Aydın TEVFİK AKSOY; “YENİ DÖNEME SORUNLARI ÇÖZEREK VE YENİLENEREK GİRMELİYİZ”

TEVFİK AKSOY; “YENİ DÖNEME SORUNLARI ÇÖZEREK VE YENİLENEREK GİRMELİYİZ”

17.06.2016 - 12:21 | Son Güncellenme:

.

TEVFİK AKSOY; “YENİ DÖNEME SORUNLARI ÇÖZEREK VE YENİLENEREK GİRMELİYİZ”

Eğitim Bir-Sen Aydın 1 Nolu Şube Başkanı Tevfik Aksoy, bugün tamamlanan 2015-2016 eğitim öğretim yılını değerlendirdi.
Tevfik Aksoy, yaptığı açıklamada; “2015-2016 eğitim-öğretim yılının ikinci kanaat dönemi, öğrencilerimizin çalışma ve özverilerinin karşılığını alacakları karne heyecanıyla sona eriyor. Böylece öğrencilerimiz için dinlenme, öğretmenlerimiz için yenilenme, yöneticilerimiz için ise sorunların tespiti ve çözümü için bir fırsat dönemine giriyoruz. Öğrencilerimizin daha iyi bir sistemde yetişmeleri; öğretmen, yönetici, şef, memur ve hizmetlilerimizin iş barışı içerisinde daha nitelikli ve verimli bir performans ortaya koyabilmeleri için bazı sorunları ve çözüm önerilerimizi kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Bugüne kadar elde edilen haklar, özgürlükler ve kazanımlarımızı kalıcı hale getirecek, millet iradesini önceleyecek, hayatın her alanında kendini hissettirecek yeni bir anayasanın hayata geçirilmesini çok önemli buluyoruz. Yeni anayasa ile birlikte insan gerçeğimiz ve medeniyet değerlerimizle uyumlu bir müfredatın bir an önce yürürlüğe girmesi için üzerimize düşeni yapacağız. Eğitim-öğretim; düşü, gerçeği, ideali, kabiliyetleri ile doğrudan insanı, insan kaynaklarını yetiştirme faaliyetlerinden dolayı milletin bugünü ve yarını için hayati öneme sahiptir. İdeolojik kaygılarla bezeli, köhnemiş, verimsizliği ortada bir eğitim programıyla başarıya ulaşılamaz. Araçların, amaç ve yöntemlerin değiştiği, her şeyiyle başkalaşan dünyada sistemi hem maddi hem de milli ve medeniyet değerlerimize uygun formatta yenilemek mecburiyete dönüşmüştür. Yeni müfredat, biçimi ve muhtevasıyla akıllı, bilgili, ahlaklı, vicdanlı, özgür, ekip çalışmasını bilen, başaran, cesur, araştırmacı bireyler yetiştirmeyi amaçlamalıdır. Yeni anayasa ile taçlanacak toplumsal bütünleşme ve olgunluk, hazırlanacak yeni müfredatın da daha yararlı sonuçlar almasını kolaylaştıracaktır. Genel yetkili sendika olarak, yeni döneme kadar, 19. Milli Eğitim Şûrası’nda alınan kararların uygulanması başta olmak üzere, eğitim çalışanlarının huzuru ve istihdamı, milletimizin geleceği ve ülkemizin nitelikli bir eğitim sistemine kavuşması için yetkilileri aşağıdaki sorunları çözmeye davet ediyoruz” dedi.
ÖĞRETMEN İHTİYACI
Eğitim sistemindeki reformların kalıcı olabilmesi için okullarda boş ders kalmaması ve sınıflarda sadece kadrolu öğretmenlerin olması gerektiğini savunan Aksoy, “Bu konuda köklü bir çözüme gidilmesi ve öğretmen ihtiyacı olan yerlere öğretmen adaylarının dengeli bir şekilde atanması konusunda bir planlama yapılması gerekmektedir. Bu amaçla, bir yandan YÖK ile daha sıkı bir iş birliği içerisinde Bakanlığın orta ve uzun vadeli öğretmen ihtiyacı ile yükseköğretim kurumlarının eğitim ve fen-edebiyat fakülteleri ile pedagojik formasyon kontenjanlarının müştereken belirlenmesi; diğer yandan norm kadro esaslarında