Gündem Su tasarrufu dünyanın geleceğinin son umudu

Su tasarrufu dünyanın geleceğinin son umudu

02.07.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

İnsanoğlunun vazgeçilmez ihtiyacı suyun gelecekteki erişilebilirliği bugünden çok daha sorunlu olacak. Bu sorunun önüne geçmenin tek yolu ise su tasarrufunu artırabilecek önlemler almak

Su tasarrufu dünyanın  geleceğinin son umudu

Kabataş Anadolu Lisesi Öğrencileri

Haberin Devamı

Simge Sönmez, Zelal Beşaltı, Belisa Uraz, Zeynep Koçaslan, Kerem Kubilay, Kerem Mehmet Budanaz, Giray Düzel, Berkcan Pişet, Hatice Lamia Aydın, Cemre Eşki, Gizem Nur Gür, Ayça Naz Altun

Milliyet işbirliğiyle Almanya Çevre Vakfı (DBU) ile IZOP Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen “Çevrecilikle Kurulan Köprüler: Türkiye ve Almanya” projesi kapsamında, Kabataş Anadolu Lisesi öğrencileri yaşanan su sorunları ve çözümlerini araştırdı. İşte öğrencilerin suyun sürdürülebilir kullanımına dair önemli bilgiler içeren araştırma ve gözlemleri:

