Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye bunu hak etmedi

Türkiye terör belası yanında bir de yönetim sorunuyla iç içe görüntüsü verdi. Tankların üzerinde elleri tetikte bekleyen askerler ve onlara “asker kışlaya” diye bağıran siviller. Gece boyunca da patlayan bombalar ve çatışma sesleri...
Bunlar Türkiye’nin asla hak etmediği ve hafızasından silmek isteyeceği görüntülerdi.
Yazık. çok yazık...
Bu ülkeye darbelerden hayır gelmedi. İhtiyacımız olan tek şey demokrasi. Seçimle gelen insanların seçimle ayrılmaları gerekir. Aması, fakatı yok bu işin...

Haberin Devamı

Paris saldırılarından 8 ay sonra Fransa bir kez daha terörün hedefi oldu. Aslında bu Euro 2016 günlerinde de sıkça dile getirilen ya da beklenen bir durumdu ve Fransa buna karşı hazırlıklıydı. Yani Kasım 2015’teki saldırılardan sonra ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yeni yasalar çıkarılmış, yetkiler artırılmıştı ve sokaklarda 10 bin tam donanımlı asker görevlendirilmişti. Açıkçası ülke teyakkuzdaydı. Nitekim alınan bir istihbarat kapsamında da Fransa güvenlik gerekçesiyle Türkiye’deki kutlama etkinliklerini iptal etmiş, vatandaşlarını uyarmıştı. Ama ne oldu? Terör trafik kazası gibi yepyeni bir yöntemle Fransa’yı evinde vurdu ve masum insanları katletti. Hem de Fransa için çok anlamlı bir günde. O nedenle, bu alçak saldırının hangi örgüt ya da kimin yaptığından çok neden, nasıl engellenemediğinden hareketle yeni önlemleri konuşmakta yarar var.
Çünkü dini motivasyonlu radikal akımlar birbirinden bağımsız hücreler şeklinde çok örgütlendi. Özellikle IŞİD Suriye ve Irak’ta kendini sıkıştırılmış, sıkışmış hissettikçe operasyonel yeteneğini Türkiye’ye, Avrupa’ya kaydırdı, kaydırıyor. Yani bataklığa yönelik askeri müdahaleler, bombalamalar savaş mekanizması IŞİD’e yönelik bir çözüm ve gücünü zayıflatma gibi görülse de bunlar zihniyet olarak IŞİD’i büyüten bir süreç. Ya da IŞİD’in küresel terör gücünü daha da körükleyen bir durum.
Tabii bu sadece dini motivasyonlu değil, diğer terör örgütleri için de geçerli. Dahası, bazı terör örgütlerine IŞİD’in karşısında olduğu gerekçesiyle (sempatik bakmak!) da çok riskli. Zira terörün herkesi, her yerde, her zaman vurabileceği gibi, birbirine düşman görünen teröristlerin dirsek teması yaptıkları da gerçek. Ve böyle bir küresel tehdide karşı da hiçbir ülkenin tek başına mücadele etmesi olası değil.
O nedenle, tüm dünyanın artık bunu görüp amasız, fakatsız teröre karşı birlikte olması şart.
Hem de ivedilikle...

Haberin Devamı

İç tüzük konusunda istikşafi görüşmeler

AKP ile muhalefet partileri arasında bir süredir gerginliğe neden olan iç tüzük tartışmaları yıllardır konuşulan ama bir türlü sonuç alınamayan bir konu. Üstelik de herkesin şikâyetçi olmasına rağmen. Örneğin iktidar partileri uzun konuşmalardan, buna bağlı olarak da kanun yapım sürecinin yavaşlığından, muhalefet ise aksine, susturulmak istenmekten ve denetim sürecinin etkisizliğinden rahatsız.
Yani her parti, milletvekili Meclis çalışmasını tanzim eden bu iç yasadan yana dertli ve ittifakla değiştirilmesi noktasında hemfikir. O nedenle de siyasi partiler Hüsamettin Cindoruk’un TBMM Başkanlığı döneminden (1991-1995) başlayarak son olarak da biri 2008, diğeri 2012 olmak üzere komisyonlar kurup uzlaşmayla iç tüzüğü değiştirmeye çalıştılar. Ancak 43 yıldır yürürlükte olan iç tüzük değişmedi, değiştirilemedi. Çünkü istiyor görünenler, son noktada istemedi. En ilginci de hiç kimse “Bir iç tüzük yapmıştık. Gelin bunu görüşelim” diye de ortaya çıkmadı. Sanki özellikle unutuldu, unutturuldu... Ta ki Cumhurbaşkanı’nın bir ay önceki “Değiştirilmesi gerekiyor” sözlerine dek. Zira o günden sonra telaşla bu konu yeniden iktidarın ve siyasi partilerin öncelikleri arasına girdi. Dolayısıyla da yeni bir uzlaşma dönemindeyiz ancak bu kez durum biraz farklı. Çünkü komisyon yarı resmi ve içerikte daha çok ne düşünüyorsunuz ya da araştırma-tanımaya dönük ön çalışma havasında. Yani istikşafi görüşme. Devam edip etmeyeceği de ilk toplantıda muhalefetin Meclis TV’nin sürekli yayın yapması, soru önergelerinin dikkate alınması gibi taleplerine pazartesi günü iktidarın vereceği yanıta bağlı.
Özetle, Meclis’te kararlılık ve samimiyet testi bir kez daha gündemde...