köklü değişikliğe gidilerek ders saatinin yanında öğrenci sayısı, okul büyüklüğü, coğrafi konum, bulunulan bölgenin sosyo-ekonomik durumu ve OECD kriterleri gibi çok sayıda değişkenle belirlenen bir norm kadro düzenlemesi yapılmalıdır. Öğretmen ihtiyacı, ücretli öğretmenlik veya vekil öğretmenlik gibi palyatif uygulamalarla değil, kadrolu öğretmen istihdamıyla giderilmelidir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri başta olmak üzere, kalıcı öğretmen istihdamının sağlanması için zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapan öğretmenlere, illerin veya yerleşim yerlerinin sosyal, ekonomik, kültürel ve ulaşım imkânları dikkate alınarak, kalkınmada öncelikli hizmet tazminatı verilmesiyle ilgili düzenleme yapılmalıdır. Bu tür uygulamalar, hem açığın kapatılması hem de bölgenin zorluğuna göre eğitim çalışanlarının yaşadıkları mağduriyetin giderilmesi bakımından gereklidir” diye konuştu.
ŞURA KARARLARI
Şura kararlarına da değinen Aksoy, şöyle konuştu: “Alkollü içki ve kokteyl hazırlama dersinin kaldırılması, ilkokul 1, 2 ve 3. sınıflara da din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin konulması, ortaokulda hafızlık eğitimi alacak öğrenciler için ara verme süresinin 1 yıldan 2 yıla çıkarılması ve ara verilen sürelerde öğrencilere dışarıdan sınav hakkı verilmesi, değerler eğitimine öğretim programlarında etkin bir şekilde sarmallık anlayışla yer verilmesi, öğretmenlere 3600 ek gösterge ve 4 yıla bir yıpranma payı verilmesi, Osmanlı Türkçesinin Anadolu İmam Hatip Liseleri ve Sosyal Bilimler Liselerinde zorunlu, diğerler liselerde ise seçmeli ders olarak okutulması, ortaokullarda 5, 6 ve 7. sınıflarda birer saat rehberlik dersinin konulması başta olmak üzere, 19. Milli Eğitim Şûrası’nda alınan kararlar hayata geçirilmelidir. 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nda yer alan ‘Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır’ ibaresi değiştirilmeli, karma eğitim dayatması yerine, tek cinsiyetli eğitim veya karma eğitim görme konusunda veliye ve öğrenciye seçme hakkı tanıyan bir düzenleme yapılmalıdır. Darbe ürünü, demokrasiye ve insan haklarına aykırı kılık-kıyafet yönetmeliğinin değiştirilmesi için ilk adımı atmak Millî Eğitim Bakanlığı’na düşmektedir. Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı tüm kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar, mesai saatleri içinde ve resmi görevlerinin ifasında, mevcut yönetmelik hükümlerine bağlı kalmaksızın, milletimizin değerlerine ve toplumca genel kabul görmüş esaslara göre kılık-kıyafetlerini serbestçe seçebilmelidir. Bu konuda başlattığımız sivil itaatsizlik eylemi, talebimiz karşılanıncaya kadar devam edecektir”
OKULLARA BÜTÇE
