Sürücüsüz otoya Türk teknolojisi

Teknoloji firması Valeo’nun düzenlediği ve geçtiğimiz günlerde sonuçlanan “Innovation Challenge 2016”da (Yenilikçilik Yarışması), kendilerine “Clear&Clever” (Temiz ve Akıllı) adını veren Türk öğrencilerin projesi, birinciliğe layık görüldü. Otonom, yani kendi kendisine gidebilen araçlarda kullanılabilecek bir teknoloji geliştiren ekip, jüri üyelerinden de takdir kazanırken, yine bir başka Türk ekibi de, “araçların yeni kullanım alanları” dalında da İTÜ öğrencileri ikincilik aldı.

Söz konusu yarışmanın “teknolojik yenilik” dalında iki birinci birinci seçilirken, Fransız ekiple birlikte farklı projeyle 100 bin euro ödül alan, Berker Hüsam ve Selin Sıla Karakaş’tan oluşan Türk gençler, 65 ülkeden 1.343 takımı geride bırakmayı başardılar. Türk gençler, geliştirdikleri kamera sisteminin seri üretime girmesi halinde, kendi kendine sürücüsüz gidebilen (otonom) otomobillerin daha düşük maliyetle, daha geniş kitlelere yayılmasına öncülük edebilecek.

Yarışmada birincilik ödülü alan ekipteki Berker Hüsam, OİB tarafından düzenlenen 5. Ar-Ge Proje Pazarı ve 5. Komponent Tasarım Yarışması’nda da ödül almıştı.

Beğeni topladı

Türk ekibini büyük ödüle layık bulan jüri üyeleri, geliştirilen yüksek hızlı ve yüksek çözünürlüklü ısıyla nesneleri algılayabilen kameranın ucuz teknolojilerle geliştirilmiş olmasından etkilendiklerini belirtirken, başta otonom bir yapıya sahip olduğunu belirtirken, bunun, otonom araçların gelişiminde ve geniş yelpazede kullanabileceğine de dikkati çektiler.

Sürücüsüz araçlarda kamera sistemleri, sensörler ile birlikte büyük önem taşıyor. Nitekim bu araçlar, kameralar sayesinde çevrelerini, diğer araçları ve yoldaki yayaları fark ederek, bunu sensörler aracılığıyla ana sisteme aktarıyor.

Aynı yarışmada ödül alan ve İTÜ’den öğrencilerin oluşturduğu “Renovate”in (Tamirat) projesi ise, trafik sıkışıklığını önlemek hedefini taşıyor. Sistem, seyahat planlaması ve araçla seyahat için önceden rezervasyon yapılmasına yönelik akıllı bir uygulamayı içeriyor. Bu uygulamayla, trafiğe çıkacak araç ve sürücü sayısının önceden belirlenmesi ve böylece sıkışıklığın önüne geçilmesi amaçlanıyor.

Levante’nin en güçlü ve ‘kaslı’sı

İtalyan lüks otomobil üreticisi Maserati’nin lüks ve sportif SUV modeli olan Levante, en güçlü versiyonuyla da geldi. Levante S’in kaputunun altında, Ferrari ve Maserati mühendislerinin ortak çalışmasıyla geliştirilen 430 HP’lik 3.0 lt çift turbolu benzinli motor görev yapıyor. 0-100 km/s hızlanmasını 5.2 saniyede tamamlayan Levante S, kaslı tasarımı ve zengin donanım özellikleriyle sportif lüks SUV sınıfında farkını ortaya koyuyor. Maksimum torkunu 2 bin devrin altında sunabilen V6 motor, “Spor” modunda ise egzoz by-pass sistemiyle eşsiz bir “ses deneyimi” sunuyor. Levante bu motorla 0’dan 100 km/s hıza sadece 5.2 saniyede ulaşıyor.

Bursalı Ram, ABD’de 2. kez ‘En çevreci ticari’ seçildi

Bursa’da Tofaş fabrikalarında üretilerek, “Ram ProMaster City” adıyla ABD pazarına ihraç edilen Doblo, Amerikan “Green Car Journal” dergisi tarafından “2017 Yılının En Çevreci Ticarisi” seçildi. Ram ProMaster City, aynı ödülü ikinci kez üst üste alarak, kendi alanında başarıya imza atmış oldu.

