The Others Anında gol

Anında gol

02.11.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Anında gol

Anında gol



Beşiktaş-Galatasaray arasında oynanan maçlardan görüntüler vardı TRT 3'te. Bir zamanlar, derbileri TRT yayınlardı. Hey gidi günler. Ercan Taner ile Levent Özçelik tıfıl tıfıl dolaşıyorlar. Futbolcularımız da hiç şimdikilere benzemiyor. Artiz görüntülerinden uzak, hatta kimisi kavruk... Meğer o zamanlar gol sonrası sahaya girmek yadırganmıyormuş. Golü atan futbolcunun etrafı foto muhabirleri ve TRT spikeri tarafından sarılıyor. Levent Özçelik sahanın içinde "Golü nasıl attın?" diye anında görüntü yapabiliyor... Biz şimdi sahaya giren TV muhabirini eleştiriyoruz. O zamanlar bu sıradan bir iş... Rahmetli İslam ağabeyden görüş alıyorlar. Ve tribünler; her iki takımın seyircileri tarafından eşit bölüşülmüş.

Marşlarımız çoğaldı!
Şu 80. Yıl Marşı hikâyesi vardı Popüler Kültür'de... Melih Kibar'dan başka Mithat Körler ve bizim Orhan Şallıel de yapmış. Orhan Şallıel'e sordum "Nasıl?" diye... "Valla öyle bir iddiam yok. Vesile oldu yaptım" dedi. Şallıel deli doludur, hareketli bereketli bir parça yaptığına eminim. Gelelim diğer iki çalışmaya. Aslında marş Melih Kibar ile anılmaya başladı. Diğer iki çalışmanın "pazarlaması" olmadı. Gençler ısınamamış. Ben CINE 5'te yayınlanan "Başka Yerde Yok" programında dinledim. Konuk olarak katılmıştı Melih Kibar ve Zeynep Alasya. Pek karışık geldi. Ara bölümleri de reklam cıngılını andırıyordu. Gençler "10. Yıl Marşı" diyorlar. Bu marş Ozan Doğulu'nun düzenlemesi ile kitlelere mal oldu. Ama zaten bu marş muhteşem. Yani melodisi alıp götürüyor. Bir de marşın ruhu var. O yılların heyecanı marşa yansıyor. Ondan sonra yapılanlar (50 ve 75. yıl marşları) hep tepeden inme olduğu için kadük kaldılar.

Yüklenme noktası
Düşünen insana "Entel lan o" diye yükleniriz, enseye tokat değilsen siyaseten o mevkilerde bulunanları da hiç sevmeyiz. TÜYAP Fuarı'nda Sibel Gökçe'nin standı dolup taşarken diğer "enteller" sinek avlamışlar... Yani yazar olanlar bir anlamda! Geçenlerde Flash TV'de bir yazar konuktu. Kartviziti "Tesettürlü transseksüel yazar"dı. Getir TÜYAP'a, kitapları imzalasın (Belki de imzalamıştır) dolup taşmazsa ne olayım. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i sevmiyoruz. Sessiz, sakin; alengirli işleri yok... Oğlu kola pazarlamıyor, eşini alıp Boğaz Köprüsü'nün üstünde "Koy bakalım teybe bi kaset" diye dolaşmıyor. Türban filan hikaye. Cumhurbaşkanının tarzı keyif vermiyor. Öyle kırmızı ışıkta duran, markete gidip alışveriş yapmayı "Ben halkımın arasında çorba içerim" imajı ile pompalamayan bir cumhurbaşkanı portresi bize sempatik gelmiyor. Mutlaka bir şekilde hakkında milletin "reytingine" uyacak hikâyeleri olmalı ki eleştiri ile tükürsen yağmur zannetmenin gidip gelmeleri yazara da malzeme versin!

Önlüklü teröristler!
NTV'de bir haber vardı, Bahçelievler'de eylem yapan çocukları polis götürmüş. Okul önlükleri ile koşa koşa polis minibüsünden iniyorlardı. Tam dokuz saat karakolda tutuluyorlar. Büyük olasılıkla "Size kim akıl verdi?" sorusunun "Lan"lı halinde bir sorgusu olmuştur. NTV soruyu TBMM İçişleri Komisyon Üyesi Yalova AKP Milletvekili Selçuk beye soruyor. Bizde gözaltına alınmak için "11 yaşını bitirmiş, 18'i doldurmamış" olması yeterli. Şimdi 11 yaşında "anarşist" olunuyor ama 18 yaşında bara girilemiyor. İşine gelince küçüksün, işine gelince sen artık büyüdün! Bu ne ilk ne de son olacak.