Kültür Sanat 50. yılında bir darbenin anatomisi

50. yılında bir darbenin anatomisi

18.06.2010 - 20:54 | Son Güncellenme:

Nazlı Ilıcak’ın 27 Mayıs’ı savunan ve karşı çıkan 37 kişinin ‘sözlü tanıklığını’ tarihe aktaran “27 Mayıs Yargılanıyor” adlı kitabı, darbenin 50. yılında yeniden raflarda.

50. yılında bir darbenin anatomisi

Nazlı Ilıcak Türkiye’de 27 Mayıs’ı ‘yargılayan’ ilk gazetecilerden biridir; diğeri de rahmetli Tekin Erer’di. Nazlı Ilıcak’ın “27 Mayıs Yargılanıyor” adlı kitabının özelliği, mülakatlardan oluşması, belge niteliğinde olmasıdır.
Önce 1974’te Tercüman’da tefrika edilmiş, 1975’te iki cilt halinde kitap olarak yayımlanmıştı. Şimdi Doğan Kitap tek cilt halinde yeni baskısını çıkardı.
Ilıcak kitabında hem darbecilerle ve darbe yanlılarıyla hem darbenin mağdurlarıyla görüşmüş; onun için belge niteliğinde.
Toker’in yazdıkları
Ilıcak’ın kitabında görüyorsunuz; zaman içinde görüşler nasıl değişip olgunlaşıyor. Metin Toker, 1974’te Ilıcak’a yaptığı açıklamalarda ateşli bir DP düşmanı ve 27 Mayıs yanlısı... Ama sonra “Kantarın topuzunu kaçırmıştık” diye özeleştiri yapacaktır. 1974’te Metin Toker’e Menderes dönemindeki kalkınmayı soran Nazlı Ilıcak Toker’den şu cevabı alıyor:
“Normal bir seyir içinde kalkınma zaten olacaktı, hangi hükümet gelirse gelsin kalkınma meydana gelecekti...” (Sf. 38)
Halbuki merhum Metin Toker, on beş yıl sonra kaleme alacağı kitabında şunları yazacaktır:
“Adnan Menderes ‘bütün memleketin bir şantiye haline geldiğini’ söylüyordu. Doğruydu. DP yöneticilerinin, özellikle Adnan Menderes’in CHP’lilere nazaran daha büyük düşündükleri, daha geniş ufka sahip oldukları reddedilemez...” (“DP’nin Altın Yılları”, Bilgi Yayınevi, 1990, sf. 240-241.)

Darbe meşru mudur?
Nazlı Ilıcak’ın kitabındaki tarihsel belgelerden biri, medeni hukuk profesörü Muammer Aksoy’un söyledikleridir. Merhum Aksoy, ihtilal mahkemelerinin kurulabileceği, geriye yürüyen ceza kanunu çıkarılabileceği yolunda fetva verenlerden biriydi. Ilıcak’ın bu konulardaki sorusuna cevap verirken hâlâ aynı görüşü savunuyor. Hukukun bu temel ilkelerinin “demokratik düzenin normal işlediği zamanlarda tatbik edilecek bir kural olduğunu” söyleyebiliyor!
Darbe meşru mudur? Aksoy “Hitler’in rejimini veya Stalin’in rejimini tasavvur edelim” diyerek başlıyor darbeyi savunmaya!
Çok ilginç bir yön, Aksoy’un bu fikirleri 27 Mayıs günlerindeki kadar ateşli ve coşkulu savunmayışıdır. Hatta suçu darbecilerden Orhan Erkanlı’ya yüklerken, darbecilerin nasıl baskı yaptıklarını da ‘ifşa’ ediyor:
“Cezaların ağır olması ve mümkün olduğu kadar çok kişinin cezalandırılması için olağanüstü çabalar göstermiş, adeta çırpınmış bir kişiydi. Durmadan fetva toplamak için çalışmış ve aradıklarının çoğunu elde edemedikçe kızmış, lisan-ı münasiple tehditlerde bulunmuştur.” (Sf.129)
Aksoy keşke yaşasaydı, görüş değiştirmez miydi?

Tahkikat Komisyonu
27 Mayıs’ın en önemli gerekçesi olarak Tahkikat Komisyonu gösterilir. Menderes Meclis’te Tahkikat Komisyonu kurarak CHP’yi kapatıp diktatörlüğünü ilan etmek istemişti. Komisyon’a yargı yetkisi bile vermişti! İddia böyle.
Ilıcak’ın kitabında DP’lilerin bu konudaki görüş ve savunmaları var.
Mesela Ahmet Hamdi Sancar DP hakkındaki korkunç iddiaları anlatıyor: “Menderes ve arkadaşları çaldıkları milyonları Avrupa bankalarına yatırmışlardı. Gençleri öldürtüp kıyma makinelerine göndermişlerdi. Türk kadınlarını Amerikan askerlerine peşkeş çekiyorlardı. Anadolu’yu parselleyip Ruslara satıyorlardı! Harp Okulu öğrencilerini imha edeceklerdi...(Sf. 292)”
Tahkikat Komisyonu, bu yalanların gerçek yüzünü ortaya çıkarıp seçimlere gitmek için kurulmuştu. “Anayasa ihlali, vatan ihaneti gibi iddialar işte budur!” (Sf. 293)
Tahkikat Komisyonu’nda görev yapan Nusret Kirişçioğlu, komisyonun raporundan uzun alıntılar yaparak CHP’yi kapatma gibi bir düşüncenin olmadığını kanıtlıyor. Raporda İnönü’ye itidal tavsiye edilerek seçime gidileceğinin vurgulandığını ortaya koyuyor. Komisyonun sadece ‘soruşturma ve tedbir’ yetkisinin olduğuna, yargıya ait ‘hüküm’ yetkisinin komisyonda bulunmadığına dikkat çekiyor. Demek ki Komisyon Anayasa’ya aykırı değildi. (Sf. 387-394)
27 Mayısçı ve 27 Mayıs’a karşı 37 kişinin ‘sözlü tanıklığını’ tarihe aktaran bu fevkâlade değerli belge-kitap için Nazlı Ilıcak’ı tebrik ediyorum.

50. yılında bir darbenin anatomisi