Spor yazarları Yeni Malatyaspor - Fenerbahçe maçını değerlendirdi!
.
1
Tipik bir "destroyer"!.. / Ediz Sırapınar - Milliyet
Sezon başından beri belki de en moralsiz, en tedirgin maçına çıkıyordu Fenerbahçe. Akhisarspor önünde “gafil” avlanmış, kendi sahasında aklına bile getirmediği bir yenilgiye uğramıştı. Zirveyle arası biraz daha açılan takımın Malatya deplasmanını kayıpla kapatması şampiyonluğa “veda” anlamı taşıyordu... Böyle bir ortamda daha agresif, daha hırslı, daha arzulu bir Fenerbahçe bekliyorduk ilk düdüğün çalması ile birlikte... Çünkü bu maç son şanstı... Ancak fena halde yanıldık... Tam tersi, gamsız, ruhsuz, heyecansız bir takım izliyorduk... Ev sahibi Malatya böyle bir ortamda sazı hemen eline almış, sağlı-sollu ataklarla rakibini yıprattıkça yıpratıyordu... Çok pasla Fenerbahçe ceza alanına sıkça indiler, net pozisyonlar da ürettiler... Ama Aykut Kocaman’dan çıkan “erken af” ile formasına kavuşan kaleci Volkan Demirel hem Malatya ataklarına tek başına göğüs geriyor, hem de arkadaşlarının ortaya koyduğu futbola isyan ediyordu... 25. dakikadan sonra sahada adeta roller değişti... Malatya’nın baskısına teslim olmayan, ayağa kalkmasını bilen Fenerbahçe biraz daha önde top tutmaya, iki beki Şener ve Hasan Ali ile rakibi zorlamaya başladı... Dirar, Giuliano ve Aatıf’ın çok fazla top kaybı yapması nedeniyle üretkenlikte zorlansalar da birçok duran top kazanmayı bildiler... Bunların bir tanesinde de Neustadter ile skor avantajını ele geçirdiler... İkinci yarıda Aykut Kocaman ikinci golü bulmak yerine skoru korumaya yönelik bir oyun anlayışını tercih edince yeniden Malatya ağırlıklı bir maç çıktı karşımıza... Mecburen kontrataklarla sonuç arayan Fenerbahçe, Fernandao’nun direkten dönen topunda maçı erken bitirme fırsatını elinden kaçırsa da yine kaleci Volkan’ın yüksek konsantrasyonu, savunmanın dikkati ile Malatya’ya yakalanmadı. Uzatmalarda da işi kopardı... Fenerbahçe belki bu galibiyetle umutlarını korudu ama ortaya koyduğu oyun ve futbol anlayışı diğer rakipleri ile karşılaştırıldığında şampiyoluk için çok yetersiz... Bu tablonun tek sorumlusu da kesinlikle Aykut Kocaman... Neden mi? Hoca tek bir olumlu işi olmayan Aatıf’ı 95 dakika sahada nasıl tuttu anlaşılır gibi değil... Ya ikinci golü atmasına rağmen Giuliano’ya ne demeli? Biraz saha içinde kendisine biçilen rolden, fazlasıyla da formsuzluktan haftalardır yerlerde sürünüyor... Ancak Kocaman bunları görmüyor... Dirar deseniz yine öyle... Fenerbahçe santrforu Fernandao’nun bir tane ön direk koşusu yok. Ceza alanında pozisyon alma yok. Brezilyalı sadece boş kaleye vurma ustası... Malatyaspor Teknik Direktörü Erol Bulut’un savunma oyuncusu çıkarıp, hücumcu aldığı dakikada Aykut Kocaman, Fernandao-Alper değişikliği ile 4-6-0’a döndü... Gerçekten trajikomik... Diyeceksiniz ki işe yaramadı mı? Belki bu maçın özelinde yaradı yaramasına da hangi Fenerbahçeliyi mutlu etti. Seyirci futbolsuz galibiyetler istemediği için Kadıköy boş kalmıyor mu? Kısacası Fenerbahçe asla bu ligin amiral gemisi olamaz... Şu anki görüntüsü tipik bir “destroyer”!..
