip kazanamamak hayal kırıklığı yarattı. ÇEKLER ve İzlanda koptu gidiyor ve biz hâlâ 5 puandayız. Üstelik Çekler, Letonya’yı evinde yenemedi. Demek ki biz dün kazansak şansımız çok artacaktı ama dedim ya, yakaladığımız balığı tam çekerken avucumuzun içinden kaçırdık. Hakan Çalhanoğlu gerçekten büyük kazanç. Töre önemli bir oyuncu ama çabuk yoruluyor, Kazım Milli Takım da oynamaz ve minik olan şansımızı devam ettirmemiz için Burak olmazsa olmazımız.