Selanik yollarında...

M.Ö. 315 yılında Makedonya kralı Cassander tarafından kurulan ve ardından Romalılar ve Bizanslıların da eline geçen Selanik’in Osmanlılar tarafından fethedilmesi ise; II. Murat döneminde 1430 yılında gerçekleşti. İspanyol Yahudilerinin,15. yy’da Ferdinand ve İsabel hâkimiyeti döneminde İspanya’dan kovulmalarının ardından buraya yerleşmeleriyle beraber Selanik; Müslüman, Hıristiyan ve Yahudilerin birlikte yaşadıkları kozmopolit bir şehre dönüştü. Şehirde Osmanlı hâkimiyeti 500 yıl boyunca sürerken, 1912 yılı Balkan Savaşları sonunda şehir, Yunanların eline geçti. 1924 Nüfus Mübadelesi ile Selanik’te bulunan Türkler, Türkiye’ye ve Türkiye’de bulunan Rumlar da, Selanik’e gönderildi.

Yunanistan’ın ikinci büyük şehri olan Selanik’in, Bizanslılardan kalan bazı kiliseleri, UNESCO’nun Dünya Mirasları listesinde yer alır. Bu kadar kozmopolit ve uzun bir geçmişe sahip olması da Selanik’i, turistik açıdan önemli bir şehir kılar: Kanuni Sultan Süleyman döneminde inşa edilen ve Selanik’in simgesi hâline gelmiş olan Beyaz Kule, 4. yy Roma imparatoru Galerius’un anıt mezarı, Bizans Dönemi’nde aziz Demetrius’a atfen bir Roma hamamının dönüştürülmesi sonucunda inşa edilen Hagios Demetrios Kilisesi, 3. yüzyılda inşa edilmiş olan ve İstanbul’da bulunan Aya Sofya’dan esinlenilerek 8. yüzyılda tekrar inşa edilen Hagia Sophia Kilisesi, şehrin yukarısında bulunan Bizans duvarları; bu çok-kültürlü geçmişin günümüze ulaşmış önemli örneklerindendir.

Selanik Expo Center’daki TV kulesi de ilgi çekici ziyaret noktalarından biridir. Kulenin yukarısında dönen bir restoran bulunur ve restoran, şehir manzarasını izlemek isteyenler için elverişli bir ortam sunar. Kıyı boyunca ise mağazaları, kafe ve restoranları ile göz dolduran ve keyifli bir yürüyüş için size eşlik edecek Nikis Caddesi bulunur. Caddede yer alan popüler barlarda hareketli bir gece hayatı göze çarpar. Gündüzleri ise burada bulunan kafe ve barlarda kahvelerinizi ya da soğuk biralarınızı yudumlayabilirsiniz. Kastra (eski şehir) ve civarında ise gerçek bir Yunan eğlencesine şahit olabileceğiniz ünlütavernalar bulunur. Yazları ise deniz üzerinde gezinti yapan tekne barlar oldukça hareketli ve eğlencelidir. Osmanlılardan kalma bir atmosfere tanık olmak için ise Ano Poli adı verilen bölgeye (şehrin üst bölümündedir) uğramalısınız. Kıvrımlı yolların arasından geçerken Osmanlı mimarisinin şahidi ahşap evler size eşlik eder.