2
Rüyalarda buluşuruz / Ersin Düzen - Vatan
AYKUT Kocaman, sezon başı kampında bir basın toplantısı düzenlemiş ve F.Bahçe’nin ligin en iyi kadrosuna sahip olduğunu vurgulayarak geçen sezonki başarısızlığı özgüven eksikliğine bağlamıştı. KOCAMAN, sezonun ilk yarısındaki başarısız sonuçlardan sonra istifa etmesine rağmen hiçbir şey olmamış gibi devam etti. Her fırsatta zaman istedi, yönetim, taraftar hep destek verdi. F.Bahçe camiasında hep beklenti oluşturdu. Kötü günde bireysel hatalara, hakemlere faturayı çıkarttı, iyi günde abarttı, “Avrupa şampiyonu oluruz” dedi! AYKUT Hoca, kendi deyimi ile ‘sosyal bir insan’ değildir. Gazetecilerle, yorumcularla neredeyse hiç diyaloğu yoktur. Bunu anlayabilirim ama keşke bir gün taraftarları dinlese! Oynanan oyunun onlara hangi duyguları yaşattığını öğrenebilse... BİR gün önce Beşiktaş 1-0 kazandı. Akan oyunda ceza alanına sadece stoperler girmedi. Herkesin aklı fikri goldeydi. Bu ve benzeri oyunu görüp F.Bahçe’yi izleyince keyif almak mümkün mü? MAÇ KAZANIRSINIZ AMA... SAVUNMAYI ön planda tutmasına karşın son 3 resmi maçta 8 gol yiyen takımın düzeninde hiç mi değişiklik yapılmaz? Volkan maçın yıldızı ise 3 puana rağmen bir şeyler yanlış değil mi? BU kadar geniş alanda, kopuk oynayan bir takıma 25 hafta tedavi yapılamadı. Soldado yok sayıldı, Valbuena’nın psikolojisiyle oynandı. “Bu zamana kadar performansıyla sezona kim damga vurdu?” diye sorsak, kimi gösterebiliriz? Sadece gol sayısı ile Giuliano! LİG bitti, yine klasik “Bizim için kazanmak önemliydi” söylemleri artık kimseye inandırıcı gelmiyor. Ailesinden, dersinden, cebindeki parasından, vaktinden fedakârlık yapıp F.Bahçe’yi izleyenler bu oyunu hak etmiyor! Bu şekilde maç kazanabilirsiniz ama şampiyonluk sadece rüyalarda görülebilir!
3
Volkanik galibiyet! / Serdar Ali Çelikler - Habertürk
Her şeyin başında Aykut Kocaman; saçını sakalını toplamış, iki dirhem bir çekirdek giyinmiş, yüzünden akan negatif enerjisini, ümitsizliğini, ölü toprağını silkelemiş. Demek ki hoca hafta içini iyi geçirmiş. Bu iyi bir haber. Onun adına sevindim. Takımı ise sahaya herhangi bir sürpriz olmadan, klasik deplasman 11’i ile sürmüş. İsla’nın yerine Şener’in oynaması doğru karar. “Yaptıklarını anlamlandıramıyorum” dediği, yandaş medyasına “Sene sonuna kadar maç yok” haberleri yaptırdığı Volkan’a da kaleyi teslim etmiş. Malatya bu sahada iyi kapanıyor. 3 stoperle sağlam bir savunma hattı kuruyor. Kontralarla da skor arıyor. Ama maç bir başladı ki; hücum eden, pozisyon arayan, kanatlara inen, sağlı sollu orta yapan, 25. dakikada 5 kornere ulaşan bir Malatya var. Bu esnada F.Bahçe’yi Volkan ayakta tuttu. Malatya’nın gol atamaması Volkan’ın formu ile alakalıydı. 30’a kadar F.Bahçe rakip yarı alana doğru düzgün geçemedi desek yeridir. Bir duran top organizasyonunda Roman, golü atınca kaleci farkının skora da nasıl yansıdığını görmüş olduk. Bu dakikadan sonra F.Bahçe toparlandı oyuna ortak oldu. İkinci yarının başında Fernandao ile 2 tane iyi pozisyondan yararlanamadılar, 60’la 80 arasında ise tamamıyla stop ettiler. Yani bir takım deplasman oyununda edilgen olmayı kabul edebilir, “Rakip gelsin ben bekleyeyim” diyebilir ama hiç mi hücum düşünmez, hiç kontraya