04.04.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:
Bilim adamları, son 20 yılda Dünya’ya ulaşan kozmik ışınlar ve bulutluluk oranları arasında böyle bir bağ olmadığını belirleyerek, iklim değişiminin nedenine "şüpheci" yaklaşanların benimsediği en önemli teoriyi çürütmüş oldu.
Svensmark’ın teorisi, "aslında küresel ısınma diye bir şey olmadığını" iddia eden ve önemli bir tartışma başlatan "Büyük Küresel Isınma Dolandırıcılığı" (The Great Global Warming Swindle) adlı belgeselin dayandığı temel fikir olmuştu.
Karbon emisyonlarını boşuna mı azaltıyoruz?Araştırma ekibinden Terry Sloan, bu çalışmaya Svensmark’ın teorisi nedeniyle başladıklarını belirtti. Sloan, "Eğer haklıysa karbon emisyonlarını azaltmak için bütün bu masraflı önlemleri alarak yanlış yol izliyoruz. Gerçekten haklıysa karbon emisyonlarını dert etmemize gerek yok" diye düşündüklerini söyledi.
Profesör Sloan ve ekibi, çeşitli zamanlarda, Dünya’da zayıf ve güçlü kozmik ışın ulaştığı saptanan bölgeleri ele aldı ve ışın miktarının gerçekten bulutluluğu etkileyip etkilemediğini inceledi. Sloan, "Bazen Güneş ’geğirir’ ve çok büyük miktarda parçacık saçar. Biz de Güneş’in bu ışınları saçmasından sonra bulut oluşumlarının artıp artmadığına baktık ve hiçbir şey bulamadık" diye konuştu.Araştırmacılar, kozmik ışınlarla bulutluluk oranı arasında zayıf bir bağlantı olduğunu, hatta bazı dönemlerde arada hiç bağlantı olmadığını saptadı. Svensmark’ın teorisiyle ilgili daha önce de sınırlı bölgelerdeki bulutluluk oranlarını ya da solar faaliyetlerdeki değişimleri inceleyen araştırmalar yapıldığı ve benzer sonuçlara ulaşıldığı belirtiliyor. Terry Sloan, yaptıkları çalışmadan çıkan sonucun çok basit olduğunu kaydetti: "Karbon emisyonlarını azaltmak için çalışmaya devam etsek iyi olur."