Yaz tatilleri İskandinav ülkelerinde geçecek!
Dünyada bulunan su kaynaklarının sadece yüzde 1.8’i kullanıma uygun. Bu küçük oranın yeryüzünde dengeli dağılış göstermemesi de dünya genelinde problemlere yol açıyor. Peki tarih boyunca bu kadar büyük ölçekli bir problemle karşılaşılmazken neden 21. yüzyıl bu soruna sahne oldu?
19. yüzyılın sonlarına doğru yaşanan Sanayi Devrimi ve buna bağlı olarak dünya genelinde hızla artan nüfus, atmosferde bulunan gazların miktarında dengesizliğe yol açtı. Atmosferdeki ısı tutma özelliği olan sera gazlarının (CO2, H2O, CH4, N2O, O3) oranın artması iklim değişikliğine sebep oldu. İklim değişikliğinin en önemli belirtileri de buzulların erimesiyle deniz seviyesinin yükselmesi ve yağışlardaki azalmalar. Bu azalma bütün ülkeleri aynı oranda etkilemiyor. Dünya geneline bakıldığında su fakiri olarak tanımlanan ülkelerin Doğu Akdeniz’de yoğunlaştığı görülüyor.
Yağışlar azalacak
Doğu Akdeniz’de yer alan ülkelerden biri olan Türkiye, komşu olduğu Ortadoğu ülkeleriyle kıyaslandığında su zengini gibi algılansada uluslararası kriterlere göre bu algı yanlış. İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre 2080 yılına kadar Türkiye’de sıcaklığın ortalama olarak 4 derece artacağı ve yağış miktarının büyük ölçüde azalacağı öngörülüyor. Kuzey Yarım Küre’nin, güneyinde yer alan ülkelerde sıcaklık yaşamı imkânsız hale getirecek kadar artarken, kuzey ülkeleri ılımanlaşacak. Yaz turizminin İskandinavya’ya taşınması olasılıklardan biri.
Dünya üzerindeki insan yaşamının tehlikeye girdiği tehlikeden en az hasarla kurtulmak için kısa ve uzun vadeli önlemler almak gerekiyor. Gerekli yatırımlar yapıldığında oluşabilecek sorunların önüne geçmek mümkün. Türkiye’nin en büyük metropolü İstanbul’da atılmış en etkili adımlardan biri Ataköy Su Arıtma Tesisidir. Bu tesiste İstanbul’da kullanılan suyun yüzde 13’ü arıtılarak sulama suyu olarak kullanılırken ortaya çıkan atıklar da biyogaz yapımında kaynak oluyor.
Yeni proje Melen
Şu anda tasarlanan projelerden biri de Melen Su Projesidir. Bu proje İstanbul’a 100 km uzaklıkta bulunan Melen’den su taşımayı amaçlıyor. Yeni biriktirme alanları oluşturarak veya var olanları genişleterek yağmur suyundan daha fazla faydalanmak kalıcı bir çözüm olarak gösterebilir. Bir diğer çözüm önerisi olarak da yeraltı kaynaklarında suni olarak su depolamak mümkündür. Bu sayede buharlaşmanın asgari seviyede tutulması sağlanır.
Yüzde 13’ü geri kazandırılıyor
Mega kent İstanbul’un kanalizasyonlarına her gün yaklaşık 3.5 milyon metreküp su akıtılıyor. Kullanılan kirli sular uzun bir süredir serbestçe Marmara Denizine akıyordu. Fakat yapılan hesaplamalara göre 2050 yılına kadar dünyada kullanılabilen su rezervi, yıllar geçtikçe ivmeli olarak artan su kullanımını karşılayamayacak seviyeye inecek. Bu yüzden hâlihazırda su sorunu çeken Ortadoğu ülkelerine komşu olan Türkiye’nin 17 milyon nüfuslu şehri İstanbul’da bu soruna bir çözüm bulunması gerekiyor. Ataköy İleri Biyolojik Atık su Arıtma Tesisi de bu soruna getirilen çözümlerden biri oldu.
Ataköy İBAAT’ın inşaatına, bu devasa su israfını önlemek amacıyla 2009 yılında başlandı. 2010 yılında hizmete giren tesiste, günde 460 bin metreküp su geri kazanılıyor. 7 ilçeye hizmet veren tesis toplamda 2.5 milyon kişiye ulaşıyor. 460 bin metreküp İstanbul’un su tüketiminin yüzde 13’üne denk geliyor.
Atık sudan yakıt üretiliyor
Tesiste, üretilen metan gazı türbinlerinde yakılarak yeniden tesiste kullanılmak üzere elektrik üretilmesine yarıyor. Yakım sonucu oluşan artık ısı tesisin farklı bölgelerinde çamurun gerekli ısıda tutulması için kullanılıyor. Son olarak çamur çöktürülüyor ve kurutularak linyite eşdeğer ikincil bir yakıt üretiliyor. Bu yakıt daha sonra çimento fabrikalarında kullanılıyor.
Su tasarrufunu artırmak için sıfır emisyon bina
Sürdürülebilir kalkınma, su kaynaklarının kullanımı 19. yüzyıldan 20. yüzyıla insan nüfus artış oranına göre 2 kat daha fazla artmışken ancak alınacak önlemler ile mümkün olabilir. Bu doğrultuda bazı projeler hayata geçirildi. İklim değişikliği konusunda şehirlerde kentsel su yönetimi ile ilgili yapılması gerekenler konusunu ele almış “Prepared”, sıfır atıklı bina yapımını amaçlayan “Zero Emission Building” ve daha kapsamlı olan sıfır atık içeren belediye konseptli “Zer0-M” adlı projeler bunlardan bazıları.
2003 - 2008 yılları arasında yürütülen “Zer0-M”, su sıkıntısını en aza indirmeyi ve sudan sürdürülebilir şekilde yararlanmayı amaçlayan bir proje. Bu proje günümüzde devam etmiyor ama yine de elde edilen çıkarımlar hala kullanılabiliyor: Teknolojik gelişmeler ve uygulama örnekleri, sıfır eamisyonlu bina konseptine yöneliyor. Geliştirilen projelernin bazı düzeneklerinden köy, kasaba ya da otellerde de yararlanılıyor.
Su tasarrufu günümüzde sıkça duyduğumuz, fakat nasıl ve nerede yapılırsa daha etkili olacağı konusundaki açıklamaların yetersiz olduğu bir konu. Öncelikle yapılması gereken toplumdaki yanlış alışkanlıkların çarpıcı örneklerle vurgulanması ve insanların bu konuya duyarlılık göstermeleri için gerekli teşvik ve uyarıların yapılması. Kısaca insanların suyun hayati önem taşıdığını fark etmesi gerek. Bu nedenle bilinçli bireyler, atılması gereken ilk adım.