kalkamaz, hiç mi topu kenarlara taşıyıp rakibin baskısını kırmayı düşünmez? Misal 72’de bir gol yeseniz ne yapacaksınız? Bu kadar risk altında bir defansif futbol, skoru koruma mantalitesi, İtalyan takımlarında bile görünmüyor artık! Ama Aykut Kocaman’ın hep diyoruz ya idefixleri var. 60 ile 80 arasında 1-0 öndeyken savunursun, bu esnada gol yersen Valbuena’yı hemen oyuna sokarsın, son 5 dakika da Soldado’yu koyarsın. Yok, dünkü gibi gol yemezsen rakibin iyice risk aldığı 80’den sonraki dakikalarda kontradan ikiyi ararsın. Sezon başından beri en ufak bir değişiklik yok. Bu kritik galibiyet G.Saray maçı öncesi gerekliydi. Derbi öncesi moral bozukluğuna sokacak bir pozisyon yaratmaması açısından mühimdi. Kalan 9 maçta 8 galibiyet, 1 beraberlik F.Bahçe’nin alması gereken asgari sonuçlardır. Önümüzdeki hafta derbiden itibaren bu seriye giriyorlar. Keşke hocayı bu hafta ruhen toparlayan, onu depresyondan çıkartan, motivasyon unsuru (Bu bir kişi olabilir ya da kendisine böyle motivasyon gelmiş olabilir) oyunla ilgili farklı bir şey üretmeyi de sağlayabilse!.. VOLKAN DEMİREL Maçın kahramanıydı. Şampiyonluk mücadelesi veren takımlar, böyle kaleci performanslarıyla ilerleyebilirler.
4
Bezdiren galibiyet / Ercan Güven - Milliyet
Fenerbahçe kazanırken bile insanı futboldan soğutuyorsa, sebebi sistemidir... Ama yapacak bir şey yok. Kıyıdan bu kadar uzaklaşınca, artık geri dönemez Fenerbahçe... Sonuna kadar aynı sistemle yüzmeye devam edecek mecburen... Karşı kıyıya nasıl, ne durumda çıkacak meçhul ama Fenerbahçelileri iki sıkıcı ay daha bekliyor; orası kesin. Dünkü skora bakıp sistemin faziletlerinden bahsedecek olanlar dört Volkan’ın bir direğin kurtardığı Malatya gollerini de hesaplasınlar. Fenerbahçe öylesine dengeli, o kadar temkinli bir futbol oynamaya çalışıyor ki, futbolcuları ikili mücadeleden bile kaçınıyorlar disiplin bozulur diye. Kanattan rakip sahaya giren, topa basıp duruyor “fazla mı geldim” korkusuyla. Bu sistemde “iyi savunma var” desen değil... İyi hücum; o da yok... Mücadele, sadece rakip sahasından çıkarken üzerine koşup hata yapmasını sağlamakla sınırlı. O sıradan topu kaptıysan gol atmak serbest. Onun dışında fanteziye giriyor ki, disipline aykırı. Bu demek değil ki futbolcular işlerini yapmıyor... Tersine, yüksek eforla oynuyorlar. Fizik güçleri de iyi olduğu için oyundan düşmüyorlar. Ama gereksiz yanan ampul gibi enerji boşa gidiyor sistem yüzünden. Ayrıca Fenerbahçe sistemi tam anlamıyla “edilgen”... Sistemin işe yarayıp yaramaması rakiplerin “yardımına” bağlı! O nedenle sezon içinde birkaç maçta mucizeler yarattı, pek çoğunda ise rehavet kaynağı olmaktan başka bir işe yaramadı. Gelelim Malatyaspor karşısındaki manzaraya... İlk yarı Fenerbahçe’nin pozisyonla sona eren bir tane organize atağı yok, karşılığında Malatyaspor’un 6 ve 19. dakikalarda Volkan’ın çıkardığı iki garanti gol şansı ve 21’de direk dibinden dönen şutu var. Üstelik Fenerbahçe duran toptan Roman’ın attığı golle 1-0 önde. İlk yarım saati Malatya’ya teslim eden Fenerbahçe ancak bir çeyrekte eşit ağırlıkta maçta. Sebebi, Fenerbahçe önde basınca Malatya topu kanatla aktarıp dar alandaki oyununu bir anda genişletiyor. Fenerbahçe’de aynı esneklik yok. Golün dakikalarında Fenerbahçe defansının takımı öne itmesiyle atak görünüyor Fenerbahçe. İkinci yarı farklı... Geri düşen Malatya risk almak zorunda. Savunması eksiliyor. Normalde arkası boşalmış rakip tam Fenerbahçe’nin istediği gibi ama değişen bir şey yok Çünkü Fernandao rakip stoperlerin prangasında Giuliano saklanıyor. Bu durumda Malatya’nın her beraberlik yakalaması bekleniyor. 