'Tercihim aksiyon işlerinden yana'

Mert Öcal, rol aldığı her projede üzerine koyarak ilerliyor. Best Model’da birinci seçildikten sonra oyunculuğa yönelen Öcal,

“Şansımı denemek istedim ve dünya birincisi seçildim. Böylelikle oyunculuk yapma fırsatını daha çabuk yakaladım” diyor. Oyuncuyla The Ritz-Carlton İstanbul’da buluştuk, projesini, aşka bakışını ve hedeflerini konuştuk.

- ‘Savaşçı’ dizisinden sonra yine bir asker dizisiyle karşımıza çıktınız. ‘İsimsizler’e “Evet” demenizin sebepleri neydi?

‘Savaşçı’da Baran adında kötü bir karakteri canlandırmıştım, burada vatansever bir yüzbaşı olan Tufan’ı oynuyorum. ‘Savaşçı’ dizisinde Volkan Kocatürk’le çalışmam ve kendisinin daha sonra ‘İsimsizler’e geçmesi “Evet” dememin en büyük sebebiydi.

- Benzer tür olması riskli değil mi?

Daha önce arka arkaya romantik komedilerde oynadım, şimdi de biraz aksiyon çekmek istiyorum.

- Hangisi daha keyifli, aksiyon mu yoksa komedi mi?

Aksiyon işi kesinlikle daha keyifli. Efor harcıyorsunuz, koşuyorsunuz, atlıyorsunuz, zıplıyorsunuz, sürekli bir heyecan ve adrenalin söz konusu. Biraz yorucu olabiliyor ama bundan sonra tercihim aksiyon işlerinden yana...

- Canlandırdığınız Tufan nasıl biri?

Eski bir yüzbaşı ve vatanı için canını feda edecek bir asker.

- Ekibe kolay uyum sağladınız mı? Sette nasıl bir ortam var?

Şu ana kadar çalıştığım en uyumlu ekip diyebilirim. Hiç yabancılık çekmedim, sanki dizinin en başından beri, ekibin parçasıymışım gibi hissettim. Çok güzel dost olduk. Yoğun projelerde, özellikle aksiyon işlerinde çok stresli ortamlar olur, herkes telaş ve stres halinde koşuşturur. Ama bizim setimizde bu koşuşturmalar gayet keyifli ve pozitif bir şekilde oluyor. Herkes işini yapıyor ve birbiriyle çok uyumlu. Set ortamımız da çok keyifli.

‘İlişki yaşayıp stres olmaya gerek yok’

- “Uzun bir süre ilişki yaşamak istemiyorum” demişsiniz. Aşk acısı mı çektiniz?

Hâlâ aynı şeyi söylüyorum! Kendimi işime vermiş durumdayım. Hayat, yeteri kadar stres yapıyor, bir de ilişki yaşayıp fazladan stres olmaya gerek yok.

- Oyunculuğa dair hedefleriniz neler?

Oynadığım her rolün gerçekliğini seyirciye taşıyabilmek ve farklı karakterler canlandırmak.

- “Yazdığım hikayeler var” demişsiniz. Film mi?

Hikayesi tamamlanmak üzere olan bir filmim var, çok güzel bir aşk hikayesi... Fırsat bulursam bu yaz hayata geçirmeyi düşünüyoruz. Ben senarist olmadığım halde bir sürü hikaye üretebiliyorsam, ülkemizdeki yazarların daha özgün hikayeler üretmesi gerektiğini düşünüyorum. Yapımcılarımız da artık özgün hikayeler çekmeli. Artık sinema ve dizi sektöründe dünyada sözümüz geçiyor, taklit etmek yerine taklit edilmemiz gerek.

‘Oyunculuğa modellik sayesinde başladım’

- Best Model birincisisiniz. Jönler artık bu yarışmalardan çıkıyor. Oyunculuk, modellikten daha mı cazip?

Bunu cazip veya cazip değil diye şartlamamak lazım, aslında bir tercih meselesi. Ama bizim ülkemizde modellikten oyunculuğa geçiş daha kolay. O yüzden jönlerin çoğu modellikten geciş yapıyor. Nitekim ben de oyunculuğa modellik sayesinde başladım.

- Sizin yarışmaya katılmanızın sebebi neydi?

Konservatuvara giriş için yaş sınırı vardı ve ben kaçırmıştım. Yarışmalarda derece aldığınızda bazı şeyler daha hızlı olabiliyor. Ben de şansımı denemek istedim ve dünya birincisi seçildim. Böylelikle oyunculuk yapma fırsatını daha çabuk yakaladım. “Teknik eğitim nerede?” diye soracak olursanız, gitmediğim oyunculuk okulu kalmadı.