The Others ARTI HABER

ARTI HABER

26.11.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

ARTI HABER

ARTI HABER

MAFYA uzmanı, Fransız araştırmacı - gazeteci Jean Marie Stoerkel, Avrupa'daki ülkücü - mafyayı anlattığı "Saint - Pierre'in Kurtları" kitabının Türkçe baskısında, "yüzyılın en büyük esrarı" dediği Papa suikastının sanığı Mehmet Ali Ağca'nın, olayın aydınlanmaması için 124 değişik ifade verdiğini belirtti.
Stoerkel, Ağca, Abdullah Çatlı, Yalçın Özbey ve Oral Çelik adına Zürih'teki küçük bir bankada ortak bir hesaba para yatırıldığı haberleri üzerine, Ağca'nın Ancona'daki hapishaneden tepki gösterdiğini anlattığı kitabında, bu olayın aydınlatılması amacıyla, Fransa, Almanya, İsviçre, Türkiye ve İtalya'da gazeteci grupları kurulduğunu ifade etti.
Stoerkel, Ağca'nın tepkisini şöyle anlattı:
"ATV Nurdan Bernard'ın Özbey'le röportajını iki gün üst üste yayınladı. Ertesi gün TG1'de ve Jacgues Marie Bourget Paris - Match Dergisi'nde, ben de ertesi gün Alsace Gazetesi'nde yayınladım. Ağca bu yayınlar üzerine İsviçre'de gizli hesabı olmadığı gerekçesiyle avukatı aracılığıyla Paolo'ya dava açtı. Oysa Çelik ve Özbey, duruşmalarda paylarına düşen parayı aldığını söylemişti. TG1 yönetimi, Ağca'yı, `soruşturmada 124 değişik ifade verdiği' biçiminde yanıtladı."

İNSAN Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Akın Birdal, Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) Başkan Yardımcılığı'na seçildi. Federasyonun 20 - 23 Kasım'da Senegal'de yapılan 33. kongresinde, Türkiye İnsan Hakları Vakfı da, muhabir üyeliğe kabul edildi.
Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika kıtalarından 110 üye kuruluşun katıldığı kongre öncesinde, ekonomik, sosyal ve kültürel hakların yaşama geçirilmesi konusunda iki gün süren bir konferans düzenlendi. İHD, Senegal Cumhurbaşkanı Abdou Diouf'un açtığı konferansta iki bildiri sundu.

CHP Genel Sekreter Yardımcısı Sinan Yerlikaya, Susurluk'taki kazada, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'a götürülmek üzere yüklenen silah ve eroinle dolu üçüncü bir araç daha olduğunu ileri sürdü.
Yerlikaya, 3 Kasım 1996'daki kazanın yıldönümünde gündeme gelen "üçüncü araba" tartışmalarına yeni bir boyut kazandırdı. Mersin'den arayan bir kişinin, adını ve telefon numarasını da vererek, kazayla ilgili bazı açıklamalarda bulunduğunu belirten Yerlikaya şunları söyledi:
"Başbakan Mesut Yılmaz'ın Budapeşte'de yumraklanmasından önce beni Mersin'den arayan vatandaş, Susurluk kazasında eroin ve silah yüklü üçüncü bir arabanın olduğunu, kazada ölenlerin sanıldığı gibi İstanbul'a değil, Bursa'ya gittiklerini ve silahla eroini, kendilerini Çelik Palas Oteli'nde bekleyen `Yeşil'e ileteceklerini söyledi.
Can güvenliği olmadığı için ismini açıklamamamı isteyen kişi, `Yeşil'in bu malı alıp Berlin ya da Budapeşte'ye götüreceğini, Berlin'de Türkiyemspor yöneticileri, Budapeşte'de de Elazığlı İsmail Koçkaya üstünden dağıtacağını söyledi. Koçkaya ve Yılmaz'ı yumruklayan Veysel Özerdem de `Yeşil'in Elazığ'dan komşuları. Yani birbirlerini iyi tanıyorlar."

`Yeşil' ve Abdullah Çatlı'nın 1995 seçimlerinde, Elazığ'da Mehmet Ağar'ın seçilmesi için çalıştığı iddiasını da yineleyen Yerlikaya, "Bunu vatandaşlar bize iletiyor. Çatlı'nın, Hasan Can ve Metin Kaya'nın öldürülmesinde de rol aldığı bize söylenmişti" dedi.
Yerlikaya, "Yeşil"in öldürüldüğüne ilişkin haberleri de şöyle değerlendirdi:
"Başbakan'ın açıklamaları yabana atılmamalı. Mutlaka önemli kaynaklardan edinmiştir bu bilgiyi. Ama ben, cesedini görmeden `Yeşil'in öldüğüne inanmam.
Beni en son 8 Şubat'ta aradı. Temmuz ayına kadar da kardeşi ve bir hemşerisi aracılığıyla yaşadığını öğrendim. İki aydır ise bilgi alamıyorum."

GAZİANTEP Sanayi Fuarı'nda İncil satılan bir kitap standını bombalayıp bir kişinin ölümüne, 19 kişinin de yaralanmasına neden olan radikal dinci Vasat örgütünün beş üyesinin idamı istendi.
Adana 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde görülmeye başlanan davada, örgütün kurucusu Şahmerdan Sarı'nın da aralarında bulunduğu 17 tutuklu sanıkla sekiz tutuksuz sanık yargıç önüne çıktı. DGM Savcısı Kasım Yağmur'un iddianamesinde, örgütün laik, sosyal ve anayasal hukuk devleti düzenini silah zoruyla değiştirerek yerine İslami esasa dayalı bir devlet kurmayı amaçladığı kaydedildi. İddianamede, örgüt üyelerinin 14 Eylül 1997'deki bombalama olayının yanı sıra içki satışı yapıldığı gerekçesiyle Gaziantep Çiçek Pasajı'yla bir büfenin bombalanması, bir otomobille bankamatiğe patlayıcı madde atılması eylemleri de yer aldı.
Savcı Yağmur, tutuklu sanıklar Şahmerdan Sarı, Mehmet Yıldırım, Mehmet Kurt, Burhan Kaba ve Abdulhamit Altun hakkında Türk Ceza Yasası'nın (TCY) 146 / 1, 31 ve 33. maddeleri uyarınca idam, Faruk Öztürkoğlu, Hakan Elçin, Ahmet Alnıaçık, Mehmet Sindi, Mehmet İnan, Ali Kaynarca, Şehmuz Bozan, Şükrü Elçin, Servet Orçan, Cemal Güçlüer, İsa Bozkurt, Zabit Durmuş'la tutuksuz sanıklar Mehmet Karaca, Şehmuz Aslan, Kemal Güçlüer, Hasan Gölgeli, Hasan Çomatik, Yaşar Yavuz, İrfan Gümüş ve Nusret Reşber hakkında ise TCY'nın 168 / 2. maddesine göre 5 - 10 yıl, TCY'nın 31. maddesine göre 3 - 5 yıl, 32. maddesine göre beş yıldan az olmamak üzere hapis cezası istedi.
Sanık avukatlarından Ali Kalın ise böyle bir örgütün bulunmadığını ileri sürdü. Kalın, "Bu kesinlikle örgütsel bir faaliyet değil. Bir kişinin iddiasıyla diğer sanıklara isnatta bulunuldu. Vasat, illegal bir dergidir. Ortada illegal bir örgüt yoktur" dedi.