62’de Volkan’ın üçüncü kurtarışı var. Fenerbahçe kötü bir gün yaşayan Fernandao’nun yerine Alper’i alarak santraforsuz oyunu tercih ediyor. Gol aramayı bırakıp kalabalık orta saha ile Malatya’yı durdurmayı deniyor. Durdurabiliyor mu? Hayır... Maçın futbol açısından düşük çıtasını geçersek, Malatya daha çok çalışıyor, daha istekli, daha organize. Ve zaman tükenirken kaçınılmaz son... Maçın 92. dakikasında gelen ikinci Fenerbahçe golü, beraberlik için riski katlayan Malatyaspor’un hediyesi ve Giuliano’nun maç boyu yaptığı en olumlu hareketi. Peki bu aşırı temkinli edilgen Fenerbahçe sistemi, pek çok Fenerbahçeli için tatsız geçen sezonun en büyük avunması olacak Galatasaray galibiyetine yeter mi? İşin içine rekabetin bilinmez enerjisi ve handikapları girmezse çok zor. Fenerbahçe karşı kıyıya sağ salim varmak için bu saatten sonra sistemi değiştirecek hali yok ama “Aatıf’ı çıkar Valbuena’yı koy, Şener’i çıkar Isla’yı koy” dışında bir iki rötuş yapsa bari.
5
Kocaman bir inat sonucu / Ali Ece - Fanatik
İki ihtimal var: Birincisi, biz futbol yorumcularının ve Fenerbahçe taraftarının büyük bir kısmının fikirleri, Aykut hocayı zerre ilgilendirmiyor. İkincisi, eldeki oyuncu malzemesi ile başka türlü bir futbol oynamak gerçekten mümkün değil. Fenerbahçe, Malatya’da en iyi oynadığı bölümde 4-6- 0 oynadı. 4-2-3-1 oynarken ise golü, çok iyi çalışılmış bir korner organizasyonuyla buldu. 4-6-0 öncesinde Fenerbahçe yine tam saha pres yaptığı dakikalarda oyunu domine etmeyi başardı. Alper’in girmesinden sonra oynanan 4-6-0’da ise Giuliano özel yeteneklerini sergilemeye başlayarak oyunun inisiyatifini ve maçı Fenerbahçe lehine alan isim oldu. Gecenin sorusu Aykut Kocaman, Galatasaray derbisine son bölümde başarılı olan 4-6-0’la başlar mı? Maçın starı Giuliano son bölümde maçı kazandırdı ancak 75’e kadar Volkan kritik kurtarışları ve çıkışlarıyla skoru Fenerbahçe lehine tutan isimdi. Maçın olayı Malatya’nın havadan uzun topları Adem’e göndermeye çalışması. Adem’in boyuna oranla hava topları gayet iyi ama Skrtel, Carroll’a bile havadan üstünlük kurmuş bir kafacı! Kısa mesaj Haftaya Kadıköy’deki derbide de Fenerahçe kazanırsa şampiyouk yarışına dört elle tutunabilir
6
Risk aldı, kazandı / Levent Tüzemen - Fotomaç
Sergen Yalçın görev yaptığı takımlarda çıktığı ilk maçlarda hep puan kazanmış. Sergen, Konyaspor'un başına geçince Galatasaraylı dostlarım Sergen'le ilgili, "Eyvah" diye endişeliydi. Oysa bu sezon Galatasaray ile Konyaspor birbirleriyle oynadıkları maç sayısı olarak akraba gibiydi ve birbirlerini iyi tanıyorlardı. Üstelik Galatasaray üç maçta hiç kaybetmemiş ve Konya'ya karşı ciddi oyun+skor üstünlüğü kurmuştu. Kağıt üzerinde favori olmak ile sahada kazanmak aynı şey değildi. İlk yarıda korkulan oldu. Galatasaray adeta "Sergen Yalçın" sendromuna tutuldu.. 