“Okul yöneticilerinin görevlerini yapmalarının önündeki en büyük engel olan okulların bütçe sorunu; öğretmeni, yöneticiyi ve veliyi karşı karşıya getirmekte, bundan en fazla zararı yine okul yönetimleri görmektedir” diyen Aksoy, sözlerini şöyle sürdürdü: “Milli Eğitim Şûrası’nda, sendikamızın sunduğu tekliflerden olan ve şûra genel kurulunca da kabul edilen okullara bütçe verilmesi kararı, yeni eğitim-öğretim yılında uygulanmalıdır. Merkezi bütçeden, öğrenci başına ödenek uygulamasına geçilmeli, okullarda tahsildarlık dönemi artık kapanmalıdır. Anayasa Mahkemesi’nin Öğretmenlik Kariyer Basamaklarında Yükselme uygulamasına yönelik olarak verdiği iptal kararı ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun mahkeme kararıyla kariyer basamağı unvanı elde edilemeyeceği noktasındaki içtihadı sonrasında kariyer basamakları sürecinin yasal belirliliğe kavuşturulmaması, adeta unutulmaya terk edilmesi pek çok hak kaybına neden olmuştur. 9 yıldır öğretmen kariyer basamaklarına ilişkin uygulama yapılmamaktadır. Öğretmenler haklı bir beklenti içerisindedir. Bu çerçevede paydaşların görüşleri ve talepleri doğrultusunda herkesin yararlanmasına açık, özgün, maddi ve manevi açıdan tatminkâr bir kariyer sistemi ivedilikle tatbik edilmelidir. 6528 sayılı Kanun’un dershanelere ilişkin hükümlerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi temel liselerin statüsünü, ortaöğretim sistemindeki yerini, bu kurumlardan beklenen fayda ve icra edecekleri fonksiyonu da tartışmalı hale getirmiştir. Fiiliyatta bu kurumların okul adı altında faaliyet gösteren dershanelerden farkı olmadığı yönünde ciddi tereddütler bulunmaktadır. Bu durum, yükseköğretim programlarını kazanmasına rağmen formel eğitim alamamış bir kitlenin oluşması gibi çok ciddi sıkıntılara gebedir. Bu kurumlar ciddi bir dönüşüme tabi tutulmalıdır. Anayasa Mahkemesi kararı sonrası dershaneler tekrar faaliyete geçmiş; eşitsizliğe ve adaletsizliğe yol açan sistem hızla yeniden organize olmuştur. Dershanelerin ortadan kaldırılmasının yolu, takviye kurslarının niteliğinin artırılarak ders dışı destek hizmeti sunucuları olarak dönüştürülmeleri, ortaöğretime ve yükseköğretime girişte sunulacak rehberlik servislerini de kapsayacak şekilde içeriğinin çeşitlendirilmesi, okulda verilen eğitimle yakın bağlantı içinde yürütülmesi sağlanarak dershanelere olan talebin takviye kursları ekseninde okula yönlendirilmesi hedeflenmelidir”
TATİL DÖNEMİ SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN FIRSATA DÖNÜŞTÜRÜLMELİDİR
Eğitimdeki sorunların çözülmesi gerektiğine işaret eden Aksoy, “Milli Eğitim Bakanlığı, sona eren eğitim-öğretim yılının bilançosunu çıkararak, başta eğitim çalışanlarının mali ve sosyal hakları ile çalışma şartları olmak üzere, eğitim-öğretimin kalitesine ve çıktılarına olumsuz etkisi olan sorunlara, yeni eğitim-öğretim yılından evvel çözüm bulmalıdır. Öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz, insan varoluşunun doğal işleyen mahiyeti gereği, anlama ve düşünme faaliyetlerini tatile çıkarmak gibi bir yanılgıya düşmeden, ‘insan, bilmekle yorulmaz, tersine bilmemekle atalet kazanır. Asaletle atalet yan yana duramaz’ ilkesi doğrultusunda hareket etmelidir. Bizler, çalışmak için dinlenir, dinlenmek için çalışırız, çalışmalıyız. Bu duygu ve düşüncelerle, bütün eğitim çalışanlarına ve öğrencilerimize iyi bir dinlenme ve yenilenme dönemi diliyor; yeni eğitim-öğretim yılının daha nitelikli ve verimli geçmesi için, dikkat çektiğimiz sorunların çözülmesi gerektiğini bir defa daha ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.