The Others Adayların peşinde değiliz

Adayların peşinde değiliz

23.03.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Adayların peşinde değiliz

Adayların peşinde değiliz


Gelirler Genel Müdürü Mehmet Akif Hamzaçebi ile seçimlerde aday harcamalarının izlenmesi, Türkiye'de vergi politikası, vergi vermekten kaçmanın nedenleri, Laleli piyasasının içinde bulunduğu durum üzerine konuştuk. Hamzaçebi ile, İstanbul Defterdarlığı'ndan Ankara'ya giderken konuştuğumuz için, kimi sorularımızı Gelirler Genel Müdürü, kimi sorularımızı da Defterdar kimliğiyle yanıtladı.


Naki Özkan


*Seçimlerde adaylar inanılmaz paralar harcıyorlar. Adayların harcamaları denetleniyor mu? "Nerden buldunuz" diyor musunuz?
Özellikle seçimlere katılan adayların harcamalarının izlenmesi, denetlenmesi gibi bir uygulamamız yok. Ancak, kaynağı açıklanamayan harcamalar tespit edilirse tabii ki gerekli yasal işlem yapılır. 1 ocak 1999 tarihinden itibaren vergi yasasında, gelir tanımında bir değişiklik yapıldı. Buna göre, her türlü gelir, gelir vergisinin konusuna giriyor. Tek vergi numarasının uygulamaya girmesiyle birlikte, gelirin kaynağı, elde edilme şekli ve harcama alanları daha rahat denetlenebiliyor. Kaynağı açıklanamayan gelirler ya da harcamalar, vergisi ödenmemiş gelir sayılıyor.
*Birçok ülkede seçim harcamaları çok sıkı denetleniyor. Partilerin ve adayların belli bir miktarı aşan bağış alması bile yasak...
Siyasi Partiler ve Seçim Yasalarından kaynaklanan yorum ve hukuki düzenlemeler benim görev alanımın dışında. Ancak, vergisi ödenmemiş harcamalar tespit edilirse gereği yapılır.
*Vatandaşlar vergi vermek istemiyor. Neden vergi vermede sorun var? Türkiye'de vergi oranları çok mu yüksek?
Türkiye'de 1999 yılına kadar eski vergi oranları son derece ağırdı. Vergi kaçırmanın gerekçesi olarak vergi oranlarının yüksekliği ileri sürülüyordu. Gelir vergisinde yüzde 25'ten başlayıp yüzde 55'e kadar yükselen bir tarife sözkonusuydu. Kurumlar vergisinde yüzde 25'lik bir oran vardı ama gerçekte efektif olarak yüzde 40'a ulaşıyordu. Bu oranlar, yüksek enflasyon içinde yaşayan bir ülkede oldukça yüksektir.
Hem kayıtlı iş yapacaksınız, hem de bu oranlarda vergi vereceksiniz... Bu durum mükellefte vergi vermeye karşı bir direnç yaratıyor. Yeni vergi yasası bu tespitten haraketle vergi oranlarını indirdi. Gelir Vergisi'nde yüzde 10 - 15'ten başlayıp yüzde 40'a ulaşan bir tarife; Kurumlar Vergisi'nde yüzde 30'lık bir oran getirildi. Buna paralelel olarak tapu harçlarında ve emlak vergisinde indirim yapıldı. Bunlar, vergi kaçırmanın gerekçelerini ortadan kaldıran gelişmelerdir.
*Daha çok hangi kurumlar vergi kaçırmaya yelteniyor?
Patronun kasasıyla şirketin kasasının ayrıldığı, patron yönetiminden uzaklaşıp profesyonel yöneticilerin idaresinde olan bir kurumda vergi kaçırma olmaz. Büyük kurumlarda, vergi yasasının yanlış yorumlanmasına dayanan vergi kayıpları olabilir, vergi kaçırma kastı olmaz.
*Kira denetimlerinden dolayı ev sahiplerinin şikayetleri var...
1998 martında İstanbul'da üç bin kontrol elemanımız pilot uygulama seçilen bölgelere gitti. Ocak ayında da bina değeri yüksek olan semtlerde 17 bin evde denetim yapıldı. Gördük ki kira gelirleri kısmen ya da tamamen beyan edilmiyor. Tabii ki bütün evleri denetlemek mümkün değil, aynı zamanda şık bir davranış da değil.