2'inci dakikada Donk ıskaladı, Konyasporlu Moke kafayla golü attı. Gol sonrası rakibini sahasına kilitleyen Galatasaray sağlı sollu ataklar yaptı. Özellikle Feghouli işbirliği yaptığı Mariano'nun araya attığı paslarla bol bol gol ortası yaptı. Sergen'in büyüsü mü bilemem ama 25 gollü Gomis penaltı vuruşunda kaleci Serkan'ı geçemedi. Feghouli, Konya ceza alanı içinde önüne gelene çalımı bastı ama gollük şutunda Serkan'ı geçemedi. Gümüş ipten aldı Maicon'un kafa vuruşunda direkten dönen topunu Gomis kontrol edip vurması gerekirken acele edince golü kaçırdı.. Konya'nın kalesini çok adamla kapatması Galatasaray savunmasının bile elini kolunu sallayarak hücuma çıkmasına neden oldu. Maicon-Serdar ikilisinin kontrolsüz çıkışlarından Volkan Şen faydalandı ama iki net pozisyonda gollere Muslera kurtarışlarıyla izin vermedi. Galatasaray oyun olarak öndeydi ama Rodrigues istediği geniş alanları bulamadı. Belhanda da sorumluluk almayınca Galatasaray hücum bölgelerinde organize olamadı. Başta Volkan Şen olmak üzere Konyasporlu oyuncular en ufak dokunuşlarda yerden kalkmayarak hep zaman çalmaya çalıştı. Hakem özellikle Volkan'a fazlasıyla tolerans gösterdi. Galatasaraylı oyuncular gol atamadıkça gereksiz yere sinirlendi ve kart gördü. Terim'in Feghouli'nin ataklarını besleyen Mariano'yu oyundan alması yanlıştı. Fatih Terim'in, Donk'u çıkartıp Sinan Gümüş'ü oyuna sokması maçı kazanmak adına büyük restti. Sinan, görevini yapıp Gomis'e mükemmel bir gol ortası sundu. Ardından harika bir gol atıp Galatasaray'ı adeta ipten aldı. Sinan'ın attığı altın değerindeki ikinci gol sonrası, kulübede ve tribünlerde yaşanan mutluluk Galatasaray'ın şampiyonluk yürüyüşünü güçlendirecektir. .
7
Tek fark Volkan’dı / Mehmet Demirkol - Fanatik
Fenerbahçe’de geçtiğimiz 2 haftadan ve ligde sergilediği genel karakterden farklı olarak gördüğümüz kaleci performansıydı. İlk 25 dakikada oyunu tutan Volkan’dı. Bunu öyle ekstra, olağanüstü bir oyunla yapmadı. Fenerbahçe’nin derinden hissettiği kaleci departmanı sorununu en azından bu maç için ortadan kaldırdı. 25 dakika boyunca ileride top tutamayan, hatta topu oraya taşıyamayan konuk ekip için bu bir şanstı. Sonra geçiş oyununda Fernandao orta sahasına yaklaşarak takımına yardım etti. Skrtel ve Roman da takım rakip alana geçtiğinde orta çizgiye basarak kompakt oyuna destek verdi. Fenerbahçe ikinci yarı boyuncaysa ceza sahasından itibaren savunmada kompakt kaldılar. Rakibe hiç açık vermediler. Şansları Malatya’nın erken ortalarla Fenerbahçe savunmasını adeta çalıştırmalarıydı. Çizgiye inip, içeri dönmeyi denemediler. Fenerbahçe savunmada, fazla bir şey oynamadan rahat kazandı. Gecenin sorusu Haftaya Fenerbahçe- Galatasaray maçı kendi karakteri ve ruhuyla gelecek ve yine bir seyirlik ortaya çıkacak. Peki ben işim olmasa bu maçları seyreder miyim? Hayat güzel... Maçın starı Sadece vasat bir oyun oynadığı için Volkan... Onun standardı için çok zorlayıcı değildi. Ama bu seneki genel standarttan bakıldığında çok yüksek bir puan alabilir Maçın olayı Malatya’da şahane bir futbol öğleden sonrası. Hava güzel, Fenrbahçe şehre gelmiş. Tribünler ise boş. Seyirciye mi kızalım? Kısa mesaj Fenerbahçe rahat kazanırken bile çok sıkıcı bir takım olabiliyor.
