Gündem Tarihin değiştiği an

Tarihin değiştiği an

10.08.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Araştırmacı Muzaffer Albayrak, 10 Ağustos 1915 günü gerçekleştirilen Conkbayırı Taarruzu’na ilişkin kritik bilgileri yeniden gündeme taşıdı...

Tarihin değiştiği an

Bugün Mustafa Kemal Paşa’yı, “Atatürk” yapan ve Çanakkale Muharebeleri’nin en kilit çarpışmaları sayılan 102 yıl önceki Conkbayırı Taarruzu’nun yıldönümü... Çanakkale Muharebeleri üzerine yıllardır araştırma yürüten Gürsel Göncü’nün genel yayın yönetmenliğini yaptığı #Tarih dergisinden Muzaffer Albayrak, 10 Ağustos 1915 günü gerçekleştirilen ve savaşın kaderini değiştiren Conkbayırı Taarruzu’na ilişkin kritik noktaları 102 yıl sonra yeniden gündeme taşıdı.
“Tarihin değiştiği an-Tarihi Değiştiren Adam” başlıklı araştırmada ilk kez havadan çekilmiş fotoğraflar üzerinden taarruzun detaylı çizim ve görsellerine de yer verildi. Conkbayırı Taarruzu’ndaki hatıratlara yer verilen araştırmanın giriş kısmında Muzaffer Albayrak’ın, “Çanakkale muharebeleri sadece Türk tarihini değil, dünya tarihini degiştirdi. 25 Nisan 1915’te, çıkarmanın ilk günü düşman taarruzunu durduran Mustafa Kemal; 10 Ağustos’taki karşı saldırıyla da hakim tepeler silsilesini kesinkes ele geçirdi. Böylelikle İtilaf kuvvetleri Boğaz’a inemedi, ele geçiremedi ve savaşı erken tarihte sonlandıramayıp çekilmek zorunda kaldı. Türkiye’yi yeniden bir millet, Mustafa Kemal’i Atatürk yapan hadise” ifadeleri yer aldı.
10 Ağustos 1915 tarihinde gerçekleştirilen taarruzun yıldönümünde Anafartalar Grubu Kumandanı Albay Mustafa Kemal’in günlükleri en dikkat çeken ayrıntıların başında geliyor. Mustafa Kemal Paşa, 10 Ağustos 1915 sabahı yaşananları şöyle anlatıyor:
Mustafa Kemal’in günlüğü
“Çadırımın önüne çıktım. Hücum edecek askeri görüyordum. Gecenin perde-i zalâmı tamamen kalkmıştı. Saatime baktım. Dört buçuğa geliyordu. Birkaç dakika sonra ortalık tamamen ağaracak ve düşman askerlerimizi görebilecekti. Düşmanın piyade ve mitralyöz ateşi başlarsa ve kara ve deniz toplarının mermileri bu sıkı nizamda duran askerimiz üzerinde bir defa patlarsa, hücumun adem-i imkânına şüphe etmiyordum. Seri ve kısa bir teftiş yaptım. Askerlere selam verdim ve dedim ki: ‘Askerler! Karşımızdaki düşmanı mağlup edeceğimize hiç şüphe yoktur. Fakat siz acele etmeyin. Evvela ben ileri gideyim. Siz, ben kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birden atılırsınız!’ Kumandan ve zâbitlere de işaretime askerlerin nazar-ı dikkatini celbetmelerini emrettim. Ondan sonra hücum safının önünde bir yere kadar gidildi ve oradan kırbacımı havaya kaldırarak hücum işaretini verdim.”

‘Türkler yiğitçe savaştı’

Çanakkale’deki Müttefik Ordu Başkomutanı General Hamilton, Conkbayırı Süngü Hücumu hakkında yazdığı raporda ise, “Türkler gerçekten yiğitçe savaştılar” ifadelerini kullanarak şöyle devam ediyor: “10 Ağustos Salı günü, Türkler gün ışımasıyla beraber Conkbayırı’na büyük ölçekte bir taarruz yaptılar. Zamanımız tekniğiyle imal edilmiş silahların hepsini ellerinden atarak, hasımları ile boğaz boğaza dövüşen erlerimizin yanına generaller de katıldılar. Türkler birbiri ardınca ‘Allah, Allah!’ haykırışlarıyla gerçekten yiğitçe saldırdılar ve savaştılar. Bizim erlerimiz de sebat ve metanet ile dövüştüler ve oldukları yerde canlarını verdiler. Bu boğuşmayı yazı ile anlatmak mümkün değildir. Türklerin taarruzu, bizim kara ve gemi toplarımızın demir yağmuru ve Yeni Zelandalılar’ın on makineli tüfeğinin, namluları kızarıncaya kadar yaptığı tesirli ateşiyle durdurulabildi.”

Haberin Devamı