12.02.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:
Deniz Temiz Derneği/TURMEPA Genel Müdürü Levent Ballar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye’nin denizlerinin en çok karadan gelen atıklarla kirlendiğini, evsel ve endüstriyel atıkların, denizlerdeki kirliliğin yüzde 44’ünü oluşturduğunu belirtti.
Türkiye’deki en önemli sorunlardan birinin arıtma tesislerinin yetersizliği olduğuna dikkati çeken Ballar, bazı önemli tatil yerlerinde bile atık suların arıtılmadan denize boşaltıldığını, sanayi tesislerinin yüzde 98’inde arıtma tesisi bulunmadığını, ayrıca ülke genelindeki 3 bin 650 belediyenin çoğunda, turizm tesislerinin ise yüzde 81’inin atık arıtma tesislerinin bulunmadığını kaydetti.
Türkiye’nin kıyısının bulunduğu denizlerden en kirlisinin KaradenizSanayileşme ve kentleşmeye paralel olarak, bir iç deniz olan Marmara’nın da giderek kirlendiğini ifade eden Ballar, boğaz trafiğinin yoğunluğunun getirmiş olduğu olumsuz etkiler, nüfus artışı, sahil bölgelerinde gelişen hızlı ve çarpık kentleşme, alt yapı yetersizliği, sanayinin fazla oluşu gibi nedenlerin Marmara’nın kirlenme nedenlerinden olduğunu anlattı.
Kirlilik canlı türlerini tehdit ediyor!Ballar, denizlerdeki kirliliğin, canlıların sayı ve türlerini de olumsuz etkilediğine dikkati çekerek, deniz canlılarının sayı ve türlerindeki azalmanın, büyük oranda deniz kirliliği, kaçak avcılık, deniz altında avlanma, su ısısı ve akıntılardaki değişim gibi etkilere bağlı olduğunu belirtti.
Akdeniz ve Ege kıyılarının, "caretta caretta" ve "cheloniamydas" türü deniz kaplumbağaları ile "Akdeniz foku"nun yaşam alanları olduğunu kaydeden Ballar, şöyle konuştu: "Bunlar nesilleri tehlike altında olan canlılardır. Caretta carettalar her yaz ülkemizdeki yuvalama alanlarına yaklaşık 2 bin yuva yapmaktadır. Her yaz 450-900 dişi caretta sahillerimize gelmektedir. Bu sayılara henüz miktarı hakkında pek bilgi sahibi olmadığımız erkekler ve genç bireyler de eklenirse Türkiye kumsallarının ve bu kumsallara yakın beslenme bölgelerinin, bu türün devamlılığının sağlanması açısından ne kadar öneme sahip olduğu açıkça anlaşılacaktır.Caretta carettaların neslinin korunması açısından yapılması gerekenler arasında yuvalama alanlarının ve yuvalarının korunması kadar, denizlerimizin hem kirlilik hem de yapılan zararlı faaliyetler açısından kontrol edilmesi gerekmektedir. Ülkemiz turizminin göz bebeği olan Akdeniz kıyılarının, oteller, tatil köyleri ve çeşitli yapılarla doldurulması caretta carettaların hem yumurtlama alanlarını kısıtlamakta hem de bu yapıların ve insanların çevreye ve denize verdikleri zarar tüm canlıları etkilediği gibi caretta carettaların yaşam alanı olan denizlerimizi de etkilemektedir."
Ballar, canlı türlerinin giderek azaldığını vurgulayarak, "Türkiye denizlerinde 1970’lerde 150-300 arasında Akdeniz Foku olduğu tahmin edilirken, günümüzde 100’den az kalmıştır. Yine Türkiye sularında 472 tür balık bulunmaktadır ve bunların 50’si tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır" dedi.KİRLİLİK İNSANLARI DA TEHDİT EDİYOR
Levent Ballar, birçok deniz canlısı için barınak, üreme, beslenme
Denizlerdeki kirliliğin sadece deniz canlılarını değil, insanları da tehdit ettiğine dikkati çeken Ballar, şunları kaydetti: "Sanayiden kaynaklanan ağır metal atıkları, balıklar ve özellikle midye ve istiridye gibi canlıların bünyelerinde depolanarak besin zinciri yoluyla insanlara aktarılıyor. WHO’nun yaptığı bir çalışmaya göre, Akdeniz’deki deniz kabuklularının yüzde 93’ü maksimum değerden daha fazla dışkı bakterisi içeriyor. Bu da insan sağlığı açısından çok tehlikeli."