8
Hangisi Anadolu Takımı? / Ertem Şener - Fotomaç
Haftanın en çok merak edilen maçıydı. Stadı boş görünce şaşırdım. Hayret ettim. Neden ilgi çok azdı? F.Bahçe'yi sadece Kadıköy'de terk etmiyorlar demek ki! Anadolu'da da azalıyor F.Bahçe. Dünkü tablo karşısında "ilgi alaka da mı azaldı acaba?" diye düşünmeden geçemedim. Malatya ligin flaş ekibi. "1 demeden, 3 demeden, ne toplasam kâr" diyerek buralara kadar geldi sezon başından bu yana. Ligde kalmaz, kalamaz diyenler de oldu. Sonra cesaret geldi ve herkesi terse yatırdı. Sezonun en konuşulan takımlarından biri oldu. Düşünün çoğu futbolsevere göre ki içlerinde F.Bahçeliler de vardı, Malatyaspor'u favori gördüler. Buna inandırmış kendisini. Öyle başladı ki ablukaya aldı Volkan'ı. Aytaç müthiş bir oyuncu. Standartların üzerinde. Hırsı ve profesyonelliğiyle her zaman daha da büyüyeceğinin sinyallerini veriyor. Fenerbahçe, Malatyaspor'u ilk yarıda tuzağa düşürdü. Bekledi bekledi ve üzerine çekti. Sanki boks maçı izledik ilk yarıda. Malatya rakibine vurdu da vurdu. Fenerbahçe ise ringin etrafında döndü durdu. Ara ara yumruklar da yedi. Bir ara boşluğu buldu bir kroşede rakibini yere indirdi. Sonra Malatya yerden hemen kalktı. Soluğu, çalan gonk ile soyunma odasında aldı Malatyaspor. Fenerbahçe özellikle Beşiktaş'ın kazanmasından sonra kazanmaya mecburdu. Bunu bile bile oynadı. Çok gerilimli maç oldu. Korku filmi gibi sahneler yaşandı Fenerbahçe açısından! Kontratak oynadı Fenerbahçe. Malatyaspor'a kontra oynadı evet, yanlış okumadınız. Eleştiri midir bu? Kontra oynadı F.Bahçe! Eleştiri midir bu? Hayır tabi ki. Böyle yapmak zorundaydı Fenerbahçe. Doğrusu buydu. Fenerbahçe ne oynuyor? diye soranlar da vardı da belliydi Kocaman'ın taktiği de, oyunu da. Bir ara Malatyaspor taraftarı Fenerbahçeli oyunculara tepki gosterdi ; "Ayağa kalkın doğru düzgün oynayın"... İşte bu eleştirilebilir F.Bahçe açısından. Fenerbahçeli oyuncular 1-0'a yatıp, geri yaslanıp, yere yatıp zaman geçirmemeliydi. Malatyaspor oynamayı çok istedi. Ilk yarıda Fenerbahçe taktik maktik yapmamis. Ring, boks falan da hikayeymiş. Fenerbahçe bayağı bayağı korkmuş! Korkak ve aciz futbol tarzı Fenerbahce felsefesine uymuyor. Maçın daha ortalarinda Erol Bulut stoper çıkartıp forvet alıyor 2 golcüyle oynuyor. Buna karşılık Aykut Kocaman santraforunu alıp oyuna orta saha sürüyor. Koskoca Fenerbahçe forvetsiz kaldı. Soldado kenarda otururken hem de. Hocasıyla da oyuncusuyla da. Malatya aradı durdu ama bulamadı. Hatim duasına çıktı Fenerbahçe taraftarları; "Gol yemeyelim de 1-0 bitsin" diyenler vardı. Yillarca Anadolu takimları Fenerbahçe gibi oynadı büyükler ise Malatyaspor gibi. Şimdi soruyorum; Skora rağmen hangisi Anadolu takımıydı? Haftaya Galatasaray maçı ölçü değil. Kazansa da günlük kazanç olur. Bu futbolla Fenerbahçe ya-pa-maz!.
