The Others 90 desibeli aştı

90 desibeli aştı

26.08.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

90 desibeli aştı

90 desibeli aştı

90 desibeli aştı

Tarkan’ın Aspendos konserinin en az 120 desibel olacağını, 90 desibel hikâyesine inanılmaması gerektiğini yazmıştım. Konser bitti... Tam 130 desibelde!

18 Temmuz tarihli gazetedeki yazımda şöyle demişim:

"Tarkan’ın Aspendos konseri tartışmalara yol açtı. Ses tesisatını kuracak olan Staras şirketi, ses seviyesinin 90 desibeli aşmayacağını, bazı şarkıların da mikrofonsuz söyleneceğini açıklamış. Kültür Bakanlığı da mikrofon ve ses sisteminde 90 desibel ses şiddetini limit aldıklarını belirterek ‘konser zararsız’ demiş. Görüş aldığımız konunun uzmanları; ‘90 desibelin üzerine çıkılır. Sesin duyurulması imkânsız’ diyor. (...) Tarkan daha önce de Aspendos’ta konser vermişti. Aldığım bilgilere göre bu konserdeki ses şiddeti 120 desibelmiş. Aspendos tıka basa dolacak, o insan gürültüsünde caz müziği için bile ancak yeten bir ses şiddeti ile nasıl konser verilecek merak ediyorum."

Dediklerimiz bir bir çıktı. Konserin ortalama ses şiddeti 130 desibel oldu. 10 bin kişi geldi. Düşünün, bir tarafta Tarkan çığırıyor, diğer yanda seyirciler bağırıyor. Ne desibel ama!

Bakın desibel mesibel hikâye. Bakanlık şunu diyebilirdi; "Kardeşim, Tarkan burada konser verecek işte bu kadar"... Yok şu desibeli aşmayacağız, yok bu olacak gibi anlamsız laflara gerek yoktu. Müzikten biraz anlayanların (ki sanırım Kültür Bakanlığı’nda da vardır) bu konserin 100’ün üzerini rahatlıkla geçeceğini bilmeleri gerekiyordu. Bir şeyleri saklamak adına yapılan bu açıklamalar, "kültürsüzölüğün bir ifadesidir. Aspendos’u yalancı sahiplenmenin bir "ikiyüzlülüğü"dür. Sorun, Aspendos’ta konser verilir mi, verilmez mi? Bunun kıstasını koymak lazım. Tarkan özelinde olan bir olay değil. Bu mekânda klasik müzik tınısı dışındaki bir konseri bırakın, büyük ölçekli konserlerin ses şiddeti anlamında verdiği zarar nedir, bunu da belirlemek lazım. Kısacası; tarihi bir mekânın dokusuna zarar verecek bir konserin verilerini bulmak, bu işi bilenlerden öğrenmek ve çerçevesini çizmek, olabilecek en kolay iş. Ama en zorunu yaptık. Tam "Türk usulü" allem ve kallem edip birtakım sözde rakamlar ve gerekçeler bulup konseri yaptık. Tanıtım kendi kültür miraslarına zarar vererek olacaksa bilin ki sadece Aspendos’un kendisi de bunun altından kalkabilir!

Benzer bir durum da "Sultans of the Dance" için Efes Antik Tiyatrosu’nda yaşanıyor. Arkeologlar "Efes yanlış seçim" diyorlar. Yani babalarının hayrına mı diyorlar? "Tarihe saygılı çalışma"nın kıstasını kim belirleyecek? Köşe yazarları mı, arkeologlar mı?