Anayasa ve yasalar haber tayin etmez

Ölçütlerini sıraladığımız gazetecilik, haberleri Anayasa'nın tayin ettiği bir meslek olamaz. "Askerlerin Anayasa'da sınırları çizilmiş görevleri belliyken onların da merkezinde olduğu olayları haber saymayan" bir gazetecilik, deyim yerindeyse "meleklerin cinsiyetini" tartışmaya mahkum edilmiş, "kendi kendine Anayasa'ya uygunluk denetimi görevi icat etmiş" bir meslek olurdu!
Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in, Denktaş'a destek veren grupların "marjinal" olduğu, toplam oylarının yüzde 2 - 3'ü geçmediği iddiası, eleştirilerini yansıttığımız kesimler tarafından benimsenmiş görünüyor. Çiçek'in "marjinal" saydığı partilerin arasında, 1983'ten 3 Kasım 2002 seçimlerine kadar Türkiye'yi yönetenler de var. Üstelik, o partilerin kadroları arasında Çiçek'in kendisi de bulunuyor.
Bu partilerin son seçimlerde aldıkları oyların altına çekilecek "toplam" çizgisinin, Çiçek'in telaffuz ettiği oranı neredeyse 15 kere katlaması bir yana, dikkate almamız gereken daha sağlam, Adalet Bakanı'na yakışan daha adil ölçütler olmalı. Demokrasinin, "çoğunluğun yönetim hakkı olduğu kadar azınlığın korunması" anlamına da gelmesi... "İktidarın bütün rejimlerde, muhalefetinse sadece demokratik sistemlerde görülmesi" gibi!
28 Şubat sürecinde kadroları iktidardan indirilen SP-DYP ve onlara destek veren BBP ile tam karşı cephede kıran kırana mücadele eden CHP ve Atatürkçü Düşünce Derneği yan yanaydı geçen hafta. Ve onları eşleriyle birlikte alkışlayan askerler, ön sıradaydı.
Milliyet'in hak ettiği ölçülerde yorumsuz yansıttığı haberler, basit bir soruyu önemli yanıtlar yüklenmişçesine karşımıza koyuyor:
Neden!