9
Kocaman'ın final maçı/ Rıdvan Dilmen - Fotomaç
Geçen haftaki Akhisar maçı Fenerbahçe'nin dengesini bozdu. Hafta içini düşünelim, Aykut hoca Volkan ile ilgili gidip geliyordu, Aziz Bey'in (Yıldırım) kongre çalışmaları, puan farkının artması, Başakşehir'in kaybetmesiyle ümitlenirken Beşiktaş'ın fire vermemesi… Kaybedilecek en az iki puan ile fark artacak psikolojisi ile maça çıkıyorsunuz. Bu dönemi atlatmak önemlidir. İki farklı yarı izledik Bence Aykut Kocaman geçen hafta kendi tarzının dışına çıkarak iyi bir maç yönetmemişti. Dün ise çok çok doğru bir karar verdi ve Volkan'ı oynattı. Dün Malatya'daki ilk yarı içinde, iki ayrı yarı izledik diyebiliriz. Maç Malatyaspor'un üstünlüğüyle başladı, sonra Fenerbahçe dengeledi ve golü buldu. Karşılaşmada ilk yarıda Fenerbahçe'yi maçta tutan Volkan Demirel'dir. Allah'tan Aykut hoca, 'Volkan baskısını' bertaraf etti. Dolduruşa gelmedi ve Volkan'ı oynattı. Ligin en iyi kurtarışları listelense maçın hemen başında Volkan Demirel'in kurtarışı gelir. Volkan dün maçı Fenerbahçe'ye doğru çevirdi. Fenerbahçe ürkek, bir türlü çıkamayan, ortasını Fernandao ile yapan bir 22.5 dakikalık bölüm oynadı. Bu dakikalar boyunca Fenerbahçeli taraftarlar herhalde deli olmuştur. Sonra biraz toparlandılar. Fenerbahçe'nin attığı golde ve Malatyaspor'un ofsayt gerekçesiyle sayılmayan golünde de iki yardımcı hakemin başarısı vardı. Tebrik etmek gerekiyor. Hakem Mete Kalkavan'ın göremediği bir elle oynama var Fenerbahçe'ye verilmeyen. Çizgi üstündeyse penaltı, değilse frikik olmalıydı. F.Bahçe için çok önemli Bu maç Fenerbahçe için var olma maçıydı. Haftaya Kadıköy'de oynayacağı Galatasaray derbisini final olarak görebilmesi ve yarışta olabilmesi için kazanmak zorundaydı ve kazandı. Derbi karşılaşma Fatih Terim'in final maçı değil Fenerbahçe maçı ancak Aykut Kocaman'ın final maçı. Fenerbahçe'nin olmazsa olmaz maçı... Kazanırsa yarışta ciddi bir şekilde yer alacaktır. Galatasaray Kadıköy'de kazanırsa en şanslı takım olur. Derbi ateşi yandı Önümüzdeki haftanın heyecanı şimdiden başladı. Çok kritik bir hafta bekliyor bizi. Ligin ilk dört takımı İstanbul'da kendi aralarında oynuyor. Dün Galatasaray'da Maicon'u, santrfora atma pahasına Feghouli'yi bile oyundan çıkardı Terim. Sonuçta teknik adam bir şey yapıyor. Bir şey yapmak önemlidir. Haftaya derbide Donk, Selçuk ve Tolga'dan en az ikisini oynatacaktır Terim... Lig tekrar başladı, tek fark Galatasaray'ın teknik direktörü farklı..
10
11
