The Others 2 Kasım sözcüklere gebe

2 Kasım sözcüklere gebe

02.11.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

2 Kasım sözcüklere gebe

2 Kasım sözcüklere gebe


Kasım kasım kasılmak mı? Gecenin bir yarısı farkında olmadan hatır hatır kaşıdığın popondaki sivilce kopmuş... Sabah kalkınca, üstüne de abanınca acayip acıyor. Gazeteler arasında dolaşırken gülmekten kırılıyorum. Ne demekse bu? Kırılmak... Niye kırılır ki insan? Nereden bulurlar böyle lafları? Bir de yukarıda sözünü ettiğim olayı anlatmak için kullandığım "farkında olmadan" lafı vardır ki, beni gerer...

Farkında değilim
"Yola çıkmış farkında değildim" dediğin adama daaan diye geçirmişsin. Havada uçmuş aynen mefta. "Geldiğini fark etmedim"... Fark etsen ne olacak? Kendine çekidüzen vereceksin, dedikodu yapmayacaksın öyle mi? "Ayy canım farkında olmadan oldu"... Kaynar suyu cozurt diye dökmüşsün üstüne, yanmış vatandaş. Acıdan gözlerinden yaş geliyor. Bir özür, bir işten sıyırma durumu. Onunla aynı aileden gelen bir de "bilerek yapmadım" lafı vardır. Bilmeyerek her haltı karıştırdıktan sonra ne yazar. Fransıza "bilerek yaptım" desem aval aval bakar. Bizim Memetcan’a sordum, Almancada da aynı durum var. Yani bunlar bize ait şeyler.
"Şeyler" lafı vardır. "Şey yaptım" deriz. Yapmak fiiline ayıp olmasın diye önüne "şey" getiririz. Kısıtlı sözcükle konuştuğumuz için derdimizi anlatamamanın sıkıntısıdır bu... "Şeye gitmiştim de" ya da "Neydi adı, şey..." Bu doğrultuda bir de "ııı" vardır. Televizyonlarda canlı yayınlanan sohbetlerde ya da siyasi içerikli programlarda soruların içinde bolca kullanılır. Ben en çok Mehmet Ali Birand’da rastlarım. Adrenalini yüksektir Birand’ın, heyecanlı heyecanlı sorarken ve biraz da soru uzarken toplamak için "ıııı" der...

Canım babay
"Bay bay" ve "okey". Gün içinde konuştuğumuz prodüksiyon, halkla ilişkiler, reklam şirketlerinin ve TV kanallarının basın-halkla ilişkiler bölümünde çalışanların çok sevdiği iki sözcüktür. Aradığınız kişi yoktur. Sekreter "bey" diye başlayarak işi "bay bay" samimiyetine getirir. Bir konuda anlaşmanız gerektiğinde cümle "okey" ile bağlanır. Hatta "y" harflerine bile gerek görülmez "Babay" şeklinde olabildiğince samimi bir havada telefonlar kapatılır. Eğer görüşme sıklığı artmışsa "canım" da işin içine girebilir. Konuşmanın bitiminde sıcak birer öpücük de yollanabilir. (Tabii karşı taraftan gelince siz de ister istemez ben de dersiniz!)

Başım ağrıyor
"Baş ağrısı" ise yalanların en büyüğüdür. "Başım ağrıyor gelemeyeceğim" deme galetinde olanlar vardır hala. Gazete haberiydi "başım ağrıyor" diyerek o gece eşi ile beraber olmayan erkeklerin sayısı epey fazlaymış. Hep tersi bilinirdi. "Başım ağrıyor diyen eşini boşadı" gibi haberler var mıydı? Neyse ne alakadır vücudun alt tarafında gerçekleşen bir olayın, insanın başının ağrısı ile. Bir aspirin yeter de artar bile. Bir de "grip oldum" diye acayip hastalandığımızı anlatmaya pek bir bayılırız. Grip salgını vardır, herkes bir şekilde öksürür, tıksırır, burnu akar, halsizlik vardır. Ama bu durumu bize özelmiş gibi abartır da abartırız. Severiz böyle hastalıkları.
Küçük ayrıntılarda biz böyleyiz. Bu satırların yazarı, biraz önce telefonda "Farkında değilim" dediğini şimdi fark etti!