olarak tanımlanan hipotermi olduğuna işaret etti.Hipoterminin beynin oksijen ihtiyacını azaltarak ve hücre düzeyindeki ölüm sürecini durdurarak beyni koruduğuna işaret eden Becker, "Yine de sınırlar var.
Beden soğutma teknikleri kalp krizi geçiren bazı hastaların yaşama geri dönmesini sağlarken bazılarında hasar öylesine büyük ki geri dönmek için çok geç oluyor" dedi.
Ölümden geri dönmede, hastanın kalbi tekrar çalıştırıldıktan sonra nasıl tedavi edildiği ve hipoterminin ardından bedenin nasıl ısıtıldığının da büyük önem taşıdığının altını çizen Becker,
"Bize hasta oksijensiz kalmışsa oksijen vermemiz ve kan basıncı düşükse yükseltmemiz gerektiği öğretiliyor.
Oysa kalbin yeniden çalıştırılmasının ardından verilecek fazla miktarda oksijen, nörolojik hasarı artırıyor. Bu nedenle beyne giden oksijenin miktarını kontrol etmek hastanın tekrar yaşama döndürülmesinde büyük önem taşıyor" dedi.
Parnia ise kalp krizinin ardından hastanın tekrar yaşama döndürülmesi ve tedavi edilmesinde hipoterminin öneminin yıllardır bilinmesine rağmen hastanelerin hipotermiyi standart uygulama olarak kullanmadığına işaret etti.