Otomotiv uzmanları ve derginin editörleri tarafındanseçilen “Bursalı Ram”, çevreciliğinin yanı sıra fonksiyonelliği, dayanıklılığı, fiyatı ve tasarımıyla da değerlendirilerek bu ödülü almış oldu. Amerika kıtasında 178 HP’lik benzinli motor ve otomatik vitesle satılan araç, fabrika verilerine göre 100 km’de yaklaşık 8.5 lt’lik tüketime sahip.

Adapazarlı C-HR’a sipariş yağıyor

Türkiye’de üretilen ve geçtiğimiz günlerde ABD pazarı için Los Angeles Otomobil Fuarı’nda da tanıtılan Toyota C-HR’a tüm dünyadan talep yağıyor. Türkiye’den ABD ve Kanada da dahil olmak üzere dünyanın 61 ülkesine ihraç edilecek C-HR’a Avrupa’dan gelen siparişler ise büyük adetlere ulaştı. C-HR için sıraya giren Avrupalılar, gelecek yıl için Türkiye’den 100 bin adet C-HR istiyor.

İç tasarımını Türk mühendis Mehmet Fatih Kale’nin bulunduğu ekibin yaptığı C-HR, şimdiden büyük beğeniyle karşılandı. Önceleri sadece Avrupa ülkeleri için üretilmesi planlanan ancak, ABD ve Kanada da dahil tüm dünyadan talep alan C-HR, satışa sunulduğu Avrupa ülkelerinde adeta “kapış kapış” gitti. Avrupa için, 2017 yılında 100 bin adetlik Toyota C-HR üretim ve ihracatı hedefliyor.

Japonlara örnek

C-HR’ın iç tasarımda imzası bulunan ve 10 yıldır Toyota Avrupa’da görev yapan Kıdemli Mühendis Mehmet Fatih Kale, stadartların dışına taşan bir iş çıkarttıklarını söyledi. 34 yaşındaki Kale “C-HR’ı Avrupa için tasarladık ancak iç tasarım o kadar çok beğenildi ki, Japonya bile, Ar-Ge için knowhow’ı benim bölümümden almak istiyor” dedi. C-HR’ın iç tasarımında benzersiz özelliklere sahip çok fazla parça olduğunu da kaydeden Kale, “Sadece Avrupa için tasarlanan aracın, tüm dünyanın beğenisini kazanarak global bir model haline gelmesi beni çok heyecanlandırıyor” ifadesini kullandı.

Küllerinden ve ‘planlarından’ tekrar doğdu!

İngiliz üretici Jaguar, “60 yıllık yeni süper otomobili”ni tanıttı. Markanın bir zamanlar yarışlardan esinlenerek, ABD pazarı için ürettiği, efsane hale gelen 1957 XKSS modeli, özenle yeni baştan üretildi.

Markanın yarışlarda fırtına gibi esen D-Type modelinin yol versiyonu olan XKSS, 25 adetlik bir üretim planı yapılmasına rağmen 1957 yılındaki fabrika yangınına kadar 16 adet üretilmiş, kalan 9 tane ise kullanılamaz hale gelecek şekilde yanmıştı. İşte Jaguar, bu kalan 9 adedi tamamlamak için kolları sıvadı ve eski araç planlarını bulup, aynı üretim teknikleri ve teknolojilerini kullanarak ilkini yarattı.

Los Angeles Otomobil Fuarı’nda tanıtılan araçta, 1957’deki göstergeler, benzer bir motor, bire bir aynı parçalar kullanılmış. Parçaların bazıları ise, üç boyutlu yazıcılarla aslına uygun üretilmiş. 262 HP’lik 6 silindirli 3.4 lt motorla donatılan otomobilde, sadece günümüz normlarına uysun diye güvenlik açısından birkaç küçük değişiklik yapılmış.

ABD fiyatının yaklaşık 1.5 milyon dolar civarında olduğu belirtilirken, alıcıların özel olarak seçileceği vurgulanıyor.