The Others AGİT'in Çingene gündemi

AGİT'in Çingene gündemi

21.11.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

AGİT'in Çingene gündemi

AGİTin Çingene gündemi


Çingenelerin ulusal azınlık olarak kabul edilmesi önerildi. Orta Avrupa ülkeleri karşı çıktı: Kızılderililer ne olacak? Tartışma anında bitti...


       Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın (AGİT), İstanbul Zirvesi'nde bir "Çingene krizi" yaşadı. Perşembe geceyarısı Çırağan Sarayı'nda birkaç ülke tarafından Çingenelerin de "ulusal azınlık" olarak kabul edilmesi önerisi ortaya atıldı. Bu önerinin sahiplerine göre çingenelere karşı "ayrımcılık" yapıldığının da kabul edilmesi gerekiyordu.
       Sınırları içinde önemli sayıda Çingene nüfusuna sahip devletler bu öneriye karşı çıktılar. Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Yugoslavya, Yunanistan, Bulgaristan ve İtalya itirazlarını, Çingenelerin geniş bir coğrafyaya yayılmış olmaları üzerine yoğunlaştırdılar:
       "Bir ulusun `ulusal azınlık' olabilmesi için tek devletin sınırları içinde yaşaması lazım. Oysa böyle bir durum söz konusu değil."
       İtirazcılar sözlerini şöyle bağladılar:
       "Bir gecede ulusal azınlık yaratılamaz!"
       İstanbul Deklarasyonu'nu hazırlayan diplomatlar Çingeneler üzerine yürüttükleri tartışmada, bu kavimden bahsederken, dünyadaki yaygın adıyla "Gypsy" (Çingene) sözcüğünü değil, Çingenelerin kendilerine verdiği ad olan "Roman" adını kullandılar.
       Çingeneler Avrupa'da "Roman ve Sinti" adlı derneklerde örgütlenmiş bulunuyorlar. Hindistan'ın Sinti Eyaleti'nden gelenler "Sinti", diğerleriyse "Roman" olarak anılıyorlar. Roman, Çingenece'de insan anlamına gelen "Rom" kökünden üretilmiş bir kelime...
       Çingenelere destek veren diplomatlar, tartışmaları "Roman" tanımı üzerinden yürüterek toplantının başında "1 - 0" öne geçtiler. Roman tanımı diplomatik literatürden "Gypsy"i sildi. Ancak Çingenelerin "olası zaferi" bir Orta Avrupa ülkesi delegesinin aşağıdaki çıkışıyla "derin dondurucu"ya sevk edildi:
       "Madem burada uygun olsun olmasın her öneri ortaya atılıyor, o zaman Kızılderilileri de `ulusal azınlık' kabul edelim!"
       Bunun üzerine bütün delegasyonun gülmeye başladığı görüldü. AGİT'teki "Çingene krizi" de bu kahkahalar arasında eriyip gitti.
       Topraklarında en fazla Çingene nüfusu barındıran Romanya'nın "tepkisiz" kalışı dikkat çekti.
       Batı Avrupa'da yapılan kamuoyu araştırmalarında Çingeneler "en fazla nefret edilen ulus" olarak öne çıkıyorlar. Avrupa ülkeleri temsilcileri AGİT'teki karşı çıkışlarıyla kendi kamuoylarında oluşan "ırkçı" tepkileri de tatmin etmiş oldular.

Dokunulmazların acılı yolculuğu

Çingenelerin ilk yurdu olarak Hindistan kabul ediliyor. Dinsel nedenler, politik kavgalar ve açlık nedeniyle 9. yüzyılda Hindistan'dan yola çıkan Çingeneler, 10. Yüzyılda İran'dan iki kola ayrılarak Batı'ya yöneliyorlar. 14. yüzyılda Balkanlar'a, 15. yüzyılda da Avrupa'ya varıyorlar. İkinci kol ise Mısır'a ulaşıyor.
       Çingenelerin üçüncü büyük göçü Mısır kabul edildiğinden, "Egypt" (Mısır) kökünden hareketle Rumca'da "Gypthos", İngilizce'de ise "Gypsy" adını alıyorlar. Bizans'ta Çingenelere "Atinganas" (Dokunulmazlar) tekili "Athingan" veya "Atzingan" denildi. Fransızca "Tzigane", İtalyanca'da "Zingari", Almanca'da "Zineuner", İspanyolca'da "Gitano", Romence'de "Tigani", Sırpça'da "Cingerije" ve Türkçe'de "Çingene" adı altında şöhrete ulaştılar.
       Ancak Çingeneler bu tanımın uğursuzluğuna inandıklarından kendilerini Roman veya Sinti diye ifade ediyorlar. Avrupa'da Çingene dernekleri bu isimlerle kuruldu.
       16 Aralık 1942'de SS Şefi Heinrich Himmler tarafından çıkartılan bir kararla "Çingenelerin topyekun imhası" emredildi. Yahudiler için kurulan kamplarda 500 binden fazla Çingene de öldürüldü.
       Çingenelerin en yoğun olarak yaşadıkları Makedonya'da Rom Partisi ismiyle kurulu bir Çingene partisi bulunuyor. Ayrıca haftada üç gün yayın yapan "Bijandipe" (Yeniden Doğuş) isimli bir televizyonları var.
       Avrupa ülkelerindeki en fazla Çingene nüfusu da şöyle: Romanya 800 bin, Bulgaristan 750 bin, Macaristan 500 bin, Türkiye 500 bin.

Som bombaları Ciguli

       Türkiye Çingeneleri Avrupa'da yaşayan soydaşları gibi aşağılanmıyorlar. Kendi kültürlerini ve mesleklerini yaşatabilecekleri bölgelerde yaşıyorlar. İstanbul'de müzisyen Çingeneler Sulukule'de üslenmiş bulunuyorlar. Çiçekçiler ise Kuştepe ve Küçükbakkalköy'deler. Osmanlı döneminden bu yana Üsküdar Selamsız ve Hacıhüsrev "Çingene mahallesi" olarak biliniyor. Ancak Çingeneler'in en yoğun olarak yaşadıkları bölge Trakya.
       Belli başlı Çingene meslekleri olarak müzisyenlik, çiçekçilik, demircilik, kalaycılık, ayı oynatıcılığı, dilencilik sayılabilir.
       Türkiye Çingeneleri müzik alanında büyük başarılara imza attılar. İzmirli Kibariye, İstanbullu Güllü, Edirneli klarnetçi Deli Selim, İstanbullu Balık Ayhan ve Kandıralı Erköse kardeşler kendi alanlarında zirveye çıktılar. Çingenelerin son "bombası" ise Bulgaristan göçmeni Ahmet Ciguli oldu.
       Çingeneler, Edirne'de, Sulukule'de ve son olarak da İzmir'de kendi kültürlerini yaşatmak için çeşitli dernekler kurdular. Ancak milletvekili çıkartmaları henüz mümkün olamadı. Tophaneli demirci Ali Usta (Çelikbilek) merkezi Fransa'da bulunan Uluslararası Çingene Derneği'nin Türkiye temsicisi olarak yaşamını sürdürüyor.