Öncelikle yiğidin hakkını teslim edelim. TRT fahiş bir fiyattan satılmak istenen olimpiyat yayınlarını kendi kurumuna zarar vermeden en ucuz biçimde almak için gerçekten yoğun biçimde çalıştı. Buna bir gazeteci olarak birebir şahidim.
Olimpiyat yayınları TRT için bir gelenektir ve hatta olmazsa olmazlarındandır. Bu nedenle TRT kurumunun açılışa dakikalar kala bu geleneği bozmamak için olağanüstü bir çaba sarfettiğini söylemeliyim. Hem kurumun bağlı olduğu Bakan Numan Kurtulmuş, hem Gençlik ve Spor Bakanı Çağatay Kılıç ve elbette TRT üst yönetimi, Türk halkına olimpiyatları izlettirebilmek için sürekli iletişim halindeydiler. Açıkçası bu olması gereken bir yayındı ve ben bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde anlaşma nihayet sağlandı. Burada emeği geçen herkesi kutlamalıyız. Saran grubunun yaptığı jesti de gözardı etmemeliyiz.
Rio sönük kaldı
Spor yazarları içinde en çok olimpiyat izleyen gazetecilerden biriyim. Atlanta Olimpiyatları’nın açılışı beni çok etkilemişti. Orada Muhammed Ali’nin meşaleyi yakması galiba bu etkinin ana nedeniydi. Barcelona’da da bir ok atışıyla yakılan meşale bir başka farklılık yaratmıştı benim için. Ama 2012 Londra Olimpiyatları’nın açılışı hepsinden farklı ve çok etkileyiciydi. Yani Londra açılışla ilgili çıtayı çok yükseğe taşımıştı, ki bu sadece benim değil, tüm otoritelerin görüşüydü. Üzülerek söylemeliyim ki Rio’daki dünkü açılış beklenildiği gibi Samba ağırlıklıydı ama etkisi çok da kalıcı değildi.
Brezilyalılar halkın tepkisini en aza indirebilmek için sanırım açılışı da olabildiğince sade yapmaya çalıştılar. Haklılar çünkü tepkiler çok yüksek. Bakın ilginç bir örnek vereyim. Önceki gün Rio’ya ulaşan olimpiyat meşalesi Fluminense’den geçerken halkın büyük tepkisiyle karşılaştı. Evinden bahçe hortumuyla fırlayan bir kadın, meşaleyi söndürmeye çalışıyordu. Başkaları ise arabalarından çıkardıkları yangın söndürme tüpleriyle meşaleye saldırıyordu. Kimse söndürmeye muvaffak olamadı ama ama tepki müthişti.
Protestoculara ‘niye yaptınız?’ diye sorulunca “Açız, eşlerimiz, ailelerimiz işsiz. Ülkede sağlık ve eğitim sorunları çok büyük. Olimpiyata harcadıkları paraları buralara harcamalıydılar” diyorlar.
Rio’daki diğer sorunsa terör korkusu. Hatırlanacağı gibi dün de yazmıştık her yer asker kaynıyor diye. Şu sıralar sürekli bomba ihbarları var. Açılış öncesi Maracana Stadı yüzlerce polis ve özel polis köpekleriyle arandı. Şehrin birçok bölgesine de baskınlar düzenleniyor, ihbarlar değerlendiriliyor. Bu görüntler de kenti bir karnaval şehrinden çok OHAL’in yaşandığı bir korku şehrine çeviriyor. Ve önemli bir detayı da ekleyelim. Rio’ya yakın kentlerden birinde 10 İŞİD sempatizanının yakalandığı Brezilya basınında yer aldı. İşin en ilginç tarafı bu İŞİD’lilerin hepsinin Brezilya vatandaşı olması.
Tüm bu olumsuzlukların yanı sıra ülkedeki siyasi belirsizlik de olimpiyatlardaki üst düzey temsiliyeti ciddi biçimde etkiledi. Önceki olimpiyatlara bakın açılışlarda dünya liderleri boy gösterirlerdi. Bir de dünkü açılışa bakın kaç üst düzey ülke lideri vardı. Bu karşılaştırmayla ne demek istediğim gayet iyi anlaşılacaktır... Unutmadan açılışta bir transseksüelin de temsilci olarak yer alması, olimpiyat tarihine bir ilk olarak girdi, ekleyelim.
Fiyatlar uçuyor
Gelelim fiyatlara ve diğer küçük detaylara... Bir şehirde olimpiyat düzenleniyorsa orada da fiyatlar alır başını gider. Normal zamanda bir dolara içtiğiniz kahveyi, beş dolara içersiniz; seksen dolar ödediğiniz bir 4 yıldızlı otel odasına bu kez 400 dolar ödemeye hazırsınızdır ama yer bulamazsınız. Rio da aynen öyle. Hem fiyatlar almış başını gidiyor hem de hırsızlık. Onun içindir ki sürekli “Aman cebinizde elli dolardan fazla para taşımayın, sizi silahla tehdit eden soygunculara da karşı durmayın, cüzdanınızı verin, hayatınızı kurtarın” uyarısıyla sık sık karşılaşıyorsunuz.
Bir iki satır da köydeki hayattan bahsedelim. Köyün yıldızı Usain Bolt. O seviyede birçok yıldız sporcu, atlet büyük güvenlik çemberi altında beş yıldızlı otellerde kalırken, Bolt takım arkadaşlarıyla birlikte olimpiyat köyünde kalıyor. Ve onun tek bir isteği var, Neymar’la bir araya gelebilmek. Türk ekibine gelince, orada kurulu düzen iyi işlediği için yarışmalar öncesi herşey iyi gidiyor. Dün bakan Çağatay Kılıç’ın gelmesi moralleri daha da artırdı. Bütün kafilede madalya anlamında tarihi başarı beklentisi var. Herkes umutlu. Umarım gerçekleşir...