Ancak bir yanlış anlamayı düzeltmek gerekiyor: Kira geliri yani teknik deyimiyle gayrı menkul sermaye iradı, öteden beri gelir vergisine tabidir. Bu yeni bir şey değil. 1952 yılından beri bu böyle. Bunun istisnaları var. 1991 yılında yaklaşık 41 milyon 750 bin lirayı aşan kira gelirleri için beyanname veriliyordu. 1998'de biz bunu 240 milyona çıkardık. Yeni vergi yasasının ev sahibine getirdiği yeni bir yükümlülük yok.
*Türkiye'de dar gelirli vatandaşa fazla yüklenilmiyor mu?
Türkiye'de gelir vergisinin yüzde 51'i ücretliler, yüzde 85'i stopaj ve yüzde 15'i de beyanlar yoluyla ödenen vergi. Gelir vergisinin toplanmasındaki bu dağılım sonuçta, 1999 yılına girerken gelir vergisinin çok adil olmadığını gösteriyor.
*Vergi tanımında köklü bir değişiklik yapıldı sanıyorum...
Getirdiğimiz yeni vergi tanımı ABD'deki gelir vergisi yasasında da var. Daha önce yasada belirtilmeyen gelirler vergiye tabi değildi. Yeni yasada ise, "İstisna olduğu belirtilmediği sürece bütün gelirler vergiye tabidir" denildi. Bu, vergi dışı kalan hiçbir gelir olmayacak demektir.
*Geçen yaz Türkiye'den 6 milyar doların kaçmasında yeni vergi yasasının etkisi olmadı mı?
Hayır. Global krizden dolayı sıcak para geri gitti. Geçen yıl borsadaki düşüş başladığında yeni vergi yasası ortada yoktu. 1 ocak 1999'da yasa yürürlüğe girdi ama vergi beyanı 2000 yılının mart ayında verilecek.
*Türkiye'de kayıtdışılık oranı nedir?
Kayıtdışılık haksız rekabet yaratarak kayıtlı mükellefleri tehdit eder bir şekilde ekonomiyi sarıyordu. Kayıtlı iş yapan sanayicinin şikayetleri artmıştı. Vergi idaresinin kayıt dışı tanımı vergi dışılıktır. Bunun oranı ise Türk ekonomisinde yüzde 40'tır. Vergi oranlarının indirilmesiyle bu oranı aşağılara çekeceğiz.
*Bir hedef belirlendi mi?
Ekonomilerde, örneğin bir tarım sektöründe mutlaka kayıtdışılık vardır. Ancak, gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 5 - 10'dur. Bizim yüzde 40'lık bu oranı yüzde 20'lerin altına indirmemiz gerekiyor. Bu bir süreç. Bir anda herkes kayda girmez.
*Laleli'nin de büyük oranda kayıt dışı çalıştığı söyleniyor...
Laleli'nin ekonomimizde önemli bir yeri var. Ancak, Laleli kayıtdışılığın çok yoğun yaşandığı bir bölge. Ama kayıtdışılık da bir çözüm getirmiyor. Nitekim, Laleli'nin 1997'de 5.9 milyar dolar olan getirisi 1998'de yarı yarıya düştü.
*Laleli'nin krizi atlatması için bazı kolaylıklar sağlanıyor mu?
Vergi idaresi Laleli'ye her türlü kolaylığı gösteriyor. Ben İstanbul'da iken sektör temsilcilerine birçok önerilerimiz, yönlendirmelerimiz oldu. Laleli'nin asıl sorunu, kurumlaşamamış olmasıdır. Sektör artık kurumlaşma yönünde adım attı, kendi derneğini kurdu. Bu dernek konuya bilinçli yaklaşıyor. Lalelili işadamları bir dış ticaret sermaye şirketinde örgütlenerek daha profesyonel şekilde sektörde yer almaya çalışıyorlar.
*Dış ticaret sermaye şirketi olmanın avantajları nedir?
İhracat mevzuatından ve vergi kanunundan kaynaklanan avantajları var. Belirli ticaret rakamlarını tutturduktan sonra vergi iadelerini çok süratli bir şekilde alabiliyorlar. İhracat, KDV'nin iadesini gerektirir. Dış ticaret sermaye şirketlerinde bu iade çok süratli olur.
*Laleli'deki dış ticaret şirketinde yer alan firma sayısı ne kadar?
150'ye yakın işadamı bulunuyor. Onları aydınlatmak için bir kitap hazırlıyoruz.