T.Konyaspor-F.Bahçe maçından sonra spor yazarlarının görüşleri
.
1
Çok iyi/çok kötü (Uğur Meleke)
Dün Konya’da hem çok iyi-hem çok kötü, hem çok kaliteli-hem çok kalitesiz bir maç oynandı desem, umarım delirdiğimi düşünmezsiniz: Maç bölüm bölüm birbirinden o kadar alakasız parçalar içeriyor ki, benim diyenin bir sütunla bu müsabakayı özetlemesi gerçekten güç. Fenerbahçe’nin farkı kaçırdığı anlar da var, penaltı kaçıran Konya’nın daha fazla atabileceği pozisyonlar da... Futbol kalitesinin yükseldiği, Recep’in Premier Lig golü attığı, Mert’in uluslararası performans gösterdiği anlar da var; iki orta sahanın da kaybolduğu, yürüyerek pozisyonlar bulunan anlar da... Sanırım böyle bir geri dönüşü izledikten sonra yapılacak en iyi şey, Konyalı futbolcuları ayakta alkışlamak, Uğur Hoca’ya bu muhteşem başlangıcından dolayı yürekten tebrikler göndermek. Bir de Arsenal sınavı öncesi Yanal’ın nereleri düzeltebileceğini bulmaya çalışmak. Sanırım Fenerbahçe’de sezona iki Salzburg, bir G.Saray maçıyla başlayacakken, hazırlık dönemini Bolu-Hazar-PSV’den oluşan yalnızca biri ciddi, toplam 3 hazırlık maçıyla geçirmenin faturası ödeniyor hâlâ... Üstelik hem PSV, hem de iki Salzburg maçına 7-8 yabancıyla çıkan Yanal’ın lig için doğru kadro hazırlığını yapıp yapmadığını da tartışmak lazım sanırım. Üstüne bir de Yanal’ın yabancılarla ilgili yaşadığı kafa karışıklığını ekleyin: Fenerbahçe’nin bu sezon transfer ettiği 4 yabancıdan ikisi dün sağlıklı ve hazır olmalarına rağmen Konya’da yoktular. Esame listesindeki 6 yabancı+iki cezalı Raul ve Alves’in ilk 8 tercih olduğunu kabul edersek, şu anda Kadlec 9, lisanssız Holmen de 11’inci tercih gibiler Fenerbahçe’de. Geçen sene duran toplarda defalarca yaptığı gibi dünkü ikinci Konya golünde de içerideki izleyici rolünü oynayan Yobo sahadayken Kadlec dokuzuncu tercihse, sarı-lacivertlilerin kadro mühendisliğinde bir takım hatalar olduğunu söyleyebiliriz herhalde bu tabloya bakarak. Yanal’ın başarılı Denizli-Ankaragücü ve Gençlerbirliği öykülerinin ortak özelliği sezona beşinci viteste başlamalarıydı. Ersun Hoca’nın kendi deyimiyle “en hazırı Emenike” olan Fenerbahçe’de şu anda vites iki... Hem ikinci Salzburg, hem Galatasaray, hem de Konya maçının sonunu getiremedi sarı-lacivertliler. Fiziksel görüntü bu kadar kötüyken belli ki Fenerbahçe’nin Eylül’deki milli maç arasına kadar işi pek kolay olmayacak. (Milliyet)
2
Ersun Yanal’dan harakiri (Güntekin Onay)
Ligin ilk maçları her zaman için zor ve sürprizlere açıktır. F.Bahçe 2-0’dan 3-2 mağlup olarak son yılların en ilginç maçlarından birini ortaya koydu. 2. yarıdaki 3 forvetli oyun düzeninde savunmaya yardım eden yoktu. Emre yoruldu. Salih’in savunma yönü ise bir felaket. Ersun Yanal’ın bu tercihleri 2-0 yenik durumdaki Konya’ya 3 gol, 1 kaçan penaltı 3-4 tane de net pozisyon getirdi. İlk yarıda sadece topa sahip olarak oyunun kontrolünü ele alan sarı-lacivertliler kaleci Itandje’nin hatası ile 1-0 öne geçti. Futbol hatalar oyunu... Erdal’ın Alper’e yaptığı penaltıyı da Emre gole çevirince ilk yarı 2-0 sonuçlandı. Halbuki Konya kötü oynadığı ilk yarıda güçlü rakibine fazla şans da tanımamıştı. Pozisyon veya gole yönelik aksiyonlar hemen hemen hiç yoktu. F.Bahçe oyunu istediği şekilde tutmasına rağmen hücumda hem tempo yapamadı hem de kanatları hiç kullanamadı. Sadece Emenike’nin bireysel zorlamaları ile rakip kalede etkili olmaya çalıştı. ARSENAL MAÇINDA İŞİ ZOR İkinci yarı ise Konya çok daha etkili ve aktifti. İlk yarıda çok üretmeden 2-0’lık üstünlük yakalayan F.Bahçe, buna aldanmış olmalı ki 2. yarıda da bu maç böyle rahat devam eder yanılgısıyla kontrolü tamamen rakibe verdi. Üst üste pozisyonlar bulan Konya kazandığı penaltıyı kaçırmasına rağmen 2 gol bularak beraberliği yakalamayı başardı. İlk yarıdaki tedirgin ve zayıf görüntüsünden sıyrılan Konya, 2. yarıda hiçbir şey yapmayan F.Bahçe karşısında cesaretle rakibinin üzerine giderek maçı lehine çevirdi. Emenike çok güçlü ve hızlı ancak F.Bahçe gibi bir takımın santrforunda oyun zekası ve yetenek de olmalı. Karşılaşma 2-1’ken kaçırdığı gol anlatılacak gibi değil. Sow’u sol kanada hapsetmek Webo’yu sağ kanada koymak hem ofansif hem de defansif olarak katkı sağlamıyor. F.Bahçe çarşamba akşamı hem fizik hem de taktik açıdan Torku Konya’dan çok daha güçlü bir takımla oynayacak. Dünkü görüntüsü ile Arsenal’le yapacağı maçta Kanarya’nın işi çok ama çok zor. (Vatan)
3
Bu Topuz kelle koparır (Tayfun Bayındır)
Bravo Uğur Tütüneker... Bir teknik adam, kenardan yapacağı küçük bir müdahaleyle, geriden gelip bir maç nasıl kazanılır bunu herkese gösterdi. Tütüneker, başta meslektaşı Ersun Yanal olmak üzere kendilerini dev aynasında gören Fenerbahçelilere tarihi bir ders verdi. Fenerbahçe’nin toplam değeri şu kadar, Konya’nın ki bu kadar... Fenerbahçe’nin bir oyuncusunun değeri, Konya’nın toplamına eşit. Ersun Yanal’ın aldığı bir aylık ücret, Uğur Tütüneker’in yıllığına neredeyse denk... Bunun gibi Fenerbahçe’nin kağıt üzerinde farklı olduğunu ortaya koyabilecek çok sayıda istatistik bulmak mümkün. Ama futbol rakamlarla değil, önce yürek, sonra da akılla oynanır. Elbette gözlem ve yaşanmışlıklardan çıkarılacak tecrübeler de futbolun içinde mutlaka olmalıdır. Yanal’ın takımında ne yazık ki bunların hiç birisi yok. Dün baştan sona yanlışlarla dolu bir Fenerbahçe izledik. Ersun Yanal da kenarda hem izledi, hem de her hamlesiyle bu yanlışlıklar silsilesine yeni parçalar ekledi. Daha Galatasaray ile oynanan Süper Kupa finalinin yazılarının mürekkepleri kurumadı. Hemen tüm eleştirilerde Fenerbahçe’nin sağ tarafının yol geçen hanı olduğu, bunu çok iyi bilen Terim’in de o bölgede özellikle Amrabat’ı oynattığını yazmayan, söylemeyen kalmadı. Ve ne ilginçtir ki sağır sultanın bile duyduğu bu defoyla ilgili Yanal ısrarla bir şey yapmıyor. Tütüneker, maçın başında o bölgedeki akortsuzluğu görse, bırakın 3-2’yi, maç 7-2’ye giderdi. Uğur hoca sağ bek oynamayı bilmeyen ve Fenerbahçe’nin tüm planlarını alt üst eden Mehmet Topuz’un önünde iki değişiklik yaptı, maçı aldı götürdü. Elbette Ersun Yanal’ın Sow dururken Kuyt’ı kenara alması, Alper’in yerine soktuğu Salih’i ön liberoda kullanması Konyaspor’un ekmeğine yağ süren diğer hamleler oldu. Bakın, Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Fenerbahçe’nin savunması Mehmet Topuz olduğu sürece asla dengede olamaz. Hücuma çıktığında rakip alanda kalan ve geri dönene kadar dakikalar kaybeden Topuz, Fenerbahçe için devasa bir sorundur. Bu sorun, doğal olarak yanındaki savunmayı da zavallı bir hale getirmektedir. Arsenal’in gözlemcileri de dünkü maçtaydı. Ve onlar da şimdi Fenerbahçe’nin madenini çok net görmüşlerdir. Ersun hocam, yol yakınken gel sen bu sevdadan vazgeç. Ya Gökhan’ı hazır olmasa bile sahaya sür, ya da Bekir’i sağ beke koy. Yoksa bu Topuz senin kelleni koparır. (